Kültür varlıklarımızın yoğun olduğu tarih zengini İzmir’e ve ilçelerine yerel yönetici olmak isteyen aday adaylarıyla sohbet etme imkânım oldu. Bilgiçlik taslayıp kendilerine kentin tarihi geçmişini, Cumhuriyet öncesi ve sonrası imar hareketlerini, Kültürpark’ın kaç kapılı olduğunu, Pakistan Pavyonu, Saat Kulesi, Devlet Tiyatrosu ve Milli Kütüphane’nin mimarlarını, kente mal olmuş heykellerin öyküsünü sormadım. İçlerinde müzeleri Agora’yı gezip, duvarlarında Ressam Naci Kalmuk’un resimleri olan Elhamra Sahnesi’nde opera izleyenler, Homeros, Büyük İskender, St. Polycarpe, Behçet Uz, Ekrem Akurgal ve Ahmet Adnan Saygun gibi, kentle bütünleşmiş önemli kişilikleri, sporcu, sanatçı, bilim-kültür insanlarını tanıyanlar beni umutlandırdı.
Güzel günler görelim
Temaşalık, Dibekbaşı, Bedavabahçe, Dondurmacı, Mekke, Osmanzade Yokuşu, Keçeciler, Yavan Çeşme, Musalla, Kireçlikaya, Kervan Köprüsü, Tepecik Höyüğü, Alman Kulesi, Uyuz Hamamı, Servili Tepe nerede diye sormayıp; camilerini, mescitlerini, kiliselerini, havralarını, sebillerini, çeşmelerini, türbelerini merak edenlerin adlarını hafızama not ettim. “Kültürel mirasın korumasında başarılı olmak için proje dışında iyi bir ekiple, üniversiteler, kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla diyalog kuracağız” diyen aday adaylarına saygım daha da arttı.
Karakadı, Saçmacı, Kıllıoğlu İbrahim Efendi ve Yeşildirek Hamamı benzerlerinin fiziki durumu, Havra Sokağı’nın bakımsızlığı, Kemeraltı Çarşısı’nın köhneliği, avlulu cumbalı eski İzmