Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ziyaretimiz, Çin rekabetine karşı Eurotex'in koruması dışında kalan çorapçıların geçtiğimiz 14 Temmuz'da açıkladığı bir bildiri ile Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ve sektöre mücadele çağrısı yaptığı günlere denk geldi. Türkiye, Çin'in resmi verilerine göre 3, gayri resmi verilere göre ise 5 milyar dolara ulaşan yıllık ithalat, en çok tekstil sektörünün canını yakıyor. O nedenle de Çin'in Şanghay yakınındaki bir çorap fabrikasını ziyarete gidiyoruz; fabrikanın seçimini bizi Çin'e davet eden Çin Ticaret Bakanlığı yetkilileri yaptı. Türkiye çorap üretiminde, 2004 yılı itibariyle, dünyanın 2. büyük merkezi haline geldi. İhracatının yüzde 85'ini AB ülkelerine yapıyor. 2004 yılı tekstil ve hazır giyim ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 28 artan Çin'de 78 milyar dolar, Türkiye'de ise 18 milyar dolar olarak gerçekleşti.Geçen yıl AB'nin Çin ile dış ticaretinin yüzde 38 artarak 160 milyar dolara ulaşması, Birliği harekete geçirdi ve Çin'den yapılan tekstil ürünleri ithalatına yüzde 8 ile yüzde 12.5 oranında artış sınırı getirildi.Çorap, bu kısıtlar arasında yer almadı. Oysa Çin'in AB ülkelerine çorap ihracatı 2004 yılında yüzde 242 oranında artmıştı.Tekstil İşverenleri Sendikası'nın Şubat 2005 araştırmasına göre, ülkelerin üretim maliyeti ve rekabet gücü tablosunda Türkiye 65 puanla en gerilerde yer alırken, Çin 44 puanla üstünlüğünü ilan ediyor. Aynı tabloda ABD 2, Almanya 13, İngiltere 15, Fransa 26 puanla yer alıyor.Tüm veriler ışığında Şanghay'daki Lituo Knitting çorap fabrikasının sahibi, aynı zamanda da Çin Komünist Partisi üyesi Mao Peixin'i dinliyoruz:"Üç yıl önce 1.5 milyon dolar yatırımla toplam 33 bin metrekare alana fabrikayı kurdum. Daha önce devletin bir çorap fabrikasında çalışıyordum. Yıllık üretim adedimiz 10 milyona çıkacak. 350 kişi çalışıyor, yılda 45 milyon dolar ciro gerçekleştiriyoruz. Adidas'ın tüm spor çoraplarını biz üretiyoruz. Ayrıca Tommy, Esprit markalarıyla da ürettiğimiz çorapları ABD'ye ihraç ediyoruz."Peixin'e "özel teşvik" uygulamasını soruyorum, "Güney Afrika'dan da gelenler aynı (sübvansiyon var mı?) diye aynı soruyu soruyorlar. Tüm dünyada uygulanan ihracat teşvikleri dışında özel bir uygulama yok" yanıtını veriyor.Peixin, "Türkiye, Çin'den hammaddeyi ucuza alıp, üretim maliyetini düşürüyor" diyor. Bu arada Çin'de makine fiyatlarının da Türkiye'nin 10'da biri olduğunu vurguluyor.Karşılıklı görüşmelerden sonra, sıra fabrikayı gezmeye geliyor. Büyük... Makineler çok yeni sayılmaz, el işçiliği sürüyor. Çalışanların yarısı kadın. Fabrikanın içi, dışarıdaki hava kadar sıcak. Peixin, "Adidas yetkilileri her yıl iki kez bizi denetlemeye gelirler" bilgisini veriyor.Malatya'da gezdiğim Mark & Spencer'ın üretim yaptırdığı fabrikayı hatırlıyorum. Tertemiz, püfür püfür bir ortam, her 15 işçiye bir tuvalet düşüyor, kreş ve sosyal güvenlik önlemleri tamam... Batı, kalite ve fiyat arasında sıkışmış; Türkiye'ye markaları tasarım ürünlerini ürettiriyor, spor çorap gibi "halk tipi" tüketim kalemlerini Çin'e postalıyor.İnsan ve işçi hakları ülkeye, yani keseye göre ayarlanıyor! Büyük tekstil ihracatçısı Pekin, otoyollar, köprüler, yükselen binalar ile dünyanın kentsel yarışında da Çin'in iddiasını ortaya koyuyor. Şanghay'daki kent müzesinde gördüğüm 2010 yılı dünya ihracat fuarı hazırlıkları gibi, Pekin de olimpiyatlara odaklanıyor. Olimpiyatların güvenliğini sağlamak üzere 130 kiloluk küçük bir uydu uzaya fırlatılacak ve bu uydu her hafta yeryüzüne fotoğraf ve bilgi gönderecek. Böylece değişiklik kaydedilip, gözlemlenebilecek.Çin'in 1975 yılından beri uzaya gönderdiği 20 uydusu dünyaya döndü. 1996'dan bugüne 40 başarılı fırlatış gerçekleştiren Çin, en son kendi geliştirdiği Changzheng - 4B tipi taşıyıcı füze ile Kaynak - 2 adlı uyduyu uzaya fırlattı. Bu uydu Çin'in toprak kaynakları, şehir planları, çevre izlenimleri, tarım üretimi için tahminleri verecek; doğal afetleri önleme ve uzayda bilimsel araştırma yapma olanağı sağlayacak. syilmaz@milliyet.com.tr Olimpiyatın güvenliğini uydu ile sağlayacak