Kalkavan, kara yolu ile Pekin'den İstanbul'a gelmek üzere yola çıktıktan kısa bir süre sonra otomobilinde kaza geçirdi. Kaza sonucu kolundan kopan parça, karnından yapılan bir operasyonla dikilen Kalkavan, bulunduğu hastanede, Türkiye'den gelecek ekibi bekledi.Memorial Hastanesi Plastik Cerrahi Bölümü'nden Op. Dr. Tuğrul Turan ve Ortapedi Bölümü'nden Op. Dr. Şamil Bezirgan ile birlikte yola çıkan medikal ekip, yaklaşık 10 saat sürecek olan özel uçak yolculuğunda, Kalkavan'ı gözetim altında tutucak. Armatör İhsan Kalkavan Çin'in başkenti Pekin'de Cumartesi günü saat 15.00 sularında geçirdiği trafik kazası sonucunda ameliyata alındı, bugün de sahibi olduğu İstanbul Memorial Hastanesi'nin gönderdiği özel uçakla Türkiye'ye geliyor. Kardeşi İhsan Kalkavan'ın dönüşünü bekleyen Armatörler Birliği Başkanı Şadan Kalkavan, "Dünya turuna da çıkmıştı, biliyorsunuz macerayı seviyor. Çin'den otomobille Türkiye'ye gelmek isterken kaza geçirmiş, kendisi ile henüz görüşemedim, Allah'a şükür hayati tehlike yok" diyor.Türkiye'nin en büyük tanker filosuna sahip olan İnsan Kalkavan, kaza geçirmeden önce Güney Kore'deydi. Yüksek tonajlı gemi inşaasında dünyanın önde gelen tersanelerinin bulunduğu Güney
Aynı kaynaklar, Ertegün ile AKP Milletvekili Egemen Bağış'ın yakınlığı üzerinde de duruyorlar. Gerçi Başbakan Tayyip Erdoğan'ın son iki ABD gezisinde "onuruna" yemek veren Ertegün ile "gönül muhabbeti", aracıya ihtiyaç bırakmıyor. İhlas Grubu, TGRT'deki hisselerini, Amerika'da müzik dünyasının baronu Ahmet Ertegün üzerinden kozmetik devi Estee Lauder'e satıyor. Geçtiğimiz yıl 97 yaşında ölen kozmetik kraliçesi Estee Lauder'in küçük oğlu Ronald Lauder, Atlantic Records'un sahibi Ahmet Ertegün ile Galatasaray Balosu'na da katıldı. Baloda "TGRT'yi Ertegün aldı" sözleri havada uçuşurken, ikiliye yakın kaynaklar, "Ertegün 88 yaşında, yeni bir yatırım heyecanına kapılmaz. Medyada yabancıya yüzde 25 sınırı getirildiği için Ertegün devrede. TGRT'nin asıl ortağı Ronald Lauder" bilgisini aktarıyorlar. Son 47 yıldır ABD'de yaşayan Ertegün ile Bağış'ın dostluğu, seçim öncesine uzanıyor. Bağış, AKP milletvekili olmadan önce Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu'nun başkanlığını yapmıştı. Ertegün'ün Bodrum'daki villasında kalan AKP'li konukları arasında Bağış'ın yanı sıra Ömer Çelik de yer alıyor.Ertegün'ün çevresinde Erdoğan'a beslediği sempatiyi bilmeyen yok gibi... Erdoğan'ın da Ertegün'ün
Mısır Turizm Bakanlığı'nın, teröre karşı dünya kamuoyuna vereceği mesajı almak üzere düzenlediği uluslararası basın toplantısına katılmak üzere, Türkiye'den giden küçük bir grup gazeteciyiz. Toplantı öncesi Şarm El Şeyh'teki "terörün izlerini" sürüyoruz.Rusya, İtalya ve Baltık ülkelerinden gelen bizimle birlikte yaklaşık 80 kadar gazeteciyi, Şarm El Şeyh'te en büyük yabancı turizm yatırımcısı Domina Otel ağırlıyor. İtalyan Domina'nın dünyanın turizm merkezlerinde 50 oteli bulunuyor. Domina Coral'ın Mısır ve Ortadoğu Satış ve Pazarlama Müdürü Amr Saafan, terör eyleminden sonra yaşananları anlatıyor:"Burada otel yatırımcılarının çok güçlü birlikleri var. Bombalamadan sonra yapılan sektör toplantısında, oluşturdukları fondan, terör eyleminden zarar gören işletmelere destek kararı alındı. Şarm El Şeyh'e yapılan rezervasyonların yüzde 50'sinin iptal edilmesine karşılık, hiçbir işletme bu yıl çalışanları işten çıkarmayacak."Saafan'a "Terör örgütünün hedefi, Mısır'daki turizm sektörüydü. Turizmciler kaçıyorlar mı, çalışanlar işten ayrılıyor mu?" diye soruyorum."Turizm onların sezonluk işleri değil, meslekleri; bombalardan değil, işsizlikten korkuyorlar" diyor.Şarm El Şeyh, Mısır'ın
