Gönderdiğiniz havale dekontuna havale sebebini yazmazsanız, Yargıtay bu havalenin bir borç ödemesi için yapıldığını kabul ediyor. Siz bu parayı alıcı kişiye borç vermek amacıyla göndermiş olsanız bile...
Banka, PTT ya da para transferi yapan diğer kuruluşlar aracılığıyla birisine para göndermeyen, havale yapmayan neredeyse yok gibidir.
Bir çoğumuz, ödeme yaptığımız kişinin, havale alıcısının ne için bu havalenin yapıldığını, ödemenin ne için yapıldığını bildiğini düşünerek, havale açıklaması yazmayız, ödeme gerekçesini bildirmeyiz. Nasıl olsa karşı taraf da biliyor, biz de biliyoruz, birbirimize güvenmeyelim mi?
Açıklama yazılmalı
Güvenelim tabii ama güvenimizin istismar edilebileceğini de unutmayalım. Hem, ödeme veya havale gerekçesini, açıklamasını yazarsak, karşı tarafa bir güvensizlik duymuş da olmayız. Ama olası olumsuz sonuçların doğmasını da daha baştan önlemiş oluruz.
Yapacağımız banka havalesine eğer bir açıklama yazmazsak, Yargıtay bunu bir borcun ödemesi için yapılmış kabul ediyor. Örneğin, siz havale alıcısına borç vermek için para göndersiniz bile, havale dekontuna açıklama yazdırmamışsanız, asıl borç veren siz olmanıza rağmen, karşı taraf itiraz edip, sizin kendisinden aldığınız borcun havalesini yaptığınızı ileri sürebilir. Yargıtay da onu haklı bulur.
Ya da boşanma davası açıldıktan sonra, mahkemenin verdiği tedbir nafakasını öderken, bu ödemelerin tedbir nafakası olduğunu belirtmezseniz, mahkeme bu ödemeleri ahlaki bir görevin yerine getirilmesi için yapılmış ödemeler olarak kabul eder ve siz bir daha tedbir nafakası ödemek zorunda kalırsınız.
Nafaka öderken
Mahkeme tedbir nafakası ödenmesine karar verdikten sonra yapılan ödemelerde bir açıklama yoksa, mahkeme bakıyor, ödemeler tedbir nafaka miktarı veya onun katları kadarsa, tedbir nafakası ödenmiş kabul ediyor. Örneğin tedbir nafakası aylık 1000 TL ise, ödemeler de aylık 1000 TL veya iki ayda bir 2 bin TL gibi katları şeklinde ise ödemelerde açıklama yazılmamış olsa bile, mahkeme tedbir nafakası için ödeme yapılmış sayıyor. Ödemeler düzensiz ve örneğin ikinci ay 1700, beşinci ay 3 bin TL ödeme yapılmışsa, bunları ahlaki bir görevin yerine getirilmesi için yapılmış ödeme olarak sayıyor, tedbir nafakasını ödenmemiş kabul ediyor.
Bu sebeple siz siz olun, her yaptığınız ödemenin ne için yapıldığına dair açıklamayı mutlaka yazın, yazdırın.
Sadece, geri almamak üzere yaptığınız havalelere açıklama yazmasanız da olur.
Alışverişlerinizde senetle borçlanırsanız!
Enflasyonun yüksek olduğu zamanlarda peşin ödeme yapacak olanlar satıcılardan büyük bir rağbet ve iltifat görür, satış fiyatında neredeyse yararı yarıya indirim yapılırdı.
Şimdi peşin ödemenin hiçbir avantajı kalmadı. Bir pazarlama politikası olarak, ‘peşin fiyatına taksitli’ satışlar çok yaygınlaştı. İstisnaları olsa da, satıcılar, malın peşin fiyatı ile taksitli fiyatı arasında genellikle bir ayrım yapmıyor.
Kredi kartı yokken, taksitli satışlarda ödemeler senetle garanti altına alınırdı. Kredi kartı yaygınlaşınca, bir Türk işletmeciliği dehası ürünü olan kredi kartı ile taksitle satış modeli geldi. Ama birçok satıcı, taksitle sattığı bir malın bedelinin tamamını tek çekimle tahsil etse dahi indirim yapmaktan imtina ediyor.
Kredi kartlarının kullanımının yaygın olmadığı yerlerde veya kara listede olduğu için kredi kartı kullanamayan ya da kredi kartına alışamamış vatandaşlarımız, taksitle alışveriş yapacaklarsa, senet veriyorlar.
Kanun ne diyor?
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre, tüketicilerin vereceği senetlere uygulamada ‘tüketici senedi’ diyoruz. Tüketici senetleri sadece nama yazılı düzenlenebilir, emre yazılı düzenlenemez. Senette, alıcının, yani senet borçlusunun adı yazılı olmalı ve senette ‘emrine’ ibaresi yazılı olmamalı. Aksi takdirde senet geçersiz olur.
Ayrıca her taksit ödemesi için ayrı bir senet düzenlenmelidir.
Emre yazılı ise...
Böyle bir olayda tüketici Belma Hanım, 2010 tarihinde 10 bin TL bedelli devremülk satış sözleşmesi imzalar. Satış bedelinin 2 bin 500 TL’sini öder, kalan 7 bin 500 TL için 500 TL bedelli 15 adet senet imzalayıp verir. Devremülk satıcısı senetlerden 11 tanesini ciro ederek başkalarına verir. Senetleri ciro ile devralanlar Belma Hanım’a başvurarak, senetleri ödemesini isterler. Belma Hanım ödemez. Sözleşmede kararlaştırılan sürede tapuda teslim gerçekleştirilmediği gerekçesiyle devremülk sözleşmesinin ve verdiği senetlerin iptaline, peşin ödediği 2 bin 500 TL’nin iadesine karar verilmesi için dava açar.
Sonuçta mahkeme devremülk sözleşmesini iptal eder, Belma Hanım’ın verdiği tüketici senetlerinin ise nama değil, emre yazılı oldukları için zaten geçersiz olduklarına hükmeder.
Tüketici senedi düzenliyorsak, bilinçli olalım, haklarımızı bilelim, bu satıcı için de geçerli, alıcı için de geçerli.