Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ulusoy Holdingin ve RODERin Başkanı Saffet Ulusoy, 75 yıllık yaşamını "Aklımda Kalanlar" adlı kitabına döktü. Hafta sonunda, Atlas Havayollarından kiraladığı bir uçakla konuklarını, TMSFden satın aldığı Antalyanın Kemer bölgesindeki Fantasia Otelinde ağırladı. İşin ilginç yanı Fantasia, Ulusoy Ailesinin dünürü Ceylanların bankası Bank Kapitalin devri nedeniyle TMSFye geçmişti. Çeşitli kurumlarda isim yapmış bu kadar insanı bir arada görmeseydim, başlığım "Karadenizin uşakları Akdenizde buluştu" olmazdı. 200 civarında davetli... AKP Milletvekili Cengiz Kaptanoğlu, Türkiye Armatörler Birliği Başkanı Şadan Kalkavan, Gemi İnşa Sanayicileri Birliği Meclis Başkanı Kenan Torlak, armatörler İhsan Kalkavan, Nevzat Kalkavan, eski İstanbul Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yıldırım, eski DYP İstanbul İl Başkanı Orhan Keçeli, eski TOBB Başkanı Fuat Miras...İçlerinden önemli bir kısmı DYP içinde aktif siyaset yaptı veya Demirele yakın oldu.Bugün kim kime yakın, kim nereye ait; artık çok önemi kalmadı.Yolculuğumuzun ilk saatlerinde kısa selamlaşmalarımız oluyor...Mehmet Yıldırım en dertlileri. Kısa bir süre önce İTO Başkanlığını AKP kadrolarından Murat Yalçıntaşa sürpriz bir biçimde kaptırdı. Yıldırım, "Demokrasi mücadelesi verdim" diyor...Kenan Torlak, "Gemi sanayi tam kapasite ile çalışıyor, 2009 yılına siparişlerimiz var. Tersane açmamız gerekir" diyerek, bir tür müjdeli haber veriyor.Cengiz Kaptanoğlu, önemli bir çalışmasından söz ediyor: "Benimle birlikte çalışan uzman arkadaşlardan kurulan bir ekiple; milletvekilleri, bürokratlar ve Başbakan arasında en verimli çalışma ortamının sağlanmasını düzenleyecek bir yapısal model oluşturmaya çalışıyoruz."Kaptanoğluna böyle bir çalışmaya neden gerek gördüğünü soruyorum. "Milletvekili olmak çok istedim, çok çalışacağımı sanıyordum. Ancak baktım ki, özel sektördeki çalışmamın ancak yüzde 20sini burada yapabiliyorum. Sistemi incelemeye karar verdim" yanıtını veriyor.Kaptanoğlunun çalışmasının bugüne kadar Mecliste süregelen eğilimleri yansıtması açısından da bize önemli ipuçları vereceğini sanıyorum. Çalışan milletvekili! Nakliyeciler arasındaki "keskin bıçak" UND - RODER kavgası, üzerinden 3 seçim geçse de güncelliğini koruyor.Saffet Ulusoy, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı olarak neredeyse bir ömür geçirdi: 20 yıl!Sonunda Tır - Sanın sahibi Çetin Nuhoğlu ortaya çıktı ve "Ulusoyun yerine adayım" dedi.O günden beridir, üçüncü kez UND Başkanlığı koltuğuna oturan Nuhoğlu ile Ulusoy yollarını kesin olarak ayırdılar. Ulusoy, 2001 yılında da Ro - Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneğini (RODER) kurdu, başkanı oldu ve ayrıca Ro - Ro taşımalarını 1993 yılından beri gerçekleştiren şirketlerin başkanlığına da geçti.Nuhoğlu, başta kara nakliyesi ile deniz yolunu birleştiren UND Ro - Ro İşletmeleri adıyla kurulan şirketteki hisselerini 12 Ocak 2002 tarihinde Ulusoyun ortaklarına devretti, sonra 25 Ocak 2002 tarihinde de Ro - Ro İşletmelerinin başında yer alan "UND" adının kalkması için mahkemeye başvurdu. Mahkeme sürüyor, Ulusoy UNDnin Dsini kaldırdı.Ulusoy ile Nuhoğlu arasındaki rekabet, sektörü kalbinden bölmüş. Sektörde 1074 firma faaliyet gösteriyor, bunların 771i RODER üyesi. Ortak sayısı ise 150 civarında. Bölünmenin nedenini soruşturduğumda, sektörün eskilerine gidiyorum. Örneğin Ünkar Lojistik ve Uluslararası taşıma firmasının sahibi Tayçın Ünere veya Ulusoyun kitabında tek satır bile adını anmadığı Nuhoğluna karşılık önce rakip, sonra da yol arkadaşı olan Taner Gürkana...Her ikisi de, "Dernekte değişim olması için başta Nuhoğlunu destekledik ancak Ro - Ro taşımacılığına cephe alması, derneğe zengin - fakir propagandasını sokması nedeniyle desteğimizi çektik" diyor. Aslına bakarsanız, eski UND yönetiminden çok da sağlam bir destek gelmeden yola çıkan Nuhoğlu, sektörün kara tarafında kalmış. Sorun bu! Zengin - fakir ayrımı Sektörün deniz tarafını temsil eden U.N Ro - Ro İşletmeleri ise demiryolu ile birlikte kombine taşımacılığa yöneliyor. ABnin oluşturduğu 700 milyon euroluk bir fondan Türkiyenin de yararlanmasını sağlıyorlar ve yılda Ro - Ro ortaklarına 10 - 15 milyon euro bir geri dönüş olacak. Avrupada "Marco - Polo" olarak adlandırılan bu projenin amacı, Avrupa yollarından daha az kara nakliye aracının geçmesi, uluslararası yük taşımalarının deniz ve tren yoluna kaydırılması.Türkiyedeki nakliyeciler, Marco - Polo projesinde deniz ve tren taşımalarının sübvansiyonuyla ilgililer. Aslında U.N Ro - Ro işletmelerinin bir ayağı da göklerde. Yılda 65 bin sürücüyü İstanbul - Slovenya arasında uçuruyor. Şoförler, gemilerle İtalyanın "Triesta Limanına gelen TIRlarına binmek için Türkiyeden havayolunu kullanıyor.Bizde ulusal ve uluslararası taşıma stratejisi oluşturulmadığından; UND ve RODER tepişiyor. Merak ediyorum, bu memleketin Ulaştırma Bakanlığı nerede? İki dernek mi belirliyor tüm sektörün, hatta ülkenin ulaşım ve taşıma kaderini. Evet aslında öyle. Çünkü özel sektör, devletten önde gidiyor. syilmaz@milliyet.com.tr ABden fon desteği