Edelman, dün Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Büyükelçi Yiğit Alpoganı ağırlayan Türk - Amerikan İş Konseyinin (TAİK) Conraddaki davetindeydi.Edelman önceki gece de, Amerikan Şirketler Derneğinin birinci yıl kutlamasına katıldı ve en çok merak edilen istifa konusuna değindi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin Suriye gezisi ile ilgili yaptığı değerlendirme tartışılan Edelman, "İstifam, ABD - Türkiye ilişkileriyle ilgili değil. Ya hükümette görev alacağım, ya da özel sektörde" dedi. ABDnin Ankara Büyükelçisi Edelman, Dışişleri Bakanlığı ve Ankara Büyükelçiliğinden, kamuoyuna "sürpriz" olarak yansıyan istifasının ardından, 20 gün sonra İstanbulda. Dünkü, TAİK toplantısında da başlık, Türk - ABD ilişkilerindeki neredeyse başına "sözde" koyacağımız, "sarsıntıydı"...BBCnin 21 ülkede yaptığı ankette, "Bushun yeniden seçilmesi, dünya barışı ve güvenliği için olumlu mu" sorusuna verilen "Olumsuz" yanıt Türkiyede yüzde 82 çıkmıştı. Alpogan, yapılan bir başka kamuoyu araştırmasında da yöneltilen "Amerikalılara karşı ne hissediyorsunuz" sorusuna, "olumsuz" yanıt verenlerin yüzde 18de kaldığını söyledi.Alpoganın, "Kongreye sunulan Nitelikli Sanayi Bölgeleri yasa tasarısındaki
TİKADın daveti üzerine, 60 ülkenin kadın derneklerinin üye olduğu Dünya Girişimci İş Kadınları Derneğinin (FCEM) Başkanı Tunuslu tekstilci Leyla Khaiat ile birlikte, 10 ülkeden kadın başkan İstanbula geldi. Sempozyum sonrası davetliler, Ömer Beyin kardeşi ve Bossa ile Yünsanın Yönetim Kurulu Başkan Vekili Demet Çetindoğan Sabancının, Anadoluhisarındaki 300 yıllık Zarif Mustafa Paşa Yalısında ağırlandı. Konuklar davetten önce yatla bir Boğaz turu da yaptılar.Yalıdaki davette Emine Hanım yoktu, sabahki sempozyuma da aynı gün İstanbul turu yapan Başbakan Erdoğan mazeret bildirip katılmamıştı. Kadınlar yüzünden kavga ettiler, kadınlarla yolları kesişti! TÜSİADın gösteri yapan kadınlara uygulanan polis şiddetini eleştirmesi nedeniyle, Başkanı Ömer Sabancı ile Başbakan Tayyip Erdoğan karşı karşıya gelmişti. Türk İşkadınları Derneğinin (TİKAD) pazar günü, Çırağanda düzenlenen "Önceliklerimizin Işığında Küresel Değişim" konulu uluslararası sempozyumuna, Emine Erdoğan ile Ömer Sabancı konuşmacı olarak katıldılar. Yemeğin verildiği tarihi yalının geceye özel olarak Osmanlı giysilerinin sergilendiği bölümleri, rehber eşliğinde konuklara gezdirildi. 17. yüzyılın sonlarında yapımına başlanan
Her iki durumda da tezgah kurulmuş. American Enterprise Instituteden (AEI) burs alarak eğitimini tamamlayan Michael Rubinin Middle East Quarterly dergisinde yayımlanan "Yeşil Para, Türkiyede İslami Politikalar" yazısı ve Robert L. Pollockun Wall Street Journalda Türkiyeyi "Avrupanın Hasta Adamı" diye anan yazısı üst üste geliyor.AKP Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, AEInın düzenlediği panelde her iki yazar ile karşı karşıya gelerek Türkiye savunması yapıyor. Kıbrısta izolasyonun kaldırılması, Kuzey Irakta PKKye karşı Amerikan yönetiminin aktif duruma geçmesi gibi beklentileri sıralayıp İncirlik Üssünün açılacağı haberini müjdeliyor. Türkiye, Ortadoğu coğrafyası kana bulanırken, ezan ile bayrak arasına sıkıştırılıyor. Bir yanda Amerikadan yankılanan "AKP ve yeşil sermaye" tezleri, öbür yanda Türkiye vatandaşlarının birbirine karşı giriştiği bayrak mücadelesi! Oysa bu konu dar çevrede Türkiyede tartışılıyordu. Geçtiğimiz günlerde DEİK Türk-Amerikan İş Konseyinin toplantısına konuk konuşmacı olarak katılan Başbakan Tayyip Erdoğanın Danışmanı ve Milletvekili Egemen Bağışa benim tarafımdan şu soru yöneltiliyordu: "Türkiyede Amerikan karşıtlığı tezleri, ABDden Türkiye ihraç
