15 Kasım tarihli "Zeytinyağı üreticileri Tema ve Tariş'e cephe açtı" başlıklı yazım, Ege İhracatçı Birlikleri ile Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) arasındaki kavgayı su yüzüne çıkardı. Tema Başkanı Hayrettin Karaca bana da bir mektup yazmış:"Haklı davamızda kazanacağımızı umduğumuz tazminat bedelinin ise, ülke sathında zeytin tarımı arazilerinin tespiti için yapılacak olan etüt çalışmalarına harcanacağını bildirerek, meseleye, indirekt olsa da vesile olarak katkıda bulunmuş olacağınızdan, peşinen teşekkür ederim" diyor.Duyarlı bir üslup! Ayvalık'ta önceki hafta sonu katıldığım "Zeytin Hasat Günü" etkinliğinde, Türkiye'nin dünya zeytinyağı pazarında daha güçlü bir konuma gelmesi tartışıldı; öneriler ve engeller aktarıldı. Bu sütunlarda okumuşsunuzdur... Olayın başlangıcına bakalım... İhracatçılar, ormanların "patronu" gördükleri Tema'dan "işbirliği" talep etmişti.Tema, 20 Eylül 2001'de Ege İhracatçı Birliği'ne bir yazı göndererek, "Maliye Bakanlığı, Milli Emlak Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü" gibi yerlerde, "Gerçek ve tüzel (kamu ve özel) kişilere ait arazilerin" araştırılmasını öneren 22 milyar 300 milyon lira ön etüt bütçesi
Son 6 aydır yürürlükte olan uygulamaya göre, oda ve borsalardan bugüne kadar TOBB Yüksek Disiplin Kurulu'na (YDK) bir tane şikâyet ulaştı. O da Biga Sanayi ve Ticaret Odası'ndan geldi. Şikâyet, "Başkanın itibarını zedeleyici ithamda bulunmak" suçu ile ilişkilendirilmişti. Şikâyet edilen üye YDK'da itiraz hakkını kullandı. Kurul, soruşturmanın eksik yürütüldüğü ve tamamlanması gerektiği gerekçesiyle dosyayı Biga'ya iade etti. Haziran 2004 tarihinde çıkan 5174 sayılı kanun, 364 oda ve borsanın kayıtlı olduğu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) çalışma esaslarını düzenlemekle kalmadı; iş dünyasında "etik" değerlerin "yasal güvenceye" alınması sürecini de başlattı. Ankara Ticaret Odası (ATO) ve Konya Ticaret ve Sanayi Odası da, Biga ile benzer iddialar nedeniyle iki üyesine "para cezası" verdi. "Suçlanan" üyeler YDK'ya itiraz haklarını kullanmadılar.Geçtiğimiz günlerde yeni TOBB yasasına göre, Türkiye Futbol Federasyonu İkinci Başkanı ve işadamı Hasan Doğan ile enerji yatırımları ile dikkatleri çeken Ahmet Çalık'ın, İSO Meclis toplantılarına "devamsızlıktan" dolayı ihraç edildiğini yazmakla kalmamış, bir de soru yöneltmiştim:"TOBB, yolsuzluk yapanlara ceza kesecek mi?"TOBB
Çin'de de, Malatya'da da görmüştüm; Adidas, Nike, Marks and Spencer gibi uluslararası markalar, tedarikçilerinden "sosyal sorumluluk belgesi" istiyorlar ve yılda en az iki kez işyerlerini denetliyorlar. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük, 25-26 Kasım günlerinde düzenlenecek "IV. Sanayi Kongresi" öncesi düzenlenen basın yemeğinde, Türkiye Giyim Sanayicileri (TGSD) ile gittikleri işbirliği çerçevesinde sanayicilere, "sosyal sorumluluk karnesi" vermeye talip olduklarını anlattı. Markalaşma iddiası olan Türk firmaları bugüne kadar SA 8000 olarak isimlendirilen "sosyal sorumluluk belgesini", yurtdışındaki "yasal" kuruluşlardan alıyorlardı. İSO bu belgeyi verebilmek için, biri Amerika'da, diğeri Avrupa'da bulunan standartlar enstitüsüne başvurdu.Çalışma haklarını, temel insan haklarının doğrudan yansıması olarak kabul eden kurumların, sosyal sorumluluklarını ortaya koymaları, bilinçli tüketicilerin tercihini etkiliyor. Bu nedenle de "toplumsal sorumluluk" sürdürülebilir rekabetin bir unsuru haline geliyor. İSO-TGSD işbirliği, çalışma saatinden özel şartlarda işçi çalıştırma şartlarına veya örgütlenme hakkından işyerindeki sağlık koşullarına kadar bir dizi önlemi giyim