Mısır, turizmi hedef alan terör kuşatması karşısında savunma reflekslerini diri tutuyor. Bununla kalmıyor, Mısır'a gelen turist sayısını artıran önlemler de alıyor. Mısır Devlet Başkan Yardımcısı ve 13 yıl Turizm Bakanlığı yapan Turizm Bakanı Mamdouh El Beltagui'nin yerine atanan Ahmed El Mghraby, Şarm El Şeyh'teki saldırılar sonrasında bu hafta sonu aynı kentte, uluslararası bir basın toplantısı düzenleyerek, dünya kamuoyuna "Mısır'ı terk etmeyin; Şarm El Şeyh'te kalın" diye seslenecek. Mısır, 1992 yılından bu yana radikal İslami örgütlerin terör kuşatması altında. 1996'da Kahire'deki piramitlerin yakınında İsrailli oldukları zannıyla, 18 Yunanlı turistin öldürülmesiyle "alev topuna" dönüşen terör, son olarak Şarm El Şeyh'te 88 kişinin ölümüne yol açmıştı. 1997 yılında Nil Nehri üzerindeki Luksor bölgesindeki harabelerde, radikal İslami örgüt El Kaide'nin saldırısı karşısında 60'ı Japon turist olmak üzere 72 kişi hayatını kaybetmişti. Mısır, terörün "kitlesel" tehdit halini almasıyla birlikte, Batılı reklam ajanslarıyla "tanıtım" atağına kalktı. Dünyada en çok satılan kitaplar listesinde uzun süre kalan ve seri haline gelen Mısır kraliçesi Kleopatra adına kitap yayımlattı.
Eski DSP milletvekillerinden ve eski Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Rıdvan Budak, dün gazetedeydi. Çin'den başlayıp, Türkiye'den çıktık.Budak'ın bir elinde enerji yolsuzluğu ilişkileri nedeniyle CHP hakkında çıkan yazılarım, bir diğerinde de Florya'da kaçak kat inşaatı yapan müteahhitlerin CHP'ye üyelik haberleri...Bir ülkenin son 20 yılda başardıkları ve bir diğer ülkenin 20 yılda başaramadıklarının nedenleri üzerinde durduk. "Türkiye'de siyaset de, ekonomi de emeği yok sayıyor" diyor Budak. Sistemin "emek" üzerine oturması için önce geniş çaplı bir "iç temizlik" gerekiyordu. Son seçimlerde halk bu temizliği sandıkta yaptı. Önümüzdeki genel seçimlerde ise partilerin "demokrasi anlayışı ve refah toplumu programı" oylanacak... Cin'e yaptığım gezi nedeniyle gazetemizde çıkan yazılar, büyümenin cazibesini yansıtmak açısından "liberaller" kadar, komünizmin kendini yenileyen yüzünü göstermesi açısından sosyal demokratların da ilgisini çekmişe benziyor. Budak, geçtiğimiz ay Cumhuriyet gazetesine tam sayfa "CHP Yönetimine Açık Mektup" imzalı bir ilan vermiş, yarın da "CHP Yönetimine Açık Mektup - 2/ Siyasette Güven" başlıklı ikinci ilanı çıkıyor.Budak, ekim -
