Orhan Beşikçi

Orhan Beşikçi

-

Tüm Yazıları

Geçen hafta Sahaf İlhan- Kitap Akademi’de Restoratör Yüksek Mimar Tamer Pakben’in korumacılık üzerine yaptığı söyleşiye katıldım. Sayın Pakben günümüzde yapılan restorasyonlarla ilgili önemli konulara değindi. Söyleşi sonrası karşılaştığım restorasyonlarla ilgili uyarı yazılarımı gözden geçirdim. 19. yüzyılda inşa edilmiş kamuya ait yapının mevsim yağmurları yağarken önlem alınmadan çatısının açılması, volta döşemelerinin alçı plakalarıyla kapatılması, eski Türkçe yazılı, çiçek motifli sebilin dış cephe mermerlerin zımparalanıp asitle yıkanması, Helenistik dönemden kalma duvarın sıvanıp,üzerine beton hatıl dökülmesi, müze yapılacak evin ay yıldızlı tavan süslemesinin uzman olmayan kişilerin müdahalesiyle düşürülüp kırılması, tarihi bir hamamda darbeli iş makineleriyle kırım yapılması vs…

Haberin Devamı

Musa Kadı Hamamı

Son olarak baba meslekleri hamamcılık olan ve halen eski İzmir hamamları işletmeciliğini yapan dostlarımla birlikte Namazgah Hamamı’nı ziyaret ettim. Sanat Tarihçisi Yard. Doç. Dr. Şakir Çakmak’ın adının Musa Kadı Hamamı olarak belirlediği Namazgah Hamamı büyük emeklerle yeniden restore edildi. Bölgede bulunan diğer klasik hamamların iş yapamaz durumda olduğunu bildiğim için Namazgah Hamamı’nın müze yapılıp sanatsal etkinliklerine açılmasını bekliyordum. Isınmasının doğalgazla yapılması planlandığı için 16. yüzyıl Osmanlı hamamının külhanı iptal edildi. Hemen hemen bütün otellerde görülen ve klasik hamamlarla rekabet halinde olan renkli cam kapılı modern saunanın Namazgah Hamamı’nın ılıklık bölümüne monte edilmesi hamam işletmecisi arkadaşların dikkatinden kaçmadı. Göbek taşı 15- 20 cm daha yüksek yapılsaydı, tellak ve natırın kese yapması kolaylaşırdı dediler. Sanat tarihçisi Yrd. Doç. Dr. Şakir Çakmak, ‘Namazgah Hamamı’ başlıklı makalesinde hamamın batı bitişiğinde iki adet Yahudihenenin varlığından bahseder. Namazgah Hamamı’nın traşlık bölümünde mikve (Arınma havuzu) var mıydı? Daha önceki ziyaretlerimde şantiye çalışanlarına bu bilgiyi aktarmıştım. Hamamda yıkananların birbirine su sıçratmaması için kurna aralarında mermer bölmeler olduğu hamamın eski işleticilerinden aldığım bilgiydi. Kadın ve erkek girişlerinin kuzey yönünde birbirine bitişik olması incelenmesi gereken bir konu. Yenileriyle değiştirilen içlerinde eski olan mermer kurnalar bir kenara atılmadan, açık havada hamamın bir köşesinde sergilenmeli. Küçük eleştiriler dışında hamamla birlikte yapılan çevre düzenlenmesi tarihsel çevrenin imarına öncülük edeceği için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Evliya Çelebi’nin bahsettiği çoğu İzmir hamamı tarih oldu, var olanlar farklı işlerde kullanılıyor. Israrla Musa Kadı Hamamı müze olmalı demeye devam edeceğim, bu müze İzmir’e çok yakışır.