Firdevs Bulut’un hazırladığı rapor kültürel diplomasinin tanımı ve tarihiyle başlıyor, dünyada bu alandaki çalışmalardan özetler sunuluyor. Türkiye’de bu alanda faaliyet gösteren kurumların içinde bulundukları durum gözler önüne seriliyor.
Geçtiğimiz günlerde İlke Derneği’nin davetiyle genel merkezlerinde düzenlenen bir sunuma katıldım. Sunumdan bahsetmeden önce İlke Derneği’nden kısaca söz etmek istiyorum. İlke Derneği, bünyesinde Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği, İlmi Etüdler Derneği ve Yaygın Eğitim ve Kültür Derneği’ni (YEKDER) barındıran bir çatı kuruluş. Üsküdar’da son derece merkezi bir konumda bulunan binalarında faaliyetlerini yürütüyorlar. Ağırlıklı olarak eğitim üzerine faaliyet gösteriyorlar. Zaman zaman da çeşitli konularda “Politika Notları” yayımlıyorlar. Geçtiğimiz aylarda “Yerel Yönetimlerde Kültür Politikaları” Faruk Yaslıçimen tarafından kaleme alınmış ve yayımlanmıştı. Ben ise bu yazıda Firdevs Bulut’un kaleme aldığı “Küresel Siyasette Kültürel Diplomasinin Yeri: Türkiye’nin Durumuna Dair Tespit ve Öneriler” başlıklı politika notuna değinmek istiyorum.
Firdevs Bulut, doktora çalışmasını University London Collage’da (UCL) İngiltere ve Almanya’nın 1990 sonrası kültürel diplomasi pratikleri üzerine yapıyor. Bir Türk öğrencinin, özellikle doktora öğrencisinin, Londra’da veya başka bir Avrupa şehrinde Türkiye merkezli bir çalışma yapması bence son derece önemli. Böylelikle dünyada karşılığı olan bir tez ortaya koyma ihtimali oluyor. Orada edindiği tecrübeyi ve pratiği Türkiye’ye etkin bir şekilde taşıyor ve gerçek bir uzmanlık kazanmış oluyor.
Yol haritası çıkıyor
Bulut’un hazırladığı rapor, kültürel diplomasinin tanımı ve tarihiyle başlıyor. Dünyada bu alandaki çalışmalardan özetler sunuluyor. Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Çin bu alanda neler yapıyor, hangi konulara öncelik veriyor, bunlara değiniliyor. Bu özet bölümde çizilen tablo bile Türkiye’de neler yapılabileceğine dair onlarca örnekle hızlıca ortaya çıkıyor.
Sonraki bölümde ise Türkiye’nin kültürel diplomasi alanında yaptıkları, bu alanda faaliyet gösteren kurumların içinde bulundukları durum gözler önüne seriliyor. Bu alanda tabii ki Türkiye’de en önemli ve doğrudan amacı bu olan kurum Yunus Emre Enstitüsü de yer alıyor. Ama sadece o değil, mesela Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, TİKA gibi kurumlar da yer alıyor.
Yapılan toplantıda raporun kısa bir sunumundan sonraki soru-cevap kısmında raporda söz konusu edilen kurumlardan temsilcilerin yer alması, onların yaptığı yorumlar sayesinde raporda eksik kalan hususlar da ele alınmış ve böylelikle ortaya pratiğe dönük bir yol haritası çıkmış oldu. Başta İke Derneği Yürütme Kurulu Başkanı sosyolog Doç. Dr. Lütfi Sunar olmak üzere bu güzel ve verimli toplantıyı oluşturanlara teşekkürlerimi sunarım. Çok az kişinin ilgilendiği bir alanda böylesine önemli bir ilk adımın atılması son derece elzemdi ve layıkıyla yerine getirildi. Rapora İlke Derneği’nin web sitesi olan ilke.org.tr adresinden erişmeniz mümkün.