Bu memlekette kim çalışıyor, kim iş bulabiliyor; Yüksekova- Başkale-Van yolunda eroinden başka taşınacak ne buluyorlar? Rakamların notası olsa, istatistikler ağıt etkisi yaratabilirdi. İş-aş bulmak umuduyla Bitlis'ten, Siirt'ten, Hakkâri'den, Muş'tan, Ağrı'dan, Şırnak'tan; "Doğu'nun incisi", yeni söylemle "Doğu'nun Antalya'sı" olma iddiasını taşıyan Van'a göç ettiler, kayıtlı 285 bin olan nüfus 650 bine çıktı, 300 bini işsiz. Çoluk çocuk; yaşlı hasta dahil, nüfusun yarısı işsiz. Pazar akşamı Başbakan Tayyip Erdoğan, Van Kültür ve Dayanışma Vakfı'nın Hyatt Regency'de düzenlediği "hemşeri gecesindeydi"; "Teşvik yasası çıkardık, Van'da bir tane yatırım yok. İşadamları yurtdışına yatırım yapıyor, memleketlerine yapmıyorlar" diye sitem etti.Erdoğan, kirvesi İtalyan Başbakanı Berlusconi'yi incitecek bir yorum yapmaktan da geri kalmadı: "Roma'da adam taş parçasını satıyor, toprak altından çıkarıp üzerine bir levha koyuyor. Biz canım canım şeyleri satamıyoruz. İstihdamda önemli alanlardan biri hizmet sektörü. Bin tane kavga gürültü; bir otelden başka yok!"Roma ve tarih; belki de yeryüzünde eserleri küçümsenecek en son kentlerden birine çattı Erdoğan. Ermeni propagandası endişesi ile yıllardır onarılmayan Akdamar Kilisesi, bundan 3 bin yıl önce bu topraklara yerleşen Urartu medeniyetine ait Van ve Hoşap kaleleri orada öylece dururken, kentte turizm yatırımlarının yokluğuna (!) duyulan "kırgınlığın" kahve sohbetlerindeki dışavurumu... Roma'da taş parçası! Van Belediye Başkanı Burhan Yenigün, Turizm Bakanlığı'nın kilisenin onarımı için 2.4 trilyon lira kaynak aktardığını, onarım ihalesinin yapıldığını anlattı. Van Gölü'nün temizlenmesi için Alman Kalkınma Bankası'ndan 11 milyon euro hibe kredi temin edildiğini sözlerine ekledi. Erdoğan, "geri kalmışlık" durumunu da şu sözlerle temellendiriyor: "Yatırımlar Akdeniz'e yapılmış. Doğu, Güneydoğu Anadolu'ya gittiğinizde, (acaba buralara devlet uğramadı mı?) diyorsunuz. Oysa Karadeniz'e, buralara, Batı'dan fazla para verdiler. Yatırım kredisini ellerine verdiler, onlar da kılıfını ayarladı. Devlet zengini bunlar. Devlet bankaları kâr etmeye başladı. Hortumları kesersen, bu noktaya gelirsin." Devlet uğramadı mı? Hemşeri gecelerine ilgi gösteren Başbakan, ekibi ile geldiği geceden, erken ayrıldı. Vanlı Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik masaları yeni dolaşmaya başlamıştı ki, Başbakan ayaklandı. Sahneye çıktı, türküsünü okuyan Hüsamettin Subaşı'nın ve saz arkadaşlarının tek tek elini sıkıp ayrıldı otelden. O dakikaya kadar "AKP propagandasının" yapıldığı bir paneli andıran gecenin rengi değişti. Masalara şarap, rakı şişeleri konmamıştı; garsonlar "Ne içersiniz" sorusuna verilecek yanıtları "Meyve suyu ve kola" olarak yönlendirmişti. İçki siparişi verenler bir elin parmakları kadar sınırlıydı. Van CHP Milletvekili Mehmet Kartal'ın ısmarladığı bir kadeh rakı, başların üzerindeki hizada yol alırken, düğün tepsisi gibi dikkat çekiyordu salonda. Başbakan ve resmi heyetin geceden ayrılmasından sonra halaylar çekildi, Kürtçe-Türkçe türküler söylendi, rakılar içildi; geride yalnızca üç masa kalmıştı. Gecenin bitimine denk geldi hemşeri havaları. syilmaz@milliyet.com.tr Başbakan gitti, rakı geldi
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024