Mahkemeler iflas ertelemelerdeki kötü tecrübelerinden dolayı, kolay kolay konkordato kararı vermiyor, ince eleyip sık dokuyorlar. Konkordato sürecini de artık mahkemece atanan konkordato komiseri denetliyor
Konkordato eskiden beri vardı. Ama rağbet görmüyordu. İflas erteleme gelince, birçok şirket yararlandı, iflas erteleme ile nefes alıp, mali durumunu düzeltti, işçileri işsiz kalmadı, borçlarını ödeyebildi.
Fakat borçlarına sadakat niteliği olmayan bazı şirketler iflas ertelemeyi kötüye kullandılar, borçlarını ödemek yerine alacaklılarını daha da mağdur ettiler. İflas erteleme mağdurları öyle bir arttı ki sonunda beklenen oldu, iflas erteleme kaldırıldı. Yerine, yeniden düzenlenmiş haliyle konkordatodaki şirketlere bir nebze nefes aldıracak şekilde getirildi.
Üstelik konkordato, sadece iflasa tabi olan tacirlere değil, esnaf, işçi, öğretmen, memur herkese yararlanabilecekleri bir mekanizma olarak düzenlendi.
Konkordato için ilk koşul ya borçların vadesinde ödenememiş ya da ödenemeyecek olması. Daha sonra da en esaslı koşul, mahkemeyi ikna
2021 yılı ekonomi ve hukuk reform yılı olacak. Ekonomide üretimi artırıcı, yatırımları teşvik edici, işleyişi hızlandırıcı ve kolaylaştırıcı adımlar atılacak. Hukukta, vatandaşlara ve yatırımcılara hukuki güvenlik sağlayan, adalete erişimi hızlandırıcı ve adaleti garanti altına alan adımlar atılacak
Reform, yeniden form verme, yeniden şekil verme anlamına geliyor. Ekonomik ve hukuki yönü birlikte reform ihtiyacı olan üç alan var. Üçünde de hukuki düzenlemeler değil adaleti sağlama, bilakis telafisi zor mağduriyetlere neden oluyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Yılbaşı Mesajında “Ekonomimizi güçlendirecek, demokrasimizin, hak ve özgürlüklerin çıtasını yükseltecek reform hazırlıkları içindeyiz” müjdesini verdi.
Hapis cezasına çarptırılan karşılıksız çek mağdurları, eylem ile yaptırımı arasında muazzam bir dengesizlik bulunan VUK 359 mağdurları ve ömür boyu ekonomik mahkumiyete çarptırılan süresiz nafaka mağdurları müjdelenen reformlar nedeniyle 2021 yılına umutla girdiler.
Süresiz nafaka reformu
Türk Medeni Kanunun 175 inci
Pandemi döneminde elektronik mağazacılık fırsata dönüştü. Ama dikkat etmek gerekiyor. Yurt dışından ‘ithal etmek’ yerine ‘temin etmek’ gümrük kaçakçılığı suçu olabiliyor. Bir bilene danışın Her değişen şart kendi fırsatını da getirir. Fiziki mağazacılık yerine elektronik mağazacılığı keşfettik. Mağaza mağaza gezmektense, oturuyoruz bilgisayarın başına, internete bağlanıyoruz, bir saatte 10-15 elektronik mağazayı geziyoruz. Ürünleri kıyaslıyoruz. Bir fare tıklaması ile ürün satın alıyoruz.
Elektronik mağazacılık bir fırsata dönüştüğünden daha önceden bu işle ilgilenmemiş birçok girişimci, yurt dışından temin ettikleri ürünleri, Türkiye’de internet üzerinden alışveriş sitelerinde satışa sunuyor. Burada üzerinde duracağım konu, “yurt dışından ithal etme” yerine “temin etme”. Gümrük kaçakçılığı suçu olabilir, dikkat! Genç bir girişimci, pandemi dolayısıyla elektronik ticaretteki yükselişten payını almak ister.
Hemen tek kişilik bir limited şirket kurar. Yurt
Hayal kurmak herkesin hakkı. Milli Piyango’nun 100 milyon TL’lik ikramiyesinin hayalini kurarken, hayali hukuken garanti altına alın. İşte ortak bilette dikkat edilmesi gerekenler
Bu sene talih kuşu yüksekten uçuyor. Yılbaşı büyük ikramiyesi tam 100 milyon TL... Hayal kurmak herkesin hakkı. Ama 100 milyon TL ikramiyenin hayalini kurarken, hayalinizi hukuken de garanti altına almalısınız. Güven ayrı, önlem ayrıdır. Arkadaşınıza, kardeşinize, kim olursa olsun güveniniz çok yüksek olabilir, karşı taraf güveninizi sonuna kadar da hak ediyordur.
Ama Allah muhafaza, ya bir şey olur da vefat ederse, mirasçıları da aynı güvene layık hareket edecekler midir?
Bizzat bildiğim birçok dava var, iki kardeşin, iki arkadaşın güven içinde yürüttükleri ilişki, birisi vefat ettikten sonra nasıl vefat edenin çocukları tarafından kötüye kullanılmıştır. İki kardeş, iki ortak arkadaş arasında alınan verilen şeyler, vefat edenin mirasçıları tarafından inkar edilmiştir.
