Dün CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun miting programı belli oldu.
Listede toplam 20 il var, bazı şehirlere defalarca gidecek CHP Genel Başkanı.
Bu da demek oluyor ki, bazı illerde daha çok salon, sadece partililerin katılacağı salon toplantıları yapılacak.
Haklı ya da haksız, CHP, bu ülkede medyada dilediği gibi yer bulmamaktan şikayet ediyor uzun zamandır.
Böyle bir durumda çare, meydanlara inmek, vatandaşlarla buluşmaktır ya;
Cumhurbaşkanı iki aydır şehir şehir dolaşıp miting yaparken, Kılıçdaroğlu’nun seçim programı dün belli oldu.
Erdoğan 60’dan fazla ile gidecek, Kılıçdaroğlu sadece 20 ile.
Ahmet Kaya’nın ‘Başım Belada’ şarkısını hatırladınız mı?
Hani “Nerden baksan tutarsızlık” dediği bölüm var ya, yaşanana cuk oturuyor.
Keşke Kemal Kılıçdaroğlu, bu ülkede en çok ihtiyaç duyulan şeyin, iktidara alternatif bir ana muhalefet partisi olduğunu anlasa ve ona göre davransa...
İNANÇ TURİZMİNE ENGEL...
Türkiye turizm modellerini çeşitlendirmeye çalışıyor, bu çok doğru.
Mesela Bursa’da, İznik Gölü’nde yeni bulunan şapel ve sonrası için çalışma var. Zira İznik Konsülü çok önemli bir dönemeç Hristiyanlar için.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ile konuştum, ABD’den İznik çevresindeki otellerin yatak kapasitelerine dair sorular gelmiş.
Burada tek sıkıntı inanç turizmi için gelen, zaman zaman ayin de yapacak olanlara bizim nasıl davranacağımız.
Yıllar önce bir belgesel çekimi için bir binaya üzerinde haç olan bayrakları asanlar az daha linç ediliyorlardı bir şehrimizde.
Bu turizme hep beraber destek vermemiz lazım...
FEMİNİST BİR PRENSES...
Disney’in yaklaşık 2 sene önce yarattığı bir prenses karakteri var, adı Elena.
Elena, zor durumlardan kendi kurtuluyor, beyaz atlı bir prens beklemiyor.
Bilerek ve isteyerek hikâyesi böyle kurgulanmış bir karakter o.
Hatta Latin kökenli olması bile farklılıkların zenginlik olduğunu anlatmak için seçilmiş.
Son dönemde radyoların telefon bağlantılarında ve sosyal medyada kadınların araba kullanma yetenekleri üzerine son derece cinsiyetçi bir dil kullanılıyor.
Kız çocuklarının artık beyaz atlı kurtarıcı prensleri olmayan çizgi filmlerle büyüdüğü bir dünyada yaşıyoruz.
Suudi Arabistan’ın bile kadınların arabası kullanmasına izin verdiği bir dünyada, kafayı daha geriye düşürmenin âlemi yok.
KOLEJ HAVASI...
Cuma akşamı Ankara’da, A Milli Basketbol Takımı’mızın Slovenya ile olan maçını seyrettim.
Dünya Şampiyonası Finalleri’ne gitmeyi, iki maç kala garantileyen bir takım çıkmış ortaya.
Hani 11 Dev Adam kuşağı bitti, basketbolda geri gidiyoruz diye endişelenmeye başladığımız bir dönemde yeniden yükselişe geçtik.
Üç şey dikkatimi çekti, birincisi Ankara seyircisi takımı oynadığı maçı kazandırmaya zorluyor, hiç pes etmiyor.
İkincisi, Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, CEO Ömer Onan ve Koç Ufuk Sarıca aynı dönemin takım arkadaşları ve çok üst seviyelerde turnuvalarda oynadılar ya, tecrübelerini hem yönetici hem de ağabey olarak aktarıyorlar takıma.
Üçüncü nokta, biraz komik, gerek Hidayet Türkoğlu gerek Ömer Onan maçlarda o kadar çok heyecanlanıyorlar ki, göreve geldikleri ilk sene ya sakin olsunlar diye ceketlerinden bir çeken olmuş ya da evde daha sakin ol diye fırça yemişler.
Sonuç mu, basketbolda 11 dev adam kuşağı, yeni ve devleşen bir kuşağın önünü açıyor.
ŞİDDETLİ SOSYAL MEDYA YAĞIŞI...
İstanbul’a kar yağdı ya, sosyal medyada herkes karlar altında İstanbul fotoğrafı paylaştı.
Seneye belki bu kadar bile kar yağmayacak İstanbul’a.
Niye derseniz, apartmanları, iş yerlerinin yarattığı ısı adasını geçtim, sigara içen müşterileri için binlerce kafe ve restoran havayı ısıtıyor her gün. Böyle bir şehire kar, zor, çok zor yağar...