Koç, Ayvalık'ın 24 adasından biri olan Tavuk Adası'nda, üçüncü Rahmi Koç Müzesi'ni açmak için girişimler başlattı. Ayvalık'ın kültür hayatına katkı sağlamak için kolları sıvayan Rahmi Koç, Alibey'den Ege'ye tepeden bakan bir noktada yer alan şapeli de (küçük kilise) kütüphaneye dönüştürmek için Anıtlar Kurulu'ndan izin bekliyor. Ege'nin tarihi dokusunu ve kültürünü diri tutan ender yerleşimlerden Ayvalık'a müze kuruluyor. Koç Topluluğu Onursal Başkanı Rahmi Koç, 5-6 yıl önce Ayvalık'a bağlı Alibey Adası'nda (eski adı ile Cunda) eski bir Rum evi alıp yenilemiş, fırsat buldukça da burada kalmaya başlamıştı. Ayvalık'a ilgi gösteren yalnızca Koç değil... Yıllardır aile dostu Cem ve Ümit Boyner çiftinin Alibey Adası'ndaki evlerine konuk olan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı da, Patriçya mevkiinde elektriği-suyu olmayan ve "Eski Köy" ve "Yeni Köy" olarak bilinen, içinde 6-7 ev bulunan küçük bir köyü satın aldı. Sabancı, yenileyeceği bu evleri "misafirhane" olarak kullanacak.Koç, içinde yıkık bir manastır da bulunan Tavuk Adası ile ilgileniyordu. Adanın 14 bin 500 metrekarelik kıyı şeridini, bu dönemde, Eskidji'nin sahibi Dikran Masis 900 bin dolara satın aldı.
Ayvalık Ticaret Odası'nın, zeytinyağı şişelerinin üzerine "Ayvalık zeytinyağı" mahrecini koymak üzere, "coğrafi işaretleme" yapılması doğrultusunda, Patent Enstitüsü'nde tescil çalışması yürüttüğünü anlatıyordum. Ayvalık Ticaret Odası'nın (ATO) düzenlediği "Zeytin Hasat Günü" etkinlikleri kapsamında Ege İhracatçı Birlikleri ile birlikte "zeytinyağı gündemi" oluştu. Önceki yazımda değindiğim "tartışmalı" konulara biraz daha ayrıntılı girmek istiyorum. Balıkesir Sanayi Odası Zeytin ve Zeytinyağı Meslek Komisyonu Üyesi Salih Madra, eski Ayvalık Belediye Başkanı ve Ege İhracatçı Birlikleri Başkan Yardımcısı Ali Güreli ile ATO Başkanı Rahmi Gencer'in ortak sloganı: "Mahreç hakkımız, söke söke alırız"."Bal Körfez" olarak isimlendirilen başvuru bu noktaya nasıl geldi?.. Salih Madra anlatıyor:"İki buçuk yıl önce Ayvalık, Edremit ve Burhaniye ticaret odaları olarak Patent Enstitüsü'ne, Prof. Kenan Mortan'ın hazırladığı raporla "coğrafi işaretleme" başvurusu yaptık. Başvurumuza Tariş Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü'ne hazırlattığı bir raporla itiraz edip, "coğrafi işaretleme" sınırımızı Ezine ile Aliağa arasına kadar genişletti. Biz de bu kez,
