Yazar Mustafa Kutlu’nun kaleme aldığı “Kalbin Sesi” bana eskilerin bir sözünü hatırlattı: Umutsuzluk haramdır
Mustafa Kutlu’nun “Kalbin Sesi” adını taşıyan yeni kitabı geçtiğimiz günlerde Dergâh Yayınları tarafından yayımlandı. Bir Hicret Risalesi alt başlığı taşıyan kitaptaki yazılar Mustafa Kutlu’nun ifadesiyle bir sistem arayışına zemin hazırlamak için düşünür-akademisyen-sanatçı ve politikacıları harekete geçirmek gayesini güdüyor. Ve kitaptaki yazıların tek bir muhatabı var: Amentü’ye inananlar.
Kitabı okurken bunları zaten biliyoruz düşüncesine kapıldığınız anda karşımıza yepyeni bir sorun çıkartıveriyor Mustafa Kutlu.
Aslen bir hikaye yazarı olmasının hiçbir önemi yok çünkü Mustafa Kutlu bu topraklardaki erdemi ve ahlakı bildiği için bu kitabı yazabiliyor. Ortaya “Kanaat ekonomisi” diye bir model koyabiliyor. Model dediysem her şeyiyle çözülmüş bir sistem değil, yürünebilecek bir yol. Zaten bir başka noktada Mustafa Kutlu kitabın hedefinin kan emici kapitalizmin pençesinden kurtulmak olduğunu da belirtiyor. Kapitalizmden kurtulmak yaşadığımız 21. yüzyılda mümkün mü? Kurtulunca gidilecek yer neresi? Bunların hepsi konuşulabilecek konular. Kutlu da zaten “tartışmaya değecek bir ses duymak istiyor”.
Bu konuları gündeme getirirken bazı isimlere sık sık göndermede bulunuyor ve onlardan alıntılar yapıyor. “İsyan Ahlakı”nın ve “Ahlak Nizamı”nın yazarı Nurettin Topçu, şair ve düşünür İsmet Özel, felsefeci ve “Çağdaş Küresel Medeniyet Anlamı-Gelişimi-Konumu” isimli eserin yazarı Şaban Teoman Duralı, son olarak da alim ve Kur’an müfessiri Elmalılı Hamdi Yazır, Mustafa Kutlu’nun bu kitapta sıklıkla bahsettiği isimler.
Yozgat’taki proje
Kutlu’nun kanaat ekonomisi olarak adlandırdığı fikirler hayata geçebilir mi? Hiç fikrim yok çünkü ekonomi alanında bir uzman değilim. Kutlu da uzman değil zaten. ‘Üç Kahraman’ başlıklı yazısı istenirse neler olabileceğini son derece dikkat çekici bir şekilde gözler önüne seriyor. Yozgat’ın Kadışehir ilçesi Kabalı Köyü’nde kamu-özel sektör-vatandaş iş birliğiyle çok paydaşlı bir proje hayata geçiyor. Ve Türkiye’nin en büyük meyve bahçesi ortaya çıkıyor. Toplam 10920 dekarlık bir proje. Bu yazıyı okuyunca aklıma eskilerin bir sözü geldi: Umutsuzluk haramdır. Dünyanın en büyük ikinci tarım ithalatçısı Hollanda’nın yüzölçümünün Konya’dan biraz daha büyük olduğunu göz önüne alınca yapılabilecek çok şey olduğunu bir kez daha düşünmeden edemedim. Son olarak bu kitap Mustafa Kutlu’nun bence hayatı boyunca yazmak istediği ve olgunlaşmasına yıllar içinde çaba sarf ettiği bir kitap. Amentü’ye inananlara hitap eden kitabı ben bütün okurlarıma tavsiye ediyorum. Unutmayın “Her an her şey olabilir.”