Daha önce bir başbakanın çıkıp da “polisin vatandaşı dövdüğü bir ülkede hükümetin bir parçası olmak istemem” diyerek istifa ettiğini hiç duymamıştık.
Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, sokaklarda olup bitenleri gördükten sonra, işte böyle sıradışı bir karar aldı. Hükümetin istifasını isteyen protestocuların polisle çatışması ve 25 kişinin yaralanması, 4 yıla yakın bir zamandan beri iktidarda olan Borisov’u pes ettirmeye yetti.
Eski Komünist devlet başkanı Todor Jivkov’un koruması olarak görev yapmış olan 54 yaşındaki sağcı politikacının “bir damla kan akması bile bizim için utanç verici olur” deyip zamanında çekilmesini bilmesi güzel; ama bunun Bulgaristan’ı ekonomik krizden kurtulmaya ne kadar yardımcı olacağı belli değil. Üstelik şimdi ülke, bir de siyasi çalkantı dönemine giriyor.
Böylece bir komşumuz daha -Yunanistan kadar olmasa da, Ermenistan ve Güney Kıbrıs gibi- amiyane tabiriyle, dökülüyor...
Karanlık tablo
Bulgaristan’da binlerce kişiyi sokaklara dökülmeye iten sebep -veya bardağı taşıran son damla- elektrik fiyatlarına yapılan zamdır. Halk, biri Çek, diğeri Avusturyalı olan iki yabancı elektrik dağıtım şirketinin tekel kurup fiyatları istedikleri gibi yükseltmelerine çok öfkeli.
Ancak elektrik fiyatlarına zam, hükümete karşı da yönelen bu öfkenin tek nedeni değil. Bulgarlar hükümetin ekonomiyi bir türlü düzeltememesinden şikâyetçi.
Bulgaristan Avrupa Birliği’nin en yoksul üyesi. Fert başına milli gelir 10 bin dolar. Ortalama maaş 900 TL civarında. İşsizlik oranı da yüzde 18...
Son zamanlarda hükümet, ekonomik krizle baş edebilmek için bir dizi kemer sıkma tedbirleri aldı, ücretleri, emekli maaşlarını dondurdu, vergileri yükseltti.
Tabloyu karartan başka faktörler de var: Rüşvet ve yolsuzluk, organize suç aldı yürüdü. Özellikle gençler umutsuz. AB üyeliği de umdukları serbest dolaşım ve göç imkânlarını da pek sağlamıyor. Hollanda, Finlandiya gibi bazı AB üyeleri, Bulgar vatandaşlarına artık Schengen imtiyazlarını tanımıyorlar...
Ekmek davası
Aslında 2007’de AB üyesi olan Bulgaristan, bunun avantajlarından tam olarak yararlanamadı. Bulgaristan Komünist dönemin etkilerinden kurtulamadı, bürokrasi eski hantallığını korudu, ekonomik sistemde gereken köklü reformlar yapılamadı.
Sofya ve diğer kentlerde son günlerde insanları -çoğu gençlerin- sokaklara dökülüp elektrik fiyatlarındaki zammı veya diğer ekonomik tedbirleri protesto etmelerinin arka planındaki esas sebepler bunlar...
Bulgaristan’ın bu krizi atlatması için iyice silkinip kendisini yeniden toparlaması gerek. Bu da sadece bir istifa veya bir iktidar değişikliği ile kolayca olacak bir iş değil.
Bulgarlar 1980’lerin sonlarında Komünist yönetimden kurtulmak için bir hareket başlatmışlardı. O zaman talepleri, özgürlüktü, demokrasi idi...
Jivkov yönetiminin 1989’da devrilmesinden sonra bu istek ve beklentiler gerçekleşti. Bulgaristan demokrasiye kavuştu. Ama bu, geçim sıkıntısı çeken, daha iyi yaşam koşullarına erişemeyen Bulgar halkına yetmiyor.
Bugün istenen şey, özgürlükle beraber, ekmektir. Diğer komşu, Yunanistan’da olduğu gibi...