ABD’nin öbür yüzü

2 Haziran 2020

Geçen cuma günü “AB’nin İki Yüzü” başlıklı yazımda, bilim ve teknoloji dahil, birçok alanda dünyanın en ileri ülkesi konumunda olan ABD’nin koronavirüs salgını karşısında nasıl perişan duruma düştüğünü incelemiş, ülkenin iki farklı yüzüne dikkati çekmiştim.

O satırlar yayımlanırken, bir başka olay, gene ABD’nin dünyanın en ileri veya güçlü ülkesi sıfatıyla çelişen “çirkin yüzünü” gözlerin önüne seriyordu.

Olay, ilk bakışta, Minnesota eyaletinde, polisin bir siyahiyi öldürmesi gibi, ABD’de zaman zaman meydana gelen bir cinayetti. Ancak bunun mahiyeti, tüm ülkeyi ayağa kaldıracak kadar farklı ve ateşleyiciydi.

Polis, sıradan bir suç iddiasıyla yakaladığı 46 yaşındaki George Floyd’u vahşi bir şekilde boğarak öldürmüş, olay kameraların önünde cereyan ettiği için, Floyd’un “Nefes alamıyorum” feryadıyla birlikte, canlı olarak Amerika’da ve bütün dünyada izlenmişti.

Bu trajik olayın

Yazının Devamı

ABD’nin iki yüzü

29 Mayıs 2020

ABD’nin birçok alanda olduğu gibi, bilim ve teknolojide ve bu arada tıpta dünyanın en ileri ülkesi konumunda olduğu herkesçe bilinen bir gerçek.

Yeryüzündeki en iyi üniversiteler, en tanınmış akademisyenler, en gelişmiş araştırma merkezleri ABD’de.

En çok Nobel ödülü kazanan bilim adamları, yabancı ülkelerden “beyin göçü”nün favori adresi, gene ABD...

Bunlar hep ABD’nin parlak yüzünü yansıtıyor.

Bir de ABD’nin buna ters düşen bir başka yüzü var ki bu da koronavirüs salgını vesilesiyle açıkça ortaya çıktı.

Bilim alanında bir numaralı ülke durumundaki ABD, salgın karşısında adeta “kâğıttan kaplan”a dönüştü, virüse yenik düştü.

ABD şimdiye kadar bu salgında yüz binin üstündeki ölü sayısıyla en büyük insan kaybına uğrayan ülke oldu. Salgının ilk aşamasında virüsü kapanların çoğu, zamanında gerekli tedaviyi göremedi, hatta yatabileceği hastane bile bulmakta zorlandı. Sağlık merkezlerinde doktor

Yazının Devamı

Türkiye’nin güç gösterisi

23 Mayıs 2020

Gösteriden son iki örnek:

1. Türkiye şimdiye kadar koronavirüse karşı savaşan 82 ülkeye çeşitli tıbbi malzeme yardımında bulundu.

2. Libya’da hükümete bağlı güçler Türk Silahlı Kuvvetleri’nin aktif desteği sayesinde, önemli bir hava üssü dahil muhaliflerin elindeki bazı mevzileri kendi kontrolü altına aldı.

Birinci örnek: Uluslararası ilişkiler literatüründe “yumuşak güç” (soft power) diye tanımlanan yetenekle ilgili. İkinci örnek ise “sert güç” (hard power) kabiliyetinin göstergesi...

Türkiye son zamanlarda her iki alanda da atağa kalkmış durumda. Yani hem “yumuşak” hem de “sert” güç gösterilerini bir arada yürütüyor. Her iki alandaki performansı artık açıkça bölgesel hatta küresel ilgi görüyor.

***

Başta verdiğimiz iki örnek, Ankara’nın her iki alanda da bir süreden beri attığı adımların bir devamını oluşturuyor.

“Yumuşak güç” alanındaki başlıca hamlelere kısaca bakalım:

Yazının Devamı

Korona mülteci sorununu dondurdu, ama...

22 Mayıs 2020

Koronavirüs salgınının unuturcasına geri plana ittiği sorunlardan biri de, mülteciler konusudur. Bu mesele, salgının patlak verdiği geçen şubat ayına kadar Türkiye’nin gündeminin başında yer alıyor ve dış ilişkilerinde de ciddi gerginlikler yaratıyordu.

Salgın bu sorunu adeta dondurdu. Tüm ülkeler bu ölümcül virüse karşı seferber olurken, sınırlar kapatıldı, göç hareketi durdu, daha önce kaçak göçe karşı varılan anlaşmalar bir kenara itildi.

Salgın bölgemize yayılmadan önce, 3.6 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyondan fazla yabancı göçmene ev sahipliği yapmak sorumluluğunu tek başına üstlenen Türkiye, Avrupalıları bu konuda harekete geçirmek için birtakım hamleler yaptı. Ankara bir taraftan yeni bir göç dalgasına karşı Suriye sınırını kapatırken, diğer yandan Türkiye’deki sığınmacıların Avrupa’ya gidişlerine karşı daha önce konan yasakları kaldırdı, yani Yunanistan’a geçişlerine yeşil ışık yaktı.

Bu, komşu ülkeyle yeni bir gerginlik yarattı.

Ayrıca, Türkiye’nin 2016’da

Yazının Devamı

Çatışma nasıl önlenir?