Konser öncesi klasik müziğin harika çocuğu Fazıl Say ile sahnede prova yapan Adrianı dinliyoruz.Say, Adrian kadar heyecanlı: "İbrahim Yazıcı, (Bilkent Senfoni Orkestrası Şefi) böyle bir sesin bin yılda bir geldiğini söylüyor. Doktorlar gördüler, ses tellerinin uzunluğu normal bir insanınkinden 3 kat uzun. Aslına bakarsan bu ses, doğuştan gelen bozukluk!" Birden çok sesin sahibi Cem Adriandan haberiniz olmuştur, "Ben Bu Şarkıları Sana Yazdım" albümü ile müzik listelerinin zirvesini zorladı. 21 Mart akşamı Babylonda ilk canlı performanısını izlemeye gittim. Yılda 250 milyon dolar ciro yapan Türk müzik endüstrisine cesaret verecek bir çıkış; masumiyet çağı başlıyor... Say ile Adrianın müzik endüstrisinde alacağı yeri konuşuyorum."Sabancı kadar zengin olabilir. Klasik müzik okuduğunda gecede 150 bin dolar kazanır. Ancak Cemde doğaçlama çok güçlü. Etnik pop müzikte başarılı olacak" diyor.Say ile Adrianın yolları etnik müzikte kesişiyor. Adrian sahne alıyor; Summertime... Sayın söylediğine göre 4.5 oktavlık ses müzik evreninde duvardan duvara çarpıyor; kadın sesinin kıvrımlarından sıyrılıp, zenci gırtlağına uzanıyor.Normal bir sesten ve konserden söz etmediğimi anlatabilmişimdir umarım
Ağar gelene kadar vakit geçiriyoruz. Ağarın Konya İl Kongresinden Adanaya gelmesine 2 saat kala, mitingin olacağı İstasyon Caddesi dolmaya başlamış bile. 1990 öncesi Türkiye canlı hayvan piyasasını elinde tutanlardan İl Başkan Vekili Sait Doğan, Elazığdan 25 yıl önce Adanaya yerleşmiş, bize ev sahipliği yapıyor.Adana kebabı yemek üzere, miting öncesi hazırlanan sofraya oturuyoruz. Masada yaş ortalaması 30ların altına düşüyor."Bu gençler kimler" diye soruyorum, ağabeyi ve babası DYPnin köklerinde siyaset yapan işadamı Birol Özcana..."Bizim çocuklar, Antepten geldiler" diyor...Ağarın Elazığlı hemşerisi Özcanın ekonomi eğitim alan oğlu Cem, İMKBde işe girmek için sınavlara hazırlanıyor; Mehmet Ağarın oğlu Tolganın arkadaşı.Amerikada eğitimini tamamlayan Tolga Ağarın yakınında, yine bildik isimler...Tansu Çillerin DYP iktidarında "Gölge Başbakan" olarak anılan eski bakanlardan TOBB Başkanı Yalım Erezin oğlu Mert Erezi görüyorum. Hemen yanlarında geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz eski bakanlardan Mehmet Batallının tekstilci oğlu Tolga Batallı.İstanbulda ikinci şubesini açan Yelken Restoranın sahibi Bülent Yalçın Ilgaz, ekibin içinde. Gençlerin yolu buradan da Şanlıurfaya düşecek. Urfadan
