Almanya Türkiye’nin dış politikasında daima önemli ve öncelikli bir yer almıştır. Bu geleneksel ilişkiler son zamanlarda diplomasiden güvenliğe, ticaretten turizme kadar çeşitli alanları kapsayarak güçlenmiştir.
Halen Almanya Türkiye’nin bir numaralı ticaret partneridir. Ülkemize en çok turist Almanya’dan geliyor. Almanya Ankara’nın “Patriot” füze savunma sistemi ile ilgili talebini karşılayan üç NATO müttefikinden biridir.
Türkiye’nin karşılıklı ziyaret ve görüşmelerle en sık temasta bulunduğu ülke de Almanya’dır: Başbakan Erdoğan ile Şansölye Merkel çeşitli vesilelerle bir araya geliyorlar. Aralarında bir sempati ve samimiyet oluşmuştur.
Alman lideri yarın iki günlük Türkiye ziyaretini böyle bir yakınlık ortamında gerçekleştiriyor.
Ankara’da Türk liderleriyle yapacağı görüşmeler terörden Suriye ve bölgesel sorunlara, AB müzakere sürecinden yeni ekonomik projelere kadar birçok konuyu içerecek.
Kuşkusuz ele alınacak konular arasında Türkiye açısından en önemlisi ve günceli, terörle ilgili olanıdır.
Angela Merkel’in bu ziyareti, terör meselesinin çeşitli yönleriyle Türkiye’nin gündeminin başına geçtiği bir zamana rastlıyor. Ve Türk liderlerinin de konuk Şansölye’ye bu konuda söyleyecekleri -ve de kendisinden beklentileri- var...
Esas mesele
Terör dosyasının bir bölümü, PKK’nın Almanya’daki faaliyetini kapsıyor. Diğer güncel bir boyutu da, Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’ne saldırıyı düzenleyen DHKP-C’nin Almanya ilintisini içeriyor.
Aslında bunlar Almanya’nın terörist listesinde yer alıyor. Bu tabii Türkiye açısından sevindirici bir nokta. Ancak Ankara iki terörist örgütle ilgili talep ve beklentilerinin tam olarak yerine getirilmemesinden şikâyetçi. Son olarak gerek Paris’te 3 PKK’lının öldürülmesinden, gerekse Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’ne saldırı olayından sonra Türk yetkilileri (Başbakan Erdoğan dahil) Almanya’ya yönelik eleştirilerde bulundular.
Buna karşılık Alman yetkilileri şu görüşü ifade ediyorlar:
1) DHKP-C’li militanın Türkiye’ye tesliminin istendiğine dair herhangi bir işaret veya belge yok.
2) Almanya kendi hukuk düzeni içinde PKK’lıların faaliyetine (para toplamak gbi) engel olmaya çalışıyor, Türkiye tarafından istenen kişileri de çoğu zaman yakalayıp teslim ediyor. Ancak PKK federal bir yapıya sahip olan Almanya’nın yasalarından ve hukuk düzeninden yararlanıp, farklı isimler altında faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Ne bekleniyor?
Türk ve Alman tarafının bu bilinen görüşleri her vesile ile tekrarlanıyor.
Merkel’in bu seferki ziyaretinde yeni bir şey duyabilecek miyiz? Acaba iki taraf da Ankara’daki görüşmelerde “terörle mücadele”nin daha etkili hale getirilmesi için somut ve pratik çareler bulabilecekler mi?
“Terörle mücadele”de genel prensiplerde (örgütlerin yasaklanması, militanların yakalanması gibi) tam mutabakat var; ama pratikte zorluklar çıkıyor, istenen sonuç alınamıyor.
Oysa ilişkilerin daha uyumlu bir şekilde gelişmesi için bu imkânların sağlanması gerekiyor.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024