İkinci el araçlarda en çok yapılan usulsüzlüklerden biri de aracın kilometresi ile oynamaktır. Aracın değerini yüksek göstermek amacıyla başvurulan bu tür usulsüzlüklerin cezai sorumluluğu da var. Araç sahibi, bilse de bilmese de bu usulsüzlükten sorumludur
İkinci el araçlarda en çok yapılan usulsüzlük, aracın kilometresi ile oynamak.
Kilometresi ne kadar düşük ise aracın değeri de o kadar yüksek oluyor. Her aracın belirli bir kullanım ömür var. Kullanım ömrü de aracın kullanıldığı kilometre ile çok yakın bağlantılı.
Durum böyle olunca, aracını karşı tarafı yanıltarak olduğundan daha fazla bir değerle satmak için gerçek kilometresini düşük gösterecek hileli yollara başvuruluyor.
Kaporta hakkındaki hileler, hemen küçücük bir alet olan mikron aleti ile anlaşılabilir. Ama oynanmış kilometre öyle mi? Bunu ancak yetkili servislerde teknik aletlerle incelenme sonucu tespit etmek mümkün, çıplak gözle tespiti mümkün değil.
Elbette hemen hatırlatayım, aracı satın almadan sigorta kayıtları ve TÜV belgeleri de incelenirse, kilometre ile oynanıp oynanmadığı yine de anlaşılabilir.
Nasıl mı?
Baktık, aracın 2019 yılı muayenesindeki kilometresi 100 bin, ama 2020 yılında satışa çıkarıldığında üzerindeki kilometre göstergesinde 50 bin km yazıyor.
Araç 50 bin km geri viteste gitse bile kilometresi düşmeyeceğine göre, burada kilometresi ile oynanmış bir araç söz konusu!
Alıcı farketmemişse
Araçta kilometre oynanması olduğunu bilerek satış yapanın bundan sorumlu olacağında şüphe yok.
Farkında olmadan kilometresi oynanmış bir aracı satın alan kişi, bunu fark etmemiş ve kendisi de sonradan satışa çıkarmış olabilir.
İşte Yargıtay, kilometresinde oynama olduğunu bilmeden satış yapanın da bundan sorumlu olacağına dair karar verdi.
13. Hukuk Dairesi’nin 2015/40748 E., 2017/6751 K sayılı kararına konu olan olayda, alıcı, noterde yapılan satış sözleşmesi ile 18.09.2012 tarihinde 2. el bir araç satın alır. Aracın kendisine 137.839 km olarak satıldığını ancak satın aldıktan bir süre sonra aracın 2008 yılında 205.223 km’de iken işlem gördüğünün ortaya çıktığını iddia ederek, satıcıya karşı dava açar. Ona göre, aracın kilometresi ile oynanmıştır ve kendisi de aracın kilometresi konusunda kandırılmıştır.
Davacı olan alıcı ayrıca araçta başka ayıpların da ortaya çıktığını iddia ederek, ödediği bedelin faizi ile tahsili veya 2.500 TL değer kaybı ile birlikte arızalar nedeniyle yapılacak masraflar için de 7.179 TL’nin davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini ister.
Mahkeme, davanın kabulü ile 2.500 TL değer kaybının davalı satıcıdan alınarak davacıya verilmesine karar verir. Karar temyiz edilir.
Yargıtay 13’üncü Hukuk Dairesi, uyuşmazlığa Türk Borçlar Kanunu’nun 219’uncu maddesi ve devamındaki hükümlerin uygulanacağını belirttikten sonra, satıcı araçtaki ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olacağını söyler.
Dava konusu uyuşmazlıkta, satıcı aracı sattığını kabul etmekte, ama aracı başkasından, araçtaki kilometre ile oynama şeklindeki ayıptan haberdar olmadığı savunmasını yapmıştır. Ama sonuçta, bilse de bilmese de satıcının satılan araçtaki ayıplardan sorumlu olduğu kararı verilir.
Fakat burada önemli olanın, alıcının araçtaki ayıpları bilerek satın almamış olmasıdır. Yani aracı görüp inceleyerek ayıplı olduğunu bilerek satın alan kişi, sonradan ayıp iddiası ile satıcıya dava açamaz.
Başkalarına telefon numarası verirken dikkat
Hepimizin başına gelmiştir.
Ya birisinden tanıdığı ve aramak istediğimiz kişinin cep telefonu numarasını biz rica etmişizdir, ya da bizden rica edilmiştir. Cep telefonu alıp verirken duruma göre de, “Aman benden aldığını söyleme” diye hatırlatmada bulunuruz veya bize hatırlatılır.
Bizde olan bir cep telefonunu başkalarına vermek suç mudur?
Cevabını nispeten Yargıtay 12’inci Ceza Dairesi, 17.04.2019 tarihli 2019/5172 K sayılı kararında verdi.
Aslında sanık, adına kayıtlı GSM hattından, 20 yaşındaki mağdura, önce cinsel içerikli mesajlar atar. Daha sonra da mağdurun başkaları tarafından cinsel amaçlı olarak taciz edilmesine neden olacak biçimde cep telefonu numarasını yayacağına dair tehdit içeren mesajlar gönderir. Sanık, mağdurla istediği iletişimi kuramayınca, mağdura ait kişisel veri niteliğindeki cep telefonu numarasını, mağdurun rızasına aykırı şekilde başkalarına dağıtır. Böylece başkalarına ait verileri hukuka aykırı olarak, rızası dışında verme suçunu işlemiş olur.
Bu da bize şunu gösteriyor, bir başkasına ait cep telefonunu ya da, e-mail adresi, sabit telefon numarası gibi iletişim bilgilerini, kişinin rızası olmadan özellikle sosyal medyada paylaşmak suçtur.
Hukuk kitapları
Bu hafta tanıtımını yapacağımız kitap, editörünün şahsım olduğu, Anonim Şirketlerde Bireysel ve Azınlık Pay Sahibi Hakları, başlıklı kitap.
Aslında kitap, anonim şirketlerde azınlık hissedarların en az yüzde 5 ve yüzde 10 hisseye sahip olmaları koşulu ile ve her bir pay sahibinin tek başına sahip olduğu hakları konu alan sempozyumlarda sunulan tebliğlerden oluşuyor. İçinde tam 14 tane konu var.
Sermaye şirketlerinde azınlık ve çoğunluk hissedarlar arasındaki anlaşmazlık ve uyuşmazlıklarda, pay sahiplerinin hangi haklara sahip oldukları ve bunları hangi koşullarda nasıl kullanacakları anlatılıyor.
Anonim şirketlerde çoğunluk hissedarların, azınlık hissedarların hangi haklara sahip olduklarını bilmeleri bakımından da yarar vardır.
Az veya çok bir anonim şirkette payı bulunan herkes için yararlı bir kitap.