İzmir Temsilcimiz Bülent Zarif ve yazarlarımızdan Deniz Sipahi ile birlikte oturduğumuz masamızda, İzmirin genç ve girişimci iki işadamını dinliyoruz.İzmirin köklü sanayici ailelerinden Çimstone Doğal Kompoze Taş İşletmeleri şirketi CEOsu Bülent Akgerman ile Uzbaş Tarım Ürünleri Turizm Gıdanın sahibi Can Ortabaşın anlattıkları, sıkça duyduğumuz konulara benzemiyor. Ortabaş ile Akgerman, geçen yıl Urla Şarapçılık şirketi kurmuşlar, İzmirin Urla ilçesinde bağcılık yapıyorlar.Ortabaş çiftlik sevdalısı. Bundan 8 yıl önce Urlada 2 bin dönümlük arazide, Avrupanın en büyük palmiye çiftliğini kurarak toprağa kök veren Ortabaşın yeni projeleri de doğayla bütünleşiyor. Çiftlikte, yüzde 90ı soğuk iklimlerde yaşayabilen 68 çeşit palmiyenin yanı sıra, 1500 çeşit Akdeniz bitkisi de üretiliyor. Satışlar yeni başlayacak. 10 yıl yatırım yapacaksın, 11. yıl para kazanmaya başlayacaksın.Benzeri durum bağ için de geçerli. Henüz 2 yaşındaki bağdan, 2 yıl sonra Urla şarabı alınacak. Deniz Barçın ve Yavuz Karacasulunun da ortak olduğu şarapçılık projesinin hedefi, yüksek vasıflı şarap üretmek. Bu nedenle de üretim alanı 300 dönüm ile sınırlı tutulacak.Ortabaş, 8 yılda 54 ülkeye gittiğini, 27 fuar
Anadolu kentlerinde düzenlenen "Milliyet Buluşmalarından" biri de geçtiğimiz günlerde Manisada gerçekleşti. Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bülent Koşmazın ev sahipliğini üstlendiği gecede salon, "Avrupanın En Uygun Yatırım Kenti: Manisa" afişleriyle donanmıştı.Financial Times grubuna bağlı fDi (Doğrudan Yabancı Yatırım) dergisinin Eylül 2004te sonuçlanan, "Avrupada Geleceğin Kentleri" yarışmasına katılan Manisa, "Maliyet Etkenliği En Yüksek Kent" kategorisinde birinci olmuştu.Yarışmaya gönderilen Manisa raporunu, İl Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karaköse hazırlamıştı. Avrupa liglerinde Türkiyeye olumlu puan getiren dallarda birincilik elde etmeyi kim başardıysa, mutlu oluyoruz. Manisanın da böyle bir alanda birinciliği var; düşündürücü bir sonuç!.. Yarışmaya katılan 200 Avrupa kenti arasından Manisa ile birlikte 7 tanesi, aşağıdaki kategorilerde ödül aldı.Ekonomik Potansiyeli En Yüksek Kent: Almanya - Düsseldorfİnsan Kaynakları En Gelişmiş Kent: Rusya - MoskovaTelekomünikasyon Altyapısı En Gelişmiş Kent: İngiltere - LiverpoolYaşam Kalitesi En Yüksek Kent: İspanya - BarcelonaUlaşım Altyapısı En İyi Kent: İspanya - BarcelonaEn Güvenli Kent: Avusturya - ViyanaYabancı
Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Haysiyet Divanı ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Yönetim Kurulu Başkanı Can Pakere bu soruları yönelttim.Paker, "AB hedefine bakarım, yoldan sapma görmüyorum, Türkiye AB yolu üzerinde engel oluşturmamaya kararlı" diyor.Paker devam ediyor:"AKP seçimlerde siyasi geleceğini ABde gördü ve bütün gücüyle buraya yüklendi. Seçmene ise yolsuzluklar ve yoksulluğun üzerine gidileceğini vaat etti. Bunları bir araya getirdiğinizde orta sınıf siyaseti güdüldüğünü söyleyebiliriz. Üreten de, tüketen de, ABden talepleri olan da, orta sınıftır ve Başbakan bu merkezi kaybetmiyor."Paker, TESEVin son kamuoyu araştırmalarında yolsuzluğun ilk sıralardaki yerinin 14üncü sıraya düştüğünü, yoksulluğun/işsizliğin halen birinci sırada olduğunu da hatırlatıyor. İşsizliğe çözüm getirmenin hemen mümkün olmadığını da belirten Paker, "AKP seçmeninin başörtüsü, gelir dağılımı taleplerini hâlâ tatmin edemedi, bu nedenle çapraz baskılar altında" saptamasını yapıyor."TÜSİAD, sivil toplum olarak, her şeyi ölçmek durumunda değil, kendi görüşlerini açıklıyor" diyen Paker, Başbakanın üslubunu ise "tarz" olarak yorumluyor; üzerinde durmuyor.Paker, Diyanet