Fenerbahçe Arena’daki hem ilk hem de son maçı kazandı. Ancak bu iki maçta da oyun olarak üstün taraf Galatasaray’dı.
İlk maçta Hagi’nin yanlış değişiklikleri ikinci maçta Volkan’ın “dünyaları kurtarması” sonucunda kazanılmış hayati iki galibiyet. “Kazanan her zaman haklı mıdır?”
Bu yoruma açık bir soru. Ancak kazanılan iki maçta da Fenerbahçe önce kaybetmemeyi düşündü.
Sow, Kuyt, Krasiç, Stoch... Toplam maliyetleri ve özelliklerini yazmama gerek yok herhalde. Galatasaray kolay gol yiyen bir takım. Atıyor ama yiyor. Aykut Kocaman bu isimleri belli bölümlerde aynı anda sahada tutarsa galibiyete bir adım daha yaklaşır. Kazanır, kaybeder bunu bilemem ama çok zorlar rakibi.
Fenerbahçe, Alex’ten sonra karakter değiştirdi farklı bir takım oldu. Sow’un dediği gibi “Alex yoksa artık biz varız” düşüncesi hakim. Kaybetmiyor, 3 kupada yoluna devam ediyor, Avrupa’da lider, takımda eksik ve sakat yok.Bunlar doğal olarak takımda müthiş bir kenetlenme yaratmış durumda. Alınacak bir Galatasaray galibiyeti takıma büyük ivme kazandırır.
Aykut Kocaman’nın Arena’ya bu yüzden “1” değil “3” puan için çıkması gerekiyor.
Sezonun en önemli maçlarından birine çıkıyor bugün Fenerbahçe. Haftaya derbi var. Bu haftaki sonuçlara göre TT Arena’ya belki 2 puan, belki de 5 puan geride gidecek. Ligin kırılma haftalarının içindeyiz. Aykut Kocaman da bunun farkında. Ve tüm takımdan bu son 3 haftada maksimum performans istiyor.
Avrupa Kupası maçları Şubat’a kadar yok. Takım 1 hafta dinlendi. Bugünkü maçın favorisi Fenerbahçe. Ancak son Kayseri maçı da gösterdi ki maçın sonucunu artık rakiplerin oyunu belirleyecek. Kayseri dersine iyi çalıştı ve puanı aldı. Bu sefer Belediye’nin işi daha zor. Çünkü maç Kadıköy’de. Erken gelen bir gol ve devamındaki taraftar baskısı maçı koparır. Ama gol geciktikçe Belediye’nin direnci artar.
Son maçlarda gördüğüm kadarıyla Fenerbahçe oynunun belli bölümlerinde tıkanıyor. Oyunu açacak tek isim Sow. Topu onunla buluşturursan problem yok. Ama Sow yalnız kalınca sıkıntılar başlıyor. Ve şapkadan tavşan çıkarmaya çalışıyor Fenerbahçe takımı. Ya Bekir’in röveşatası ya da Stoch’un kesmesine Kuyt’ın müthiş bir vuruşu kurtarıyor günü. Bu yüzden bugünkü maçta Sow ile top buluşursa fark, buluşamazsa kıyasıya maç olur.
Gelinen nokta “şaka” gibi. 4 ay önce kupalara katılması bile belirsiz olan bir takım bugün “rekor” için sahaya çıkıyor.
Bu performansın altında, kaliteli kadronun yanında Türkiye ve Avrupa kamuoyuna bir mesaj yatıyor. 3 Temmuz sürecinde yaşananlardan dolayı camia ve kulüp birçok kesime tepkili. UEFA da bunun içinde. Bu yüzden uluslararası alanda elde edilecek bir başarıyla net bir cevap verilmek isteniyor.
Rakipler Gladbach, Marsilya ve Limassol... Alman Ligi’nde 10. sırada bulunan Gladbach geçen sezonu 4. tamamladı. Şampiyonlar Ligi’nin kapısından döndü.
