Orhan Beşikçi

Orhan Beşikçi

-

Tüm Yazıları

Yaşadığı döneme tanıklık etmiş, bugün hayatta olmayan İzmirli büyüklerimle yaptığım sohbetler, unutulmuş olayların hatırlanmasına neden oldu. Kayıt altına alınmadığı için yaşanmış birçok kültürel ve tarihsel olay, zamanla kentin hafızasından silindi. Eski İzmir’le ilgili bilgileri daha çok yabancı seyyahların yazılarından öğreniyoruz. Ailece uyuz hamamına gidip, mahallesinde at arabasıyla dolaşan seyyar etüvcülere hastalık bulaşığı giysilerini teslim etmiş İzmirlileri tanımasaydım Uyuz Hamamı yazımı yazamazdım. Tarihin en büyük felaketi olan 1930 tufanında bir otelde mahsur kalan Atıf Bey’in anlatımı, beni Milli Kütüphane’de araştırmaya yönlendirdi; arkasından 1930 sel felaketini yazdım. 15 Mayıs 1919 İzmir’in işgalini, 9 Eylül 1922 kurtuluşunu ve binlerce yapının yanmasına neden olan yangına tanık olmuş İzmirlilerin verdiği bilgileri, Altınordu Spor Kulübü’nde top koşturmuş sporcu, taraftar ve yöneticilerin hatıralarını zaman buldukça yayımlıyorum.

Millet Mektepleri

Haberin Devamı

Kentin yetiştirdiği, bilim, kültür ve sanatta iz bırakmış İzmirlilerin yaşadığı evler, semtler, seyrek de olsa yaşanan aşk öyküleri, onlarla yaptığım söyleşilerle ortaya çıktı. Heykeltıraş Prof. Dr. Şadi Çalık’ın Basmane’de Bayraktar Mescidi’nin avlusunda yangın enkazının kaldırılması sırasında telef olan atların hatırasına bir mescidin avlusunda hayat verdiği, şimdi fuarda sergilenen Emekçi Atlar heykelinin yapımını heykeltıraşın yakın dostu eczacı Siret Ener’den dinlemeseydim, heykelin öyküsü yarım kalırdı. Sokak aralarında unutulmuş, türbe-mescit, çeşme, han-hamam, sinagog, kilise, kortijo, aile evleri ve diğer yazılarıma bu söyleşiler ilham verdi. Özellikle yeraltı tünelleriyle ilgili o kadar çok kişisel anı dinledim ki, bu bilgiler İzmir’de, yer altında ikinci bir şehir olduğuna inanmamız için yeterli olur...

Önemli bir belge

Bugün yazımda, eskilerin şahadetname dediği, fotoğrafını gördüğünüz diplomaya değinmek istiyorum. Yeni harflerle okuyup yazma seferberliğinde ‘Millet Mektepleri’ adıyla başlatılan kurslarda hiç okuma yazma bilmeyenler için ‘A’ eski yazıyı okuyup yazanlar için ‘B’ dershaneleri açıldı; fabrika, köy ve cami odalarında, kahvehanelerde okuma yazma, imla öğretildi. Mekteplere disiplin içinde devam eden insanlarımız, kısa sürede yeni harflerle okuyup yazmayı öğrendi. Yayımladığım diploma, Basmane’de yaşayan Manifaturacılar Çarşısı’nda saraçlık yapan Şahabettin Bey’e ait. Gaziler Caddesi’nde Misakı Milli Kahvehanesi’nde açılan ‘B’ kursuna devam edip yeni harflerle okuma yazmayı öğrenen Şahabettin Bey’in, 18 Mayıs 1929’da aldığı diploma, o dönemde eğitime verilen değeri göstermesi açısından önemli bir belge. Araştırmayı seven herkes; aile yadigârı fotoğraf, evlilik belgeleri, çeşitli obje ve yaşanmış olaylardan yola çıkarak önemli sonuçlara ulaşabilir. 26 Ağustos, ülkemizi bağımsızlığa kavuşturan Büyük Taarruz’un başladığı gün Kurtuluş Savaşı’nın şanlı destanını yazan, başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyorum. İyi pazarlar.