Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Evlilik programları, Kanun Hükmünde Kararname ile yasaklandı mı, yasaklanmadı mı?

Dün hem kanalların hem de yapım şirketlerinin kafası karışıktı.

Bir diğer grup televizyonculukta yasak olur mu diye sorguluyor, Türkiye’de daha önce de oldu.

“He is a Lady”, erkeklerin kadın olmanın zorluklarını anlaması için ABD’de üretilmiş bir programdı. Erkekler 3 hafta boyunca bir evde kadın gibi yaşayacak, ağda yapacak, oje sürecek, topuklu ayakkabılarla yürümeye çalışacaktı. Bu format Türkiye’ye 2004’te geldi; o dönem, RTÜK Başkanı tepki gösterdi ve programın yayınlanacağı kanal projeden vazgeçti. 2006’da Kanal 1 programı ekrana getirmeye karar verdi. Bazı milletvekilleri de dahil olmak üzere çok sayıda şikayet gelince RTÜK, programı ekrana gelmeden yasakladı.

Haberin Devamı

2007’de Kurtlar Vadisi Terör, Show Tv’de ilk bölümünün ardından yayından kaldırıldı. Kararı alan Show Tv oldu ama bu kararın çıkmasını sağlayan RTÜK’tü. Üst Kurul, dizi başlamadan ve başladıktan sonra gelen şikayetleri toplantıya davet ettiği kanal yöneticilerine iletti ve ardından yayından kaldırma kararı geldi.

Televizyonculukta bir programın yayında kalıp kalmayacağına aslında seyirci karar verir. Seyredilmeyen program, dizi ya da her neyse reyting alamazsa, reklam alamaz, reklam alamazsa da yayından kalkar. Kanun koyucu ve uygulayıcılar, zararlı buldukları içeriği ancak cezalar yoluyla, kanallar için kârlı bir iş olmaktan çıkarıp yayınını engelleyebilir. Doğal ve olması gereken yöntem budur.

Yasaklayarak televizyonculuk zaman içerisinde başka bir noktaya dönebilir. Mesela en sivri dilli konukları ekrana çıkarmayı seven tartışma programları nedeniyle, bir süre sonra tüm tartışma programları ‘yasaklansın’ tartışmaları da başlayabilir. Bugün sizin doğru bulmadığınız programlar yasaklandı diye seviniyorsanız, yarın sizin doğru ama başkasının yanlış bulduğu programların yasaklanmasına itiraz etme hakkınız olmaz.

İSPANYOL MERDİVENLERİ VE ANTALYA...

Antalya Valiliği, kamuya açık alanlarda içki yasağını tekrar hatırlattı ya,

İçki ve laiklik tartışmalarından sonra içki ve turizm tartışmaları başladı. Roma’nın en turistik yeri İspanyol merdivenlerinde içki içmek de yasak, oturup bir şeyler yemek de. Antalya’ya gelen turist genellikle otelinden çok çıkmıyor zaten. Ancak uygulama önemli. Plajda oturup birasını içen turiste içki yasak denirse o zaman bir miktar sıkıntı çıkabilir.

Haberin Devamı

Turizmde büyümek isteyen ve anayasasında devletin resmî dini İslam yazan Malezya’da, içki şirketleri konser ve organizasyon sponsorluklarına devam ediyor, Malay dilinde olan programlar hariç gece saat 22.00’den sonra içki reklamı yapılabiliyor. 18 yaşından büyük herkese içki satışı serbest. Bir sürü Avrupa ülkesinde kurallar Malezya’dan daha sıkı.

Bir diğer turizm merkezi Dubai’de içki satış ruhsatı ancak Müslüman olmayanlara ve işletmesi büyük otel ya da kulüpler içinde olanlara izin veriliyor. Lübnan’da içki tüketimine dair tek bir yasak bile yok. Mısır’da reklam yasağı var; bira 18 yaş, diğer içkiler 21 yaş üzerindekilere satılıyor.

Yeri gelmişken, kamuya açık yerlerde özellikle de İstanbul Boğazı kıyısındaki banklarda ay çekirdeği yemek yasaklansın. Yiyenler kabukları yerlere boca ettikleri için ortalık leş gibi oluyor.

Haberin Devamı

KAYBEDENİ OLMAYAN KAVGALAR...

Ahmet Hakan-Melih Gökçek: Küfür ve hakaret olmadan son derece mutlu bir şekilde didişiyorlar. İsimleri üzerine son kat cila gibi bir parlaklık sağlıyor atışmaları.

Bülent Ersoy-Emel Sayın: Takip edenler dahil herkes için faydalı bir tartışma. Hem uzun yıllar öncesinden sayfalar açılıyor hem de her iki isim de magazin sayfalarında daha geniş yer buluyorlar.

Donald Trump-Los Angeles Times: Biraz bizim futbol kulüpleri rekabetine döndü aralarındaki kavga. İkisi de kendi tribünlerine mesaj verme derdinde, ikisi de karşı tarafın ne dediğiyle pek ilgilenmiyor.

2 MAYIS’I KONUŞMAK LAZIM

1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı bugün, tüm emekçilerin bayramı kutlu olsun.

Bugün kutlamalar, sloganlar iyi de peki yarın durum ne olacak?

Mesela memleketin her tarafı inşaat ama sektörde sendikalaşma oranı sadece yüzde 2.6.

İş kazalarının en fazla yaşandığı gemi yapım kolu, deniz taşımacılığı, ardiye kolları da eklenince ancak yüzde 8.

Toplu ölümlerin yaşandığı maden ve taş ocağı kolunda sendikalaşma oranı yüzde 18.2 seviyesinde.

13 milyon civarında çalışanın ancak yüzde 11.5’i sendikalı.

Üstelik sendikalı işçi sayısı içinde kamuya ait iş yerleri de ciddi bir orana sahip.

Tamam 1 Mayıs gününü kutlayalım da sendikalar, 2 Mayıs günü emek dünyasında neden karşılık bulamadıklarını biraz düşünürler mi acaba?