Turizm bu dönemde son derece önemli. Karşımızda alıştığımızın dışında bir Kültür ve Turizm Bakanlığı olacak.
24 Haziran seçimleriyle birlikte Türkiye’de yeni sistemin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bu seçimle birlikte rahatlıkla Cumhuriyetimizin üçüncü aşamaya geçtiğini söyleyebiliriz. İlk aşama Cumhuriyetimizin ilanı, ikinci aşama çok partili hayata geçiş ve üçüncü aşama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi.
Hiç şüphesiz bu sistemin ülkemize getireceği güzellikleri yakın zaman içinde görmeye başlayacağız. Bu sistemle birlikte hantallaşmış bürokrasi tarih olacak, çok daha hızlı kararlar alınacak ve daha da önemlisi bu kararlar aynı şekilde uygulanabilecek. Her bir üst düzey bürokrat kendi koltuğunu garanti görmeyecek. “Hiçbir şey yapmazsam, hiçbir şey olmaz” mantığından kurtulacak.
Geçtiğimiz günlerde bakanlıkların ilanıyla birlikte birçok kişi yorumlarda bulundu. En çok konuşulan kişilerden biri de yeni Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy oldu. Kendisinin özel sektörden geliyor olması ve daha da önemlisi turizm sektöründen gelmesi bazı arkadaşlarda kültürden vazgeçildiği kanısını uyandırdı. Bence hiç de öyle değil. Evet turizm bu dönemde son derece önemli olacak. Ülkemiz için gerçek bir gelir kapısına dönüşecek. Mehmet Nuri Ersoy’un devir teslim töreninde de belirttiği gibi amaç daha nitelikli turistleri ülkemize getirmek olacak. Bunun için elimizde yeterince enstrüman var, önemli olan bunları tespit edip hızlıca hayata geçirmek.
Bir diğer önemli husus, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yardımcılarının kimler olacağını bilmiyoruz. Arkadaşlar daha çok eski sistem mantığında düşündükleri için bence bu noktayı ıskalıyorlar. En az iki veya üç bakan yardımcısının olması bekleniyor. Son müsteşar Ömer Arısoy’un bunlardan bir tanesi olacağına ise kesin gözüyle bakılıyor. Bu atamalarla birlikte karşımızda alıştığımızın dışında bir Kültür ve Turizm Bakanlığı olacak.
Her fırsatta kültür ve sanatta sınıfta kaldığımızı, taklitlere sıkıştığımızı belirten Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kültürü ihmal etmeyeceği son derece bariz bir durum. Bu yüzden de doğrudan kendisinin başkanlık edeceği Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu oluşturuluyor. Bu kurul üyeleri de açıklandığında herkesin takdirini kazanacak bir kadro bir araya gelmiş olacak. Kadro sadece bir araya gelmekle kalmayacak, senkronize bir şekilde 2023 hedeflerine koşar adım ilerleyecek.
Son olarak TİKA, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı’nın Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanmasını bu bakanlığa verilen önemin bir göstergesi olarak görüyorum. Özellikle Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bağlanmasıyla iki kurum arasındaki yetki karmaşası ortadan kalkacak ve bakanlığın restorasyon alanındaki muazzam tecrübesinden istifade edilerek yanlış uygulamaların önüne geçilmiş olacak.
Saraçhane Anıtı
15 Temmuz hain işgal girişiminin yıldönümünde özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ne yapacak diye merakla bekliyordum. Geçen sene hiçbir kalıcı eser ortaya koymaması kamuoyunda çokça konuşulmuştu. Darbe gecesinin en unutulmaz ve ikonik anlarından biri, İBB binasının önündeki havuzda abdest alan insanlardı. İşte bu anlar yapılan heykellerle ölümsüzleşti. Hipergerçekçi heykeller son derece başarılı. Darbenin yıldönümünde 15 Temmuz Şehitler Makamı’nın tamamlayıcısı olarak inşa edilen müzenin açılmamış olmasına ise çok şaşırdım. Umarım en kısa sürede layık olduğu şekilde inşası biter ve İstanbulluların hizmetinde olur.