19 Mayıs 2020

Koronavirüs salgınının getirdiği yeniliklerden biri de Zoom toplantıları sistemidir. Türkiye’de çok hızlı yaygınlaşan bu sistem çerçevesinde, çeşitli kurumlar, toplantılarına artık internet üzerinden yapıyorlar. Bu sayede toplantılara uzak mesafeden, hem de zaman kaybetmeden katılıp görüşmek mümkün oluyor.

Toplantılarını bu pratik yöntemle sürdüren Türkiye’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Global İlişkiler Forumu (GİF) geçen cuma akşamı, eski Yunan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu’yu Atina’dan konuşmacı olarak konuk etti. Deneyimli politikacı, korona sonrasında AB ağırlıklı dış politika ve Türk-Yunan ilişkileri üzerindeki görüşlerini ve tavsiyelerini paylaştı.

Papandreu Türk kamuoyunda özellikle 1999’dan itibaren dönemin Türk Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile birlikte giriştiği “yumuşama politikası” vesilesiyle iyi tanınan bir isim.

O yıllarda Cem-Papandreu ikilisi, sık sık uyuşmazlıklar nedeniyle gerginleşen Türk-Yunan ilişkilerini düzeltmek için bir yakınlaşma

Yazının Devamı

AB ile mi, AB’siz mi?

15 Mayıs 2020

Koronavirüs salgını, birçok alanda olduğu gibi, Türk dış politikasındaki olası değişikliklerle ilgili yeni değerlen- dirmelere yol açmış bulunuyor.

Bu değerlendirmelerin başında yer alan konulardan biri de, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin geleceğidir.

Geçen hafta sonu kutlanan “Avrupa Günü” vesilesiyle, “Türkiye AB içinde mi olacak, yoksa dışında mı kalacak?” sorusu, bu kez, korona krizinin gölgesi altında gündeme geldi; tartışmalar da bu yeni durum karşısında Ankara’nın nasıl bir politika izlemesi gerektiği noktasında odaklandı.

Öteden beri Türkiye’nin AB üyeliğine değişik nedenlerden dolayı karşı çıkanlar için, korona salgınının AB üzerindeki sarsıcı etkileri bir fırsat oluşturdu. Bu çevreler, AB’nin korona krizinde içine düştüğü perişanlığı vurgulayarak, Topluluğun hayatta kalma şansının pek olmadığı ve dağılıp tarihe karışacağı öngörüsünde bulundular.

Dolayısıyla, bu karamsar değerlendirmeyi yapanlar, zaten normal şartlarda da üyelik şansı bulunmayan, yıllardır boşuna bekleyen

Yazının Devamı

“Hasta Adamlar” Topluluğu

12 Mayıs 2020

Koronavirüs salgınının gölgesinde “Avrupa Günü” adı altında 70. yıl dönümü kutlanan Avrupa Birliği’nin (AB) şu andaki sağlık durumu hiç de iyi görünmüyor.

Birliğin 27 üyesinin çoğu ciddi rahatsızlıklar geçiriyor. Bu bakımdan AB bir “Hasta Adamlar” Topluluğu görünümünü yansıtıyor.

Korona virüsü gerçekten birçok AB üyesini hasta yatağına düşürdü. Ancak topluluk bir süreden beri çeşitli rahatsızlıklar geçiriyor, eski gücünü kaybediyor.

Ön belirtiler

AB’nin son zamanlarda sağlık durumundaki sorunlar ön belirtileri iki alanda ortaya çıktı:

Siyasi alanda, kronik hale gelen iç uyuşmazlıkların üstüne BREXIT olayı geldi. Birleşik Krallık’ın Birlik’ten çekilmesi topluluğa kan kaybettirdiği gibi, bu ayrıca virüsün bir salgın şeklinde yayılması ve sonuçta topluluğu çökertmesi korkusunu da yarattı.

Gene aynı alanda başka ciddi rahatsızlıklar da ortaya çıktı. Örneğin, ırkçılığın ve yabancı

Yazının Devamı

Amerika’ya yardım!

8 Mayıs 2020

Yıllar boyunca “Amerikan yardımı”ndan çok bahsedildi.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemin tek Süper Devleti olan ABD, dış desteğe muhtaç birçok ülkeye ekonomik, askeri, sosyal alanlarda yardım elini uzatıyordu.

O zamanki tabiriyle “Sam Amca” bu yardımseverliğini gösterirken, kuşkusuz kendi stratejik ve ekonomik çıkarlarını da göz önünde bulunduruyordu.

Pratikte “Amerikan yardımı” Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinin belini doğrultmasına ve kalkınmasına katkıda bulunduğu gibi, Washington’un küresel nüfuzunu ve liderlik rolünü pekiştirmesini de sağladı...

Savaş sonrası yıllarda sıkıntı içinde olan Türkiye’nin de varlığını korumak için ekonomik, askeri ve diplomatik dış desteğe büyük ihtiyacı vardı. ABD 1948’den itibaren Truman Doktrini ve çeşitli isimler altındaki yardım programlarıyla bu dış desteği sağlıyor, bu da Ankara’nın o yıllarda Sovyetler Birliği’nin tehditleri karşısında Sam Amca’nın günümüzdeki Batı blokunda yer almasına

Yazının Devamı