Kim geri adım attı, Başbakan Tayyip Erdoğan mı, yoksa Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin mi?
İki liderin İstanbul’da yaptığı görüşmelerin Suriye bölümü hakkında şimdi sorulan soru bu.
Her ne kadar bu görüşmelerde Suriye krizinin nasıl halledileceği konusunda görüş farklılıklarının bulunduğu ortaya çıktıysa da (Putin bunu da bizzat açıkladı), gerek Türkiye’nin gerekse Rusya’nın daha önceki tutumlarında bir “ince ayar” yaptıkları seziliyor.
Bu iki tarafın da temel pozisyonlarından vazgeçtiği, yani bir “geri adım” attıkları anlamına gelmiyor tabii...
Esad’lı mı, Esad’sız mı?
Ankara’nın temel pozisyonu, “Esad’sız çözüm” yönündedir. Açıkçası Türkiye Suriye diktatörünün devrilmesi için Suriye muhalefetinin ve Özgür Suriye Ordusu’nun oluşturulmasında ön planda yer almıştır.
Bu arada Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, fırsat buldukça (açıkça isim zikretmeden) Rusya’yı Esad’ı desteklediği ve zulmüne göz yumduğu için sert sözcüklerle suçlamıştır.
Şimdi Rusya ile ilgili pozisyonda bir esneklik var. Başbakan geçenlerde bir demecinde Suriye krizinin Rusya’sız çözümlenemeyeceğini söyledi ki bu gerçekçi bir tespittir. (Biz bu sütunda, krizin başından beri bu görüşü savunduk...)
Nasıl olacak?
Rusya’ya gelince, onun görüşü, çözümün Esad ile gerçekleştirilmesi yönündedir. Ama Moskova artık muhalefeti de görmezlikten gelmiyor ve onunla da dirsek teması kuruyor. İstanbul’daki görüşmelerde Putin’in aldığı tutum da, Rus pozisyonunda bir esneklik işaretini veriyor.
Daha açık bir deyişle, Suriye’deki durumu çok iyi bilen Moskova, Esad’ı gözden çıkarabilir. Yani o da Esad’ın bu şartlar altında iktidarını fazla sürdüremeyeceğini görüyor. Ama, Şam’daki yönetim değişikliğinin Rusya’nın çıkarlarını zedelemeyecek şekilde “yumuşak ve düzenli bir geçiş” istiyor.
Bunun nasıl olacağı henüz belli değil. Bu konuda Suriyeli muhaliflerin Esad ile görüşmesinden yana olan Putin, şimdi Türkiye ile beraber, çeşitli formüller üzerinde çalışmayı kabul ediyor. Nitekim İstanbul’daki buluşmadan sonraki resmi açıklamalarda bu amaçla bir ortak mekanizmanın kurulduğu ilan edildi.
Kim kimi ikna edecek?
İki tarafın dışişleri bakanları Esad’ın gidişini sağlayacak formüller üzerinde çalışırken, “kimin kimi nasıl ikna edeceği” konusu gündeme gelecek.
İstanbul’daki zirvede Erdoğan Rusların Esad’ı, Putin de Türkiye’nin Suriyeli muhalifleri ikna etmesini istedi.
Açıkçası her iki taraf için zor bir misyon bu. Ne sonuç alınacağını önümüzdeki haftalarda göreceğiz.
Fakat bu zirve, iki tarafın da Suriye politikalarında yaptığı “ince ayar”ın, bu alanda işbirliği yapma imkanı verdiğini gösterdi.
Nihayet zirvenin gösterdiği bizce en önemli nokta, iki tarafın da “üçüncü” bir ülkenin (şu durumda Suriye’nin) yarattığı sorunlar nedeniyle ortaya çıkan ayrılıkların ikili ilişkileri ve özellikle ekonomik alandaki işbirliğini etkilememesi konusunda sergilediği ortak iradedir. Zirvede imzalanan anlaşmalar da bunun açık bir göstergesi...