Erken rezervasyon yaptırıp da tur zamanı geldiğinde beklenmedik bir engel çıkarsa, yapılan ödemeyi geri almak mümkün mü? Mümkün ama tamamını değil. Tur için alınmış uçak bileti gibi zorunlu harcamalar düşüldükten sonra kalan para iade edilir
Turizm sezonu başlıyor. Erken rezervasyon avantajlarıyla ilgili her tarafta birçok reklamlar dönüyor. Bazıları sadece otel konaklama, bazıları ise paket tur olarak satışa sunuluyor.
Erken rezervasyon olanaklarından yaralanmak isteyenler şimdiden karar verip, iki - üç ay sonrasına tatil veya paket tur satın alıyorlar.
Erken rezervasyon yapılınca da satın alınan tatil veya paket tur zamanı benlenmedik ve öngörülemeyen engeller çıkınca tatil ve paket tur rezervasyonunun iptali gerekiyor.
Böyle bir iptal durumundan ise tüketici ile tur organizatörü ve acenta arasında birtakım hukuki sorunlar başgösteriyor.
Başak Hanım, annesi, babası, ablası ve iki yeğeni ile beraber bir tur acentasının düzenlediği sekiz günlük bir İtalya turuna katılmak için yaklaşık 1 - 1.5 ay öncesinden kişi bası 399 euro bedel karşılığı toplam 2 bin 394 euro tur bedelini nakit ödeyerek yurtdışı paket tur sözleşmesi imzalar.
Sağlık sebebiyle iptal
Fakat bir talihsizlik olur Başak Hanım ve turun başlamasına iki hafta kala 16 Ağustos sabahı beyin kanaması geçirir. Başak Hanım iki gece yoğun bakımda kaldıktan sonra 18 Ağustos'ta servise çıkar ve zaman kaybetmeden tur operatörü acentayı arayarak durumdan haberdar edip, tura katılamayacağını bildirir.
Bunun üzerine paket tur iptal edilir ve Başak Hanım'a ödediği, 2 bin 394 euro tur bedelinin yarısından da az bir bedel olan 1152 euro iade edilir.
Başak Hanım hemen mahkemeye başvurarak ödediği tur bedelinin tamamının ödenmesi gerektiğini iddia ederek alacak davası açar ve kalan 1242 euro bedelin iadesini talep eder.
Zorunlu harcamalar düşülür
Mahkeme Başak Hanım'ın davasını reddeder ama Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2016/21027 E. 2018/10074 K. sayılı kararı ile, olayda kusuru olmayan Başak Hanım'ın ve paket tur organizatörü acentanın mağduriyetinin önlenmesi ve hak ve menfaatlerin dengelenmesi açısından otel ve uçak rezervasyonları gibi zorunlu olarak yapılan giderlerin tespiti ve bunların tenkisi ile kalan kısmın Başak Hanım'a iadesine hükmedilmesi gerekçesiyle mahkemenin davayı red kararını bozar.
Bu durumda Yargıtay'a göre bir paket tur sözleşmesi zorunlu ve haklı sebeplerle iptal edilirse, örneğin sağlık sorunları nedeniyle, tur organizatörü yaptığı zorunlu harcamaları düşerek paket tur bedelini iade etmek zorundadır. Örneğin uçak bileti gerçekten satın alınmış ve iadesi mümkün değilse, uçak bileti bedeli tüketiciye geri ödenemeyecektir. Zorunlu harcamalar iade edilemeyeceğinden tüketicinin bunların da iadesini talep etme hakkı yoktur.
Vergide ‘zincirleme suç’ kural haline geldi
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 350. maddesi, zincirleme suç ilkesine aykırı olacak şekilde yorumlanarak kişilere normalde almaları gereken hapis cezasının çok fazlası verilmekteydi, öyle ki 40 yıla yakın hapis cezası alanlar vardı. Bunun düzeltilmesi için başta mağdurlar olmak üzere hep birlikte bir çaba gösterdik. Sonunda VUK Md. 359 kapsamına giren suçlar yasal olarak, mahkemenin yorumuna bırakmaksızın zincirleme suç olarak kabul edilecek. Böylece VUK 359 kapsamına giren suçlar birden fazla yıla yayılmışsa her yıl için ayrı ayrı cezalandırılma sona erdi ve cezası dörtte birden dörtte üçe kadar artırılarak tek bir zincirleme suç olarak kabul edildi. VUK 359 kapsamına giren suçların cezalarının üç yıldan beş yıla, beş yıl olanlarının ise sekiz yıla çıkarıldığını da ekleyelim.
En önemli yeniliklerden birisi vergi kaçakçılığı suçlarında da etkin pişmanlığın kabul edilmesi. Tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının ödendiği zamana göre verilecek ceza yarı veya üçte bir oranında indirilecek. Hatta tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında bile indirilebilecek.
VUK 359’da bu yeni düzenlemenin gerçekleşmesinde kendi dairesinin kararlarına karşı muhalefet şerhleri yazan Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Sayın Ali İhsan Öztekin’in çabası unutulmaz. Yazdığı şerhlerin yanında, resmi makamlara brifing verip raporlar sunarak onları da ikna etmeyi başardı. Emeği çok büyük, ben de mağdurlar adına Sayın Öztekin’e teşekkür ediyorum. Ülkemizin böyle hukukçulara çok ihtiyacı var.
Tahliyeler başladı
VUK 359’daki yapılan değişiklikle mahkumiyetleri infaz halinde olanların tahliyelerine hemen başlandı. Binlerce mahkum dün itibariyle tahliye oldu. Mahkemelerin ve infaz savcılıklarının iş yoğunluğu bu sebeple birdenbire arttı, ama onlar kişileri özgürlüklerine kavuşturdukları için bu iş yoğunluğundan şikayetçi değiller.
Danıştay’daki dosyalar
VUK 359’dan aldıkları mahkumiyetleri kesinleşmiş olanların, mahkumiyeti veren mahkemeye başvurarak durumlarının yeni düzenlemeye göre yeniden değerlendirilmesini ve uyarlama yapılmasını talep etmeleri gerek.
Mahkeme yapacağı uyarlama sonucu mahkeme kendi mahkumiyet kararını kaldırıp beraat kararı verebileceği gibi, zincirleme suç ilkesine göre daha önceden verdiği cezada büyük bir indirim de yapabilecektir. Yargıtay’da olan dosyalar için ise şimdilik bir işlem yapmaya gerek yok, çünkü 13. Ceza Dairesi kendisi mahkumiyet dosyalarını mahkemelerine geri göndermeye başladı.