Tarım nüfusunun yüzde 44'lerden yüzde 34'e düştüğünü söyleyen Erdoğan, hayvancılığa ciddi pay ayırdıklarını vurguluyor. Organik tarıma ve tarımsal endüstriye yönelik projeleri yakın takip eden Erdoğan, Güneydoğu ve Doğu illerinde mayın temizliği yaptıklarını da anlatıyor. 800 kilometrelik bir alanda mayın temizliği yaparak, hayvancılığın önündeki fiziki engelleri kaldırmaya çalıştıklarını anlatıyor.Erdoğan, işsizlikle mücadele alanı olarak hizmet ve tarım sektörünü işaret ederken, oy tabanına da selam veriyor. Başbakanlık Konutu'ndaki Milliyet yazarları ile buluşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajlarına bakıldığında işsizliğin gündemindeki en önemli konulardan biri olduğu anlaşılıyor. Erdoğan özellikle TÜSİAD ve TOBB çevresinden gelen eleştirilere yanıt verirken, sinirleri alınmış bir dil kullanıyor. Doğu ve Güneydoğu illerinde mayın temizleme çalışması başlattıklarını belirten Başbakan Erdoğan, "İstihdam, sanayi ve teknoloji yatırımları ile artmıyor; hizmet ve tarım sektörüne ağırlık veriyoruz" diyor. Erdoğan, kayıtdışılık ile ilgili olarak da hazırlanan Teşvik Yasası'na işaret ediyor. Yeni yasayla, yüzde 20'den fazla yeni istihdam sağlayanlara verilecek teşvikle, çalışanların kayıt altına alınmasını hedeflediklerini belirtiyor.Başbakan, kayıtdışı istihdamın boyutlarının ne kadar büyük olduğunun farkında ve bu nedenle "100 kişiden 20'sini kayıt içine alsak kârdır" görüşünü taşıyor. Kayıtdışına önlem Erdoğan, dünyanın önde gelen şirketlerinin CEO'larıyla yapılacak "Yatırım Danışma Konseyi" toplantısına ilişkin yorumlarını, "Bundan önceki toplantıda gündemimiz AB'ydi, bugün doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını ele alacağız. Yabancı yatırımların önümüzdeki 2 - 3 yılda artacağı tahminini dile getirmişlerdi. Bu yıl 3 milyar dolar yabancı sermaye yatırımı gelebileceğini söylemişlerdi" diyerek aktarıyor. 'Gündem yatırım olacak' Medyayı sıkı takip ediyor Evet, çok sıkı takip ediyor. Medyaya yönelik dikkati ve ilgisi çok açıktı. Gerek gündeme ilişkin yorumlarını temellendirirken başvurduğu kaynaklar, gerekse de basın yoluyla izlediğimiz konulara mesafesiz yaklaşımı bunu ortaya koydu. Tek istisna vardı, o da Afganistan ziyareti sırasında, ülkenin koşullarından kaynaklanan, basın gönderilerinin eline geçmemesi nedeniyle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün açıklamasını aynı gün okuyamaması. Erdoğan, ülkenin iç ve dış temel meselelerini tek tek ele almayı seviyor. Konu başlıklarını birbirine geçirmeden açıklığa kavuşturmayı tercih ediyor. Kamuoyu önünde gelişen tartışmalarda, AKP karşıtlarının tutumunu dikkatten kaçırmıyor. Başbakan gazeteleri takip ediyor mu? Herbirimizin sorularını almaya ve tam yanıtlamaya özen gösteriyor. Kamuoyunda beliren tartışmaların bizdeki izlerini sürmek istiyor. "AKP Kadın Kolları Başkanı'nın türbanlı olması" yolundaki polemiği sorduğumda, "siyasal merkez" kararlılığını ortaya koyuyor. Denizli Milletvekili adayı ve AKP Kadın Kolları Başkanı Selma Kavaf'ın başının açık olmasını, "ortalama vatandaşa" yakınlık anlayışı ile açıklıyor. Mayolu reklam panolarına AKP tepkisi olarak sunulan haberleri de aynı duyarlılıkla ele alıyor ve partinin bu yönde bir dayatması olmadığını vurguluyor. 'Merkez' kararlılığı Erdoğan, Türkiye'nin siyasi ayağında AB, ekonomik ayağında ise IMF ile çizilen rotasına sıkı sıkıya bağlı olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bu yüzden de, manşetlere çıkan sosyal ve siyasal çıkışları adeta 'sabotaj' gibi görüyor. Dünyanın gündemindeki Türkiye'ye odaklanmamızı tercih ediyor. IMF ile ilişkilerde, Türkiye'nin borçlarının 30 milyar dolardan, 20 milyar dolara gerilediğini ifade ederken, "ulusal çıkarlar" mesajı veriyor. Çıkışı 'sabotaj' sayıyor Erdoğan'ı iki noktada çok hassas buldum. Kişilik haklarını, aidiyetleri ile çevreliyor. Musa Kart'ın kedi karikatürüne de aynı bağlamda yaklaşıyor. Söz konusu "kediye" kişilik haklarına bir saldırı olduğu kadar, ondan da fazlası imam - hatip liselerine yönelik çözümsüzlük mesajı verdiği için tepki veriyor.Bir başka hassasiyet ise, sistem ile çatışmalı bir noktaya çekilmesi. Meclis'teki AKP ağırlığını gölgelercesine, konuşmalarında sıkça "toplumsal mutabakat" ve "kollektif akıl" ilkelerini tekrarlıyor. Erdoğan; eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik alanlarına verdiği önceliklerin kavranmasını istiyor. syilmaz@milliyet.com.tr İki noktada hassas