Şansı artırmak için
İkramiye büyük, hayaller daha büyük… Birçok
Şirket patronu bir kendisine, bir de şirketine araç satın alsa şahsi aracındaki ayıpları 30 günde bildirebilir. Ama şirketine aldığı araçtaki ayıpları 2 gün içinde bildirmesi gerekirŞirket patronlarının hukuki statüleri, anonim şirket ise yönetim kurulu üyeliği, limited şirket ise limited şirket müdürlüğü biçimindedir. Şirket yöneticilerinin, patronlarının işlerini yürütürken yolda geçirecekleri zamandan tasarruf etmek için bazen şirket arabası, bazen de kendi şahsi araçlarını kullandıkları olur. “Bir şirket patronunun şirket işlerinde şahsi arabasını kullanması ile şirket arabasını tercih etmesi arasında hukuken ne gibi farklar vardır?” diye soruyor Ankara’dan bir okuyucum.
Öncelikle vergi, sigorta ve aracın işletilmesi masrafları bakımından çok büyük fark vardır.
Eğer şirket aracıysa şirketin envanterinde gözükür ve şirketin malvarlığına dahil olur. Bütün işletme masraflarını, sigortası, yakıtı, bakım ve onarımını şirketin kendisi üstlenir. Patronun kendi şahsi aracı ise aracı şirkete kiralamadığı
Süresiz nafakanın istisnai olarak, yoksulluğa düşmeye evliliğin sebep olması ve eşin hayatını idame ettirememesi halinde söz konusu olması gerektiğini düşünüyorum. Birçok süresiz nafaka bağlanması olayında boşanan erkeği ve yeni kurduğu ailesini mağdur ediyor. Ekonomi ve hukuk reformu da gündemdeyken bazı önerilerde bulunacağımSüresiz nafaka sorununu 3 yıldır bilmeyen kalmadı. Aslında, temelde eşinin ve ailesinin telkini ile mesleğini icra edememiş ve mesleğinden yıllarca uzak kalmış kadınlarla, Anadolu’nun bilhassa kırsal kesiminde yaşayan ve eğitimi ve şahsi geliri olmayan ev kadınlarının boşanmaları halinde yaşayacakları toplumsal zorluklardan dolayı mağdur olmamaları için süresiz nafaka getirilmiş.
1988’de Türk Medeni Kanunu’na bu saiklerle konulmuş ve 2002’de yürürlüğe giren yeni TMK md 175 ile bugüne gelmiş. 32 yıllık uygulama gösterdi ki, boşanan mağdur olmasın diye kabul edilen bir düzenleme, birçok süresiz nafaka bağlanması olayında olduğu gibi boşanan erkeği ve yeni kurduğu ailesini mağdur ediyor. Ortaya çıktı ki, her
Naylon fatura, cezalandırılmalı. Ancak mevcut kanuna göre bir suça iki kat ceza veriliyor. Bu, ıslah edici değil, imha edici! Adalet Bakanlığı’na sunulan yasa tasarısı taslağının, bu mağduriyeti gidermesi bekleniyor
Vergi Usul Kanunu (VUK) madde 359, vergi kaybı ve kaçağını önleme amacıyla getirilmiş. Vergi kaybına neden olmak, vergi kaçakçılığı bütün ülkelerde suçtur. Çoğu ülkede hapis ile cezalandırılır.
VUK 359’a göre, defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya içeriği itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, 18 aydan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılırlar.
İçeriği, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeye, vatandaşımız “fiş” de olsa “naylon fatura” adını vermiş. Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele ve durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir, naylon faturadır. 100 TL’ye satılan bir ürünün fiyatının faturada 200 TL gösterilmesinde durum
Ekonomi ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatıldı. Uzman arabuluculuk, ekonomi ve hukuk reformunu aynı anda gerçekleştiriyor. Ekonomiyle doğrudan bağlantılı olan enerji, sağlık, inşaat, bankacılık, borsa ve sigorta gibi alanlarında uzman arabulucular görev alacak.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 13 Kasım’da AK Parti Tekirdağ İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, ekonomi ve hukukta yeni bir reform döneminin başlatıldığını müjdeledi. Yargı Reformu Strateji Belgesi de böylece planlandığı gibi adım adım hayata geçmeye başladı.
Aslında atılan her adım birbiriyle uyum içinde ve ekonomi ile hukuk reformunun bir parçası. Örneğin 13 Kasım’da yürürlüğe giren 7256 sayılı torba kanunun getirdiği Varlık Barışı da ekonomi ve hukuk reformunun bütünlüğü içerisinde. Yurt dışındaki varlıkların vergisiz olarak transferini bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.
Yurt içindeki varlıklardan muhasebe kayıtlarında işletmeye dahil gözükmeyenlerin yine vergisiz olarak işletme kayıtlarına alınıp sermayeye eklenmesi hususu da ekonomi reformunun güçlü