Peter Sanders’ın hayatına ışık tutan sergi 10 Mayıs’a kadar Taksim Sanat’ta. Sergiyi sanatçının 50 yıllık kariyerine eşlik etmek isteyen herkese tavsiye ederim.
Dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Peter Sanders’ın kariyerinin hemen her döneminden eserlerden oluşun “Barışa Manevi Bir Yolculuk” sergisi geçtiğimiz günlerde İstanbul’da sanatseverlerle buluştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki Kültür AŞ tarafından işletilen Taksim Sanat, Taksim metro durağına inerken ilk katta; her alanı çağdaş sanata ayrılmış bir mekan, umarım bu şekilde de kalır.
Peter Sanders 1946 yılında İngiltere’de dünyaya geldi. 2. Dünya Savaşı sonrası yaşanan travma toplumun hemen her kesimi tarafından hissediliyordu. 1960’lı yıllarda başladığı fotoğraf macerasında dönemin, The Beatles hariç, bütün önemli rock müzik ikonlarıyla yolu kesişti. Daha sonra mecrasına çeşitli inançları araştırmak için gittiği Hindistan’da devam etti. Daha sonra ise bu macera onu İslamiyetle tanıştırdı ve Müslüman oldu. Ve daha sonra İslamiyet’in gerçek güzelliğinin peşinden koşmaya devam etti ve bugünlere geldi.
İstanbul’da açılan sergi Peter Sanders’ın hayatına da ışık tutuyor. Şüphesiz şimdiye kadar 500 bin kare fotoğraf çeken bir sanatçının en iyi eserleriyle karşı karşıya değiliz. Zaman çizelgesi içinde Sanders’ın hayatını 4 ana bölümde görüyoruz.
Rock ikonları, inanç ve maneviyat arayışı, İslam dünyasının önde gelenleri ve son olarak İslam dünyasının güzellikleri.
Bu yolculuğu başarılı bir şekilde sanatseverlerle buluşturan serginin küratörü Mehmet Lütfi Şen tebriği hak ediyor.
Sergide beni en çok etkileyen fotoğraflardan bazıları şunlar:
Mavi Kuş
Bundan birkaç hafta önce bu köşede Mustafa Kutlu’nun “Fırtınayı Kucaklamak” isimli eserinden bahsetmiştim. Kutlu’nun yıllar önce kaleme aldığı “Mavi Kuş” isimli eserinin bu sefer farklı bir şekilde, tiyatroda izleyicilerle buluşacağını sevinçle paylaşmak isterim. Eseri sahneye uyarlayan ve yöneten Özgür Kaymak’a ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’na ne kadar teşekkür etsek azdır. Mavi Kuş kasabanın tek otobüsü ile tren istasyonuna giderken yolları kesişen yolcuların hayatına odaklanıyor. Özgür Kaymak’ın sözleriyle söyleyecek olursak “Tuhaf Bir Yol Hikayesi hayatın, yaşadığımız ülkenin kendini tamamlayıp tekrar başa dönen döngünün çok tanıdık durumlarını ve kişilerini bize gösteriyor. Bu sebeple bizi görüyoruz. Değişen ya da hiç değişmeyen yönlerini keşfediyoruz”.
Üsküdar Musahipzade Celâl Sahnesi’ndeki oyuna bilet bulmak hâlâ mümkün.