Türkiye tarafında "gurubun" eşbaşkanlığını Devlet Bakanı Mehmet Aydın, koordinasyon kurulu eş başkanlığını ise Erdoğan'ın Dış Politika Danışmanı Rafet Akgünay yürütecek.Akgünay, BM'nin "ittifakı" destekleyen ülkelerden 16 - 18 kişilik "akil adamlar" grubu oluşturmaya çalıştığını belirtiyor.11 - 12 Temmuz tarihlerinde New York'ta yapılan BM toplantısında, projeye, içinde Latin Amerika, İran ve Polonya'nın da yer aldığı 15 kadar ülke destek verdi. Akgünay, "Yazmanlık grubu, 2006 yılı BM Genel Kurulu'na kadar 4 - 5 kez bir araya gelerek hazırlayacakları raporu, Genel Sekreter Kofi Annan'a sunacak. Genel kurulda da eylem planı açıklanacak" bilgisini veriyor."Medeniyetler ittifakı" girişiminin bütçesi, İspanya ve Türkiye'den sivil toplum kuruluşları, vakıflar, şirketler gibi özel kaynaklardan oluşacak. Birleşmiş Milletler (BM), Müslüman toplumu temsilen Başbakan Tayyip Erdoğan'ı, Hıristiyan toplumunu temsilen de İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriquez'i, "Medeniyetler İttifakı" girişiminin eşbaşkanı olarak seçti. 11 Eylül sonrası tehdit algılamasına yol açan "dinler arası uyum" sorununu gidermeye dönük eylem planı hedefleniyor. Avrupa'daki göçmen Türklerin, yaşadıkları toplumlara daha
Memleketten bir hafta uzak kaldıktan sonra gündeme tepeden dalmak istiyorum. Koskoca bir davetiye masamda: "Başbakan Tayyip Erdoğan ve Değerli Eşleri'nin açacağı Antalya Beldibi Kemer'de Sungate Port Royal'e bekleriz: Cengiz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz."Cumartesi akşamı Cengiz ailesinin otel açılışı için özel olarak İstanbul'dan kaldırdığı uçak yolcularının arasına katılıyorum. Açılışa çok özenilmiş.İstanbul'da yapılan NATO toplantısında dünya liderlerine izletilen "Lirik Tarih Gösterisi" ile başlayan gece, Nilüfer'in unutulmaz konserleriyle sürüp, gökyüzünü ışığa boğan havai fişek gösterisi ile sonlanıyor. Başbakan Erdoğan açılışa konuklara bildirilen saatte gelmiyor. Zaman ilerliyor, gözler kapıda asılı kalıyor, yemek başlıyor, yine gelmiyor. Sonunda otel sahipleri, mönünün yer aldığı masa kartlarında bile isimleri yazan Erdoğan çiftinin hiç gelmeyeceğini anlıyorlar. Yemeğin ortasına doğru Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ile Bayındırlık Bakanı ve Trabzonspor eski başkanlarından Faruk Nafiz Özak salona giriyor. Çin'de bronzlaşmamak için ellerinde şemsiyelerle beni güneşten korumaya çalışan kız kardeşlerimi geride bırakır bırakmaz, Antalya'da sere serpe
Ziyaretimiz, Çin rekabetine karşı Eurotex'in koruması dışında kalan çorapçıların geçtiğimiz 14 Temmuz'da açıkladığı bir bildiri ile Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ve sektöre mücadele çağrısı yaptığı günlere denk geldi. Türkiye, Çin'in resmi verilerine göre 3, gayri resmi verilere göre ise 5 milyar dolara ulaşan yıllık ithalat, en çok tekstil sektörünün canını yakıyor. O nedenle de Çin'in Şanghay yakınındaki bir çorap fabrikasını ziyarete gidiyoruz; fabrikanın seçimini bizi Çin'e davet eden Çin Ticaret Bakanlığı yetkilileri yaptı. Türkiye çorap üretiminde, 2004 yılı itibariyle, dünyanın 2. büyük merkezi haline geldi. İhracatının yüzde 85'ini AB ülkelerine yapıyor. 2004 yılı tekstil ve hazır giyim ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 28 artan Çin'de 78 milyar dolar, Türkiye'de ise 18 milyar dolar olarak gerçekleşti.Geçen yıl AB'nin Çin ile dış ticaretinin yüzde 38 artarak 160 milyar dolara ulaşması, Birliği harekete geçirdi ve Çin'den yapılan tekstil ürünleri ithalatına yüzde 8 ile yüzde 12.5 oranında artış sınırı getirildi.Çorap, bu kısıtlar arasında yer almadı. Oysa Çin'in AB ülkelerine çorap ihracatı 2004 yılında yüzde 242 oranında artmıştı.Tekstil İşverenleri Sendikası'nın Şubat