Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AB ile ilgili olarak en son söyledikleri, kafa karışıklığına ve kuşkulara yol açan daha önceki konuşmalara bir açıklık getirdi.
Başbakan geçen hafta yaptığı konuşmalarda AB’nin Türkiye’ye karşı tutumunu sert biçimde eleştirirken, onun deyişiyle “Şanghay Beşlisi’ni hararetle övmüş, bu örgütün AB’den “daha iyi ve daha güçlü” olduğunu, kendisinin de bu topluluğun “değerlerini paylaştığını” belirtmişti.
Erdoğan aynı konuşmalarında Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) üyeliği ciddi şekilde değerlendirdiğini açıklarken, bunun gerçekleşmesi halinde “AB’ye Allahaısmarladık” diyebileceğini de söylemişti...
Bu sözler, zihinlerde Başbakan’ın ŞİÖ’yü AB’ye bir alternatif olarak düşündüğü izleniminin yer almasına yol açmıştı...
* * *
Anlaşılan Başbakan böyle bir kanaatin doğmasından rahatsız olmuş ve özellikle Prag’da yaptığı konuşmalarda buna bir açıklık getirmek gereğini duymuştur.
Bu kez Erdoğan, ŞİÖ’yü AB’ye bir alternatif olarak görmediğini vurgulamış ve “Şanghay Beşlisi”ne üye olmadan da onunla özellikle ekonomik alanda sıkı işbirliği kurulabileceğini ima etmiştir.
Bu arada Türkiye’nin AB üyeliği vizyonunu her fırsatta savunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Başbakan’ın son demecine atıfta bulunarak, ŞİÖ’nün AB’ye alternatif olamayacağını belirtmiştir.
Bu yeni açıklamalarla şimdi Ankara’nın “ŞİÖ seçeneği” konusundaki tutumu netlik kazanmıştır.
* * *
Başbakan’ın son olarak açıklık getirdiği bir diğer husus da Ankara’nın prensipte AB politikasından “sapma” gibi bir amaç taşımadığıdır.
Açıkçası, Başbakan’ın son günlerde AB’ye çatan beyanları gerçekten hükümetin AB’ye “Allahaısmarladık” demek noktasına geldiği izlenimini yaratmıştı.
AB’yi her haliyle karalayan bu demeçlerinde Erdoğan, bazı AB ülkelerinin içine düştüğü ekonomik perişanlığı dile getirmiş, İngiltere’nin dahi Birlik’ten ayrılmayı düşünmesini bir örnek olarak göstermiştir.
Vatandaşı “Bizim orada ne işimiz var, vazgeçelim, bırakalım” diye düşünmeye sevk eden bu sözlerin, gerçekten Ankara’nın resmi politikasında kesin bir değişikliğin ifadesi olup olmadığı sorgulanırken, Başbakan önceki gün Prag’daki bir konuşmasında, bu politikada bir “sapma”nın söz konusu olmadığını belirtmiştir...
* * *
Toplantılarda ayaküstü yapılan konuşmalarda dile getirilen ve daha çok duygusal veya popülist reflekslere dayanan sözler, zaman zaman yanılmalara ve zihin karışıklığına neden oluyor.
AB-ŞİÖ bağlamında yapılan konuşmalar da yanlış algılamalara, spekülasyonlara ve gereksiz tartışmalara yol açtı.
Son açıklamaların ışığında şimdi devlet ricalinin ŞİÖ’yü bir alternatif olarak görmediği, AB politikasında en azından bu aşamada bir “sapma”nın söz konusu olmadığı kayda geçmiş bulunuyor.