Samed Karagöz

Samed Karagöz

samedkaragoz@gmail.com

Tüm Yazıları

Nurettin Topçu’nun hayatını anlatan “İsyan Ahlâkı Peşinde Nurettin Topçu” albümü Dergah Yayınları’ndan çıktı.

Türk düşünce dünyasının nev-i şahsına münhasır insanlarından Nurettin Topçu’nun benim hayatımda, inanç dünyamda, fikriyatımda yeri çok büyüktür. Topçu’yla, Dergah Yayınları’nın ‘90’lı yılların ikinci yarısında yayımladığı kitaplar vesilesiyle tanıştım. Yayımlanan hemen her kitabını ilk kez o gün yayımlanıyormuşcasına hemen temin edip okumaya uzun yıllar gayret ettim.

Müthiş çalkantılarla dolu bir hayat geçiriyor Topçu. İlkokula başladığında fes giyiliyordu, liseyi bitirdiğinde papyon; diplomasında Arap harfleri ve Latin harfleri bir arada; 1. Dünya Savaşı oluyor, Osmanlı yıkılıyor, Cumhuriyet kuruluyor, uzun yıllar tek parti iktidarda kalıyor, sonra çok partili hayat başlıyor. Bütün bunlar yaşanırken üniversite tahsili için Paris’e gidiyor. Sadece Topçu değil dönemin birçok aydını benzer süreçlerden geçiyor ama herkes Sorbonne gibi bir üniversitede felsefe alanında doktora yapamıyor; hem de kendi ülkesine, geldiği topraklara dair değil, doğrudan Batı felsefesine dair bir tezle. Yaşamında Türkçesinin basılmasına izin vermediği “İsyan Ahlâkı” isimli şaheseriyle.

Haberin Devamı

Günümüzde de yurtdışına, özellikle sosyal bilimler alanında, yüksek lisans ve/veya doktora için giden öğrenciler hem gittikleri ülkenin yaklaşımı hem de maalesef öğrencilerin kolaycılığından dolayı hep Türkiye’yle alakalı konularda çalışmalar yapıyorlar. Örneğin sanat tarihi yüksek lisansı için İngiltere’ye giden bir Türk öğrenciden beklenen Türk sanat tarihiyle alakalı bir çalışma yapması. Bu hem bizi kendi “sınırlarımız” içine hapsediyor hem de dünyaya söyleyecek sözümüzün “azalmasına” neden oluyor. Keşke gençlerimiz bu alanda daha fazla teşvik edilse de uluslararası alanda sözü daha fazla dinlenen akademisyenlere sahip olsak.

Topçu’nun başyapıtı olarak gördüğüm doktora tezi “İsyan Ahlâkı”, ana hatlarıyla sosyolojist yaklaşıma karşın bireyci, anarşist yaklaşımı benimsemiş görünüyor. Ama detaylı bir okumayla her iki yaklaşıma da mesafeli olduğu, kendi çizgisini geliştirdiği, günümüzde sıkça kullanılan tabirle ifade etmek gerekirse son derece yerli ve milli bir eser ortaya çıkıyor. Topçu, komünizmle mücadele ederken Amerikancılığa düşmenin son derece yanlış olduğunu yazılarında ve konferanslarında defalarca belirttiği için bazı çevreler tarafından kıyasıya eleştirildi. Topçu için komünizm ne kadar uzaksa Amerikan kapitalizmi de aynı mesafede. Bugünlerde bu yaklaşımın ne kadar da isabetli olduğu bir kez daha görülüyor.

Haberin Devamı

İyi bir başlangıç olabilir

Geçtiğimiz günlerde Nurettin Topçu’nun hayatını anlatan bir albüm yayınlandı: “İsyan Ahlâkı Peşinde Nurettin Topçu” albümü. Dergah Yayınları’ndan çıkan albümü İsmail Kara hocamız yayına hazırladı. Fotoğraflar, kartpostallar, diplomalar, kartvizitler, afişler, biletler, taslak metinler, gazete ve dergi kupürleri, çizimler, notlar ve gündelik hayata dair birçok eşyanın yer aldığı albüm yaklaşık 270 sayfa. 280 civarında görsel yer alıyor. Hemen her bölümde Topçu’dan bir epigram ve bölüm sonlarında Topçu’nun yaklaşımını gösteren alıntı metinler yer alıyor. Kitabın sol sayfalarında görsellerin yer alıp sağ sayfalarda metinlerin olması kitabı son derece okunaklı kılıyor, ayrıca tasarıma gösterilen emek de dikkatlerden kaçmıyor. Kitabın baskı kalitesi de Nurettin Topçu üstadımızın şanına yakışır bir şekilde yapılmış. Eğer daha önce hiç Nurettin Topçu kitabı okumamışsanız iyi bir başlangıç olabilir, daha önce üstadın kitaplarını okuduysanız da hayatına dair bilgiler edinerek eserlere daha iyi nüfuz edebilirsiniz. Son olarak Nurettin Topçu’yu herkes kendince okuyabilir ama bence “İsyan Ahlâkı”ndan başlayıp daha sonra “Kültür ve Medeniyet”, bugün hâlâ güncelliğini koruyan “Türkiye’nin Maarif Davası”, “Var Olmak ve Büyük Fetih” isimli kitaplarını okuyabilirsiniz.