Marsilya Fransa Ligi’nde 2. sırada. Normalde bir kenara koymamız gereken ancak ülke puanı olarak Türkiye’nin bir basamak altında bulunan Kıbrıs Rum Kesimi takımı Limassol geçen sezonun şampiyonu. Şampiyonlar Ligi ön elemesinden geldi.
Bu takımlar arasında toplanan bu puan ve alınan sonuç net başarıdır. Ancak yine de Avrupa şampiyonluğu için daha çok erken.
Bir sezonda kurulan ve Avrupa’da kupa kaldıran takım var mı? Bu yüzden takım en az 2 yıl bir arada oynadıktan sonra “kupa” hedefi koymak daha gerçekçi olur.
Kasımpaşa ve Antalya mağlubiyetleri ile “iki büyük deprem” yaşadı Fenerbahçe. Sarsıldı çok sallandı ama yıkılmadı.
Belki de bu yaşanan şiddetli sarsıntılar iyi oldu. Çünkü artık bina yerine oturdu.
Bu saatten sonra kolay kolay yıkılmaz. Fenerbahçe maç kaybeder, kazanır. Futbol bu. Ama Alex’ten sonraki geçiş süreci sancılıydı, kısa sürdü ve bitti. Artık ezbere takımın formatını ve 11’ini sayıyor herkes. Arayış yok. Bu büyük bir avantaj.
Halen eksikler var. Tam anlamıyla yaratıcı oyuncu yok. Kriz anlarında bu durum sıkıntı yaratıyor. Hepsinden biraz biraz yapan futbolcular var. Hocanın sevdiği çift yönlü anlayışa uygun isimler. Ama “ezberlenmiş” bir düzenden “1 ay içinde” yepyeni bir formata geçip hem Avrupa’da hem de Türkiye’de lider olma şansı yakaladı Fenerbahçe. Bugünkü maçı kazanırsa Lig’de de zirveyi yakalıyor.
Yukarıda saydığım unsurlardan dolayı da maçın net favorisi. Ama yine de skoru tayin edecek nasıl oynadığını bildiğimiz Fenerbahçe olmayacak. Kayseri’nin oyun planı ve anlayışı bugün kazanını belli edecek.
Büyük ihtimalle Krasiç’in destek için kullandığı “Sol Bacağı” Pendikspor’un bütçesine yakındır. Ama ortaya konan futbol bu aradaki uçurumun tam tersiydi. Bu yüzden maddi farktan çok iki kadro arasındaki “takım” farkına bakmak lazım. Fenerbahçe’nin sahaya çıkan on biri soyunma odasında bile aynı anda soyunmamıştır.
Ya rakip Pendikspor? Spor Toto 2. Lig’de mücadele etmesine, kadro kalitesi olarak Fenerbahçe’nin çok gerisinde olmasına rağmen uzun süredir birlikte oynuyor. Hatta oynadıkları ve kazandıkları son Giresun maçında dünkü kadro sahadaydı.
Bu yüzden isim, para, pul farkı ne kadar olursa olsun futbolda bunlar çok önemli değil. Önemli olan “takım olmak”. Bu yüzden Pendik özellikle ilk yarıda üstün olan, net pozisyonlar bulan takımdı. Maçtaki psikolojik üstünlükte konuk takımdaydı. Daha önce oynanan 1 resmi 1 hazırlık maçını kazanan konuk ekibin kaybedecek bir şeyi yok.
Tüm Türkiye de maçı canlı seyrediyor. İşte size vitrin maçı.
Bu motivasyon kaynaklarını da üst üste koyduğumuzda Pendikspor’un direncini normal karşılayıp ayrıca takdir etmek gerekiyor.
Fenerbahçe içinde faydalı bir maç oldu. Madde madde yazacak olursak;
1) Pendik kâbusu sona erdi.