ABD Başkanı dört yılda bir kasım ayında seçilir, ama göreve 20 Ocak’ta Washington’da yapılan yemin töreninden sonra başlar.
Bu törende başkan bir konuşma yaparak, yeni 4 yıllık dönemde izleyeceği politikaların ipuçlarını verir.
İkinci kez başkan seçilen Barack H. Obama önceki gün böyle görkemli bir törenle resmen işe başladı. Yüz binlerce kişinin izlediği etkinlikte 51 yaşındaki Obama önümüzdeki 4 yıl ile ilgili vizyonunu ve hedeflerini 18 dakikalık bir konuşma ile açıkladı.
Biz Washington’daki bu etkinliği, Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen bir toplantıda, canlı yayından izledik. Kalabalık bir öğrenci grubunun da katıldığı bu etkinlikte, ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Scott Kilner ve Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Sabri Sayari, Obama’nın konuşması üzerindeki görüşlerini dile getirdiler.
Yeni Amerika
Obama’nın bu vesile ile çok yeni şeyler söyleyeceğini ve dış politikada spesifik konularda (özellikle Ortadoğu meselelerinde) stratejisini açıklayacağını bekleyenler düş kırıklığına uğramış olabilirler. Ama başkan bu konuşmasında daha çok iç sorunlar üzerinde odaklanmayı, dış politika konularını da, bazı genel ilkeler ortaya koyarak geçiştirmeyi tercih etti.
Bunu böyle yapması dahi anlamlıdır. Obama’nın yeni dönemde ağırlık vereceği konular “değişim” vizyonu çerçevesindeki iç problemlerdir, yani kendi deyişiyle “Amerika’nın yeniden yapılanması”na ilişkin sorunlardır.
Bunların başında ekonomik büyüme, sosyal güvenlik ve eşitlik geliyor. Başkonsolos Kilner’ın da belirttiği gibi, bu (Amerikalıların “liberal” diye tanımladığı) Sosyal Demokrat eğilimli bir programdır.
Obama ülkesine daha eşit ve adil bir düzen getirmek amacında. Bunun için, konuşmasında da belirttiği gibi, kadın, azınlık-göçmen, eşcinsel gibi kesimlerin haklarını yerine getirmeye, sağlık, eğitim alanlarında reformlar yapmaya, vergi sistemini geliştirmeye çalışacak...
Yeni normlar
Obama, dünyaya bakışını dile getirirken, “son 10 yıllık savaş döneminin sona ermekte olduğunu” söyledi ve barışçı mesajlar verdi. Birkaç cümle ile savunduğu ilkeler ve değerler, özgürlük ve demokrasinin yanı sıra, barışın kurulmasıdır. Obama “başka ülkelerle uyuşmazlıkları barışçı yollardan halletmeye çalışacağını” söyledi ve “angajmanın şüphe ve korkuları giderebileceğini” vurguladı. Bu son sözcük bizce önemli: Bu Obama’nın anlaşmazlık halinde bulunduğu ülkeleri (İran olabilir) “angaje etmeyi” tercih edebileceğini gösteriyor.
Aynı şekilde bizim dikkatimizi çeken diğer bir husus da, Obama’nın “ABD’nin çıkarları”nın yanı sıra “vicdanı”na da değinmiş olmasıdır. Başkan Ortadoğu dahil çeşitli bölgelerdeki ülkelere bu iki nedenle (yani sadece çıkarlar değil) destek vereceğini belirtti...
Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki toplantıya katılan emekli diplomat ve siyasetçi Onur Öymen yaptığı değerlendirmede Obama’nın özgürlük, insan hakları, eşitlik gibi değerlere yaptığı vurguya değinerek “kim bilir kaç millet kendi liderinin aynı değerleri savunmasını bekliyor” dedi ve Obama’nın yumuşak tondaki konuşmasını hatırlatarak “kimseye çatmadı, kimseye hücum etmedi” sözleriyle bizdeki “ilgililere” bir mesaj verdi...