Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Suriye krizinin Rusya ve Çin’in Güvenlik Konseyi’nde üst üste veto kullanmaları nedeniyle Birleşmiş Milletler’de çözümlenmesi umudunu kaybeden Türkiye dahil bazı ülkeler, bu yılın başlarında “Suriye Halkının Dostları” adı altında bir grup oluşturmuştu.
Tunus’taki bir toplantıda temeli atılan bu topluluk, ikinci toplantısını 70 küsur ülkenin katılımıyla İstanbul’da, üçüncüsünü de Paris’te yaptı. Bu toplantıların amacı, Suriye muhalefetinin ve direnişinin örgütlenmesine ve Esad rejiminin sonlandırılmasına destek olmaktı.
“Dostlar” grubu bu hafta Marakeş’te Batılıların, Arap ve İslam ülkelerinin de dahil bulunduğu daha kalabalık (114 ülke) bir katılımla dördüncü konferansını gerçekleştirdi. Bu kez alınan en önemli karar, geçen ay Katar’da kurulan ve çeşitli muhalefet gruplarını kapsayan “Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu”nu (SMDK) “Suriye halkının meşru temsilcisi” olarak tanımak olmuştur.
Öylesine geniş ve etkin bir topluluğun, Esad karşıtı bir hareketi Suriye halkının legal temsilcisi ilan etmesi, yeni oluşan SMDK’ya ve onun askeri kanadı sayılan Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) moral ve güven veriyor.
Bu kararlı tutumu ile “Dostlar” grubu, uluslararası platformda siyasi ağırlığını da ortaya koyuyor.

Dinlerler mi?
Peki, bunun pratikte etkisi ne olacak? Marakeş Konferansı Beşar Esad’ı bir an önce çekilmeye çağırdı. Şam diktatörü bu çağrıya kulak verecek mi? Aynı şekilde “Dostlar” Esad rejimine hala destek veren ülkelerden (Rusya, İran ve Çin) “tutumlarını yeniden gözden geçirmelerini” istediler. Bu ülkeler gerçekten bu isteği dikkate alacaklar mı?
Çok şüpheli. Beşar Esad iktidarda tutunmak için beklenmedik çılgınlıklar yapıyor. İşte son olarak halkına karşı “Scud” füzeleri bile kullanmaya başladı.
Rusya ise, ABD başta olmak üzere “Dostlar”ın muhalefeti meşru bir temsilci olarak tanıdığı için kızgın. Bunun Suriye krizine siyasi çözüm bulma şansını yok ettiğini öne sürüyor.
Kısacası, Marakeş’te alınan kararlar, “Dostlar”ı muhalefeti destek yolunda bir adım daha ileriye götürmüşse de, pratikte “sahadaki durumu” pek değiştirmiyor.
Marakeş’te SMDK adına konuşan Suriyeli muhalifler, verilen manevi desteğe şükranlarını sunarken, “Dostlar”dan daha “somut” adımlar beklediklerini de açıkça söylediler. Tabii “somut” derken kastettikleri şey de, “askeri destek” ve özellikle silahtır...

Çaresi ne?
Konferanstan bu yönde bir karar çıkmış değil. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, açıkça Batılıların pozisyonunda bir değişiklik olmadığını söyledi. Bu pozisyon da, askeri bir operasyona girişmemek ve direnişçilere silah sevk etmemektir.
Oysa bir süredir ÖSO komutanları, bu savaşı kazanmak için daha sofistike silahlara (bu arada uçaksavar roketlere) ihtiyaçları olduğunu söylüyorlar. Direnişçiler ellerindeki silahları ya kaçak yollardan dışardan ya da Suriye’de ele geçirdikleri ordu merkezlerinden ve depolarından temin ediyorlar.
Eğer bu sorun “savaş alanı”nda çözümlenecekse, mevcut şartlar ve imkanlarla, çatışmalar daha çok devam edecek ve daha çok kan akacaktır.
Marakeş’teki toplantıda “Dostlar” bu duruma son verecek bir çare bulamadılar anlaşılan...