Paris’te üç PKK’lı kadının öldürülmesi olayı, Türk-Fransız ilişkilerine, tam da düzelmeye yüz tuttuğu bir aşamada, gölge düşürüyor.
Aslında bu cinayetin iki ülke arasındaki ilişkilerle direkt bir ilgisi yoktur. İnfaz olayından sonra Fransız polisi harekete geçerken, Türk ve Fransız güvenlik servisleri ve diplomatları arasında gereken işbirliği de sağlandı.
Olaydan sonra Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın ve hemen ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sarf ettiği bazı sözler Ankara ile Paris arasında bir diplomatik pürüz yarattı.
Hollande’ın öldürülen PKK’lıların birini (Fidan Doğan’ı) tanıdığını ve onunla görüşmüş olduğunu söylemesi üzerine, Başbakan basına açık bir toplantıda çok sert bir karşılık verdi.
Erdoğan, Fransız liderinin “PKK’lılarla neden ve neler görüştüğünü derhal Fransız, Türk ve dünya kamuoyuna açıklamasını” istedi...
Elysee Sarayı’ndan şu ana kadar bu konuda herhangi bir açıklama gelmedi. Mali’deki Fransız askeri müdahalesine odaklanmış olan Fransız basını da artık olayla ilgilenmiyor.
Öfkenin nedeni
Hollande’ın PKK’lılarla temaslarını ne zaman ve hangi sıfatla yaptığı önemli. Bir Fransız kaynağına göre, bu temaslar Hollande’ın Cumhurbaşkanı olduğu dönemde değil, daha önce muhalefetteki Sosyalist Partisi yöneticisi iken yapılmış. Dolayısıyla bu, devlet adına gerçekleştirilmiş bir görüşme sayılmamalı...
Aslında Fransa’da öteden beri bazı partilerin ve çeşitli kuruluşların Paris’teki Kürt militanlarıyla temas halinde oldukları biliniyor. Fransız politikacılarının ve aydınlarının bir kısmının Kürt meselesiyle yakından ilgilendiği ve bunu sırf bir demokrasi ve insan hakları konusu olarak algıladıkları da malum. Bu diğer birçok Avrupa ülkesinde de öyledir.
Ne var ki işin terörle ilintili boyutları görmezlikten geliniyor. Bunun acısını çeken Türkiye’nin hassasiyeti dikkate alınmıyor. AB’nin PKK’yı terör örgütü olarak nitelendirmesi ise pratikte ikiyüzlü bir duruş sergiliyor.
Erdoğan Hollande’a karşı sert ifadeler kullanırken, işte Fransa’nın (ve diğer Avrupa ülkelerinin) bu davranışından dolayı Türkiye’de duyulan öfkeyi ve düş kırıklığını yansıtmış oldu...
Tam iyi giderken...
Paris’te üç PKK’lıya karşı işlenen cinayetin böyle bir ortam yaratması, Türk-Fransız ilişkilerinin seyri açısından da talihsiz bir olay.
Hollande’ın Nicolas Sarkozy’nin yerine gelmesinden sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin tekrar rayına oturması için her iki tarafta da bir çaba başladı. Havayı düzelten ilk adımlar atılırken, Hollande’ın yakında Türkiye’ye resmi ziyarette bulunacağı bildirildi. Fransa’nın Türkiye-AB müzakerelerinde koyduğu engelleri peyderpey kaldıracağından söz edildi.
Şimdi bütün bunlar olacak mı, bilemiyoruz. Şimdilik ikili ilişkilerdeki takvim işliyor. Örneğin Fransa Dış Ticaret Bakanı bugün Türkiye’ye geliyor.
Paris’teki cinayetin bu süreci aksatmasına izin vermek Türk-Fransız yakınlaşmasını terörist eylemine kurban etmek demek olur. Aksine bu olay, iki ülke arasında daha iyi bir karşılıklı anlayış ve işbirliği için fırsat olmalıdır.