Cuma akşamı Cunda Adası'nda Günay Restoran'da soluğu aldık. İlkin gözüme duvardaki sponsorlar afişi ilişti. Afişte Unilever, Komili markası ile yer alıyordu; Lio ve Tariş yoktu. Ayvalık'ta zeytin hasadı gezilerini bundan 7-8 yıl önce Unilever başlatmıştı. Basının çok ilgi duyduğu zeytin ve zeytinyağının "romantik öyküsü" bu gezilerden sonra kamuoyuna mal oldu; Türkiye'de zeytinyağı lobisi gelişti. Ayvalık Ticaret Odası, gelenekselleştirmeyi amaçladığı "Hasat Günü" etkinliklerinin ilkini hafta sonunda gerçekleştirdi. Unilever, geçtiğimiz yıl Ayvalık'taki zeytinyağı ve ayçiçek yağı üretim tesisini ünlü spekülatör George Soros'a sattı. Soros'un portföyüne bu satışla birlikte Yudum ve Sırma ayçiçek markaları girdi; aynı tesiste üretilen zeytinyağı markası Unilever'de kaldı. Artık Soros'un olan tesislerde Unilever, Komili'yi fason olarak ürettirip pazara veriyor. Gelelim Lio öyküsüne. Lio zeytinyağlarını kuran Şevket Aksoy, Tariş kökenli bir bürokrattı, sonraki yıllarda patron olarak karşımıza çıktı. Dış Ticaret Müsteşarlığı, Aksoy'u yurtdışına zeytinyağı yerine fındık yağı ihraç ettiği iddiasıyla mahkemeye verdi, mahkeme "delil yetersizliğinden" kapandı. Soros da yağcı oldu Sektörün
AKP İstanbul il yönetiminin yaptırdığı son araştırmalarda partinin oy oranında artış olduğu ifade ediliyor. Ne var ki, AKP'nin belediye oyları, partinin gerisinde kalıyor. Başbakan Erdoğan'ı istifalar konusunda ikna eden gelişme ise, Güllüce'nin imzasıyla, kendisinin de karşı çıktığı 3'üncü İstanbul Boğaz Köprüsü Arnavutköy güzergâhının Meclis'ten geçmesiydi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, faturayı "çok başlılık görüntüsü veren" İdris Güllüce'nin "Başkan Vekilliği" tabelasına kesti ve kaldırdı. İBB Meclis Birinci Başkan Vekili Güllüce'yi takip eden istifalar, "İstanbul nereye gidiyor?" sorusundan çok, "AKP İstanbul'da nereye gidiyor?" sorusuna vurgu yapıyor.İBB'de icra makamı Genel Sekreter Prof. Dr. Ramazan Evren'in istifası, Topbaş'ın önüne önceki aylarda birkaç kez gelmesine rağmen, geri çevrilmişti; "Güllüce operasyonu" ile aynı gün işleme konuldu. Dün de İBB'de daire başkanlıkları müdürlüklerinde yeni atamalar yapıldı. Yapılan 11 görev değişikliği içinde en dikkat dikkat çekici olan İBB Planlama ve İmar Daire Başkanı İrfan Uzun'un bu görevden alınıp, Boğaziçi İmar Müdürlüğü'ne atanması oldu.Topbaş, İstanbul'a 3'üncü köprü, Göztepe Parkı'na cami
1990'lara geldiğimizde deniz-kum-güneş ile yetinmeyip, turizmde hizmet çeşitlemesine gidilmesi gerektiğini sonucuna varılmış ve golf yatırımlarına yol verilmişti. Antalya'yı "uluslararası marka" haline getiren turizm sektörünü, merhum cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı anmadan konuşmak mümkün olmuyor. Bu bölgede, 1980'li yıllarda 49 yıllığına bedava otel arsası dağıtan dönemin başbakanı Özal'dan sonra, turizmde nitelik dönüşümüne yol açacak "ikinci hamle" bir türlü gerçekleşmediğinden midir veya ANAP'a vefa borçları ödenemediğinden midir; bilemiyorum... Antalya'da ilk, Türkiye'de ise 110 yaşına giren ve bir dönem eski başbakanlardan Adnan Menderes'in başkanlık ettiği İstanbul Golf Kulübü ve Klassis Otel'den sonra üçüncü golf yatırımı öyküsü:"Yıl 1992. Özal, Londra'da yaşayan işadamı Bülent Göktuna'yı alıp, National Golf Club'un (NGC) bin dönümlük arazisi üzerinde helikopter turu atıyor; "Burayı sana vereyim, golf yatırımı yap" diyor."İskoçya'daki 400 yıllık golf kulüplerinin üyesi olan Göktuna, Türkiye için çok yeni olan bu alana el atıyor. Yanına da Belek bölgesindeki otel yatırımcılarını alıyor. Göktuna, yüzde 65'i kendisine, diğer hisseleri de bölgede oteli bulunan Salih Tatlıcı, Erol