Park yasağı olan yere park ettiğim araç için, dört adet park cezası geldi. Hatalı park yerinde 09.00 ile 18.00 saatleri arasında kalan araç için park cezalarını dört farklı trafik polisi, dört farklı zamanda düzenlemişti. Vergi cezası uygulamalarında da buna benzer çok olaylar meydana geliyor.
20 Ekim 2021 günü Yargıtay Yerleşkesi konferans salonunda ‘Vergi Suçlarında Uygulama Sorunları Sempozyumu’ başlıklı bilimsel etkinlik gerçekleşti. Sempozyumun konusu, Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 59’uncu maddesiydi.
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, sempozyumu sonuna kadar takip etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı Eyüp Yeşil oturum başkanlığı yaptı. VUK 359’un zincirleme suç kapsamına alınması yönündeki güçlü gerekçeleriyle tanınan 11. Ceza Dairesi Başkanı Ali İhsan Öztekin bir bildiri sundu.
Bildiri sunanların hepsi, mevcut haliyle VUK 359 uygulamasının doğurduğu soruna dikkat çekti. O da, VUK 359’daki eylemelerin yıllara yayılması halinde TCK Md 43’teki zincirleme suç ilkesinin uygulanmamasının hatalı olduğu, bir kişiye tek bir suç işleme iradesi olmasına rağmen 40 yıla kadar hapis cezası verilmesi yönündeydi. Elbette kişinin suç işleme iradesinin kesilmesi ve aynı suçu yeniden işleme iradesinin oluşması halinde, zincirleme suçtan bahsedilemez.
Konunun tam anlaşılması için şu kısa açıklamayı yapmam gerek:
Bir kimsenin vergi mevzuatına göre içeriği sahte belge düzenlemesi ve kullanması süre, zaman olarak birden fazla vergi dönemini kapsarsa, Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2002/179 K sayılı kararında, “Her vergi dönemi için ayrı bir suç iradesi vardır ve her dönem için ayrı bir suç işlenmiş gibi cezalandırılmalıdır” diye karar vermişti. Bunun sebebi olarak da VUK Md 173’teki vergi dönemiyle ilgili düzenlemeydi.
Ancak VUK Md 173, verginin tahakkuku ve tahsili için vergi dönemini belirleyen, vergi mevzuatının usul işlemeleri için öngörülmüş bir düzenleme.
Siz, usul hukukundaki bir düzenlemeyi, bir kimsenin suç işleme iradesinin tespitine esas alırsanız, yanlış ve adil olmayan hukuki sonuçlara varırsınız.
Tıpkı başıma gelen şu olaydaki gibi:
Ankara Necati Bey Caddesi’nde, sabah saat 09.00’da ‘34’ plakalı aracımı, park yasağı olan yere ‘06’ plakalı diğer araçların yanına park ettim. Aracım akşam saat 18.00’e kadar orada kaldı.
Sonradan evime dört adet hatalı park cezası geldi. Park cezalarını dört farklı trafik polisi, dört farklı zamanda düzenlemişti. Anlaşıldı ki, her nöbet değişiminde göreve başlayan trafik polisi yeni bir park cezası kesmişti.
Şimdi benim hatalı park etme yönündeki iradem, her trafik polisi nöbet değişiminde yenilenmiş mi oldu ki, her biri ayrı ceza kesti?
Hayır, ben bir kere hatalı park etmeye karar verdim. Bir kere trafik kuralı ihlal ettim.
VUK Md 359’daki içeriği, sahte belge düzenleme ve kullanma iradesinde de aynı. Mükellefin bir kere ‘naylon fatura’ düzenleme ve/veya kullanma iradesi oluşuyor ve bunun yıllara yayılması suç işleme iradesini yenilemiyor, değiştirmiyor. O, aynı, içeriği sahte belge düzenleme veya kullanma iradesini birden fazla vergi dönemine yayılacak şekilde devam ettiriyor.
Sempozyuma katılanların azınlık görüşü, Yargıtay uygulamasının değişmemesi yönündeydi. Ama onları dinleyince, esasa değil, şekle göre yorum yaptıklarını anladım.
Daha önce bu kösede dile getirdiğim şu sorumun cevabını bulamadım: Yılın son günü olan 31 Aralık günü ve bir sonraki yılın ilk günü 1 Ocak günü naylon fatura düzenleyen, arada 1 gün olmasına rağmen nasıl oluyor da iki kere suç işlemiş oluyor da, aynı yılın birinci günü 1 Ocak ve son günü 31 Aralık’ta naylon fatura düzenleyen, arada 364 gün olmasına rağmen tek bir suç işlemiş oluyor?
Suçu önleyici etkin denetim yapılmalı
Sorunun çözümü, daha suçun işlenme aşamasında Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi dairelerinde başlıyor.
Sayın Ali İhsan Öztekin bildirisinde, bir olayda, küçük bir ilçedeki mükellefin toplamda Türkiye’nin yıllık mercimek ihtiyacının iki kadar mercimek satış faturası düzenlediğini, bir olayda da küçük bir işletmenin 800 milyon TL tutarında fatura düzenlediğini söyledi.
İyi ama, mükelleflerin verdikleri aylık beyannamelerden vergi daireleri bir şeylerin ters gittiğini hemen tespit edip denetime gelemezler mi? Eğer öyle olsaydı, vergi dairesi hemen müdahale edecek, bu mükellef de o kadar sahte mercimek satış faturası düzenlemeyecekti. O halde vergi dairesi daha suç ağırlaşmadan önleyecek denetim ve kontrol mekanizması geliştirmeli.
Borsada nasıl manipülasyon şüphesini tespit eden devre kesici otomasyon programı kullanılıyorsa, vergi daireleri de suçu önleyici mekanizmayı oluşturmalı.
Bütçe öncesinde beklenti yüksek
VUK Md 359 ile ilgili en çabuk çözüm, Yargıtay Genel Kurul Kararı’dır.
İkinci çözüm ise, VUK Md 359’da yapılacak yasal değişiklik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mart ayında, İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında VUK Md 359’da değişiklik yapılacağını duyurmuştu. Mahkumiyeti kesinleşmiş, infaz aşamasında olanlar, yargılaması devam edenler dikkate alındığında, 100 binin üzerinde mükellefi ve en az bir milyona yakın da aile bireyini sevindiren müjdeydi.
Aradan 8 ay geçti, 4’üncü İnsan Hakları Eylem Planı dahi yasalaştı.
Öğrendiğim kadarıyla Adalet Bakanlığı iki farklı değişiklik metni üzerinde çalışıyor. İki metin arasındaki fark, esasla değil, yazım şekliyle ilgili. Her iki metin de VUK 359’un TCK Md 43 kapsamına alınmasını öngörüyor. Bir denge ve caydırıcılığın devam etmesi açısında cezaların üst sınırında artış getiriliyor.
Yüzbinlerce VUK 359 mağduru ve ailesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilan ettiği VUK 359 değişikliğinin, 2022 bütçe görüşmeleri başlamadan yapılmasını bekliyor. Onların yüreğine adalet beklenti ateşi düşmüş bir kere. Söndürülmezse, gönülleri yanacak.
Cumhuriyet Bayramı
Ebedi Türkiye Cumhuriyeti devletinin 98’inci kuruluş yıldönümü kutlu olsun. Kuranlara ve yaşatanlara minnet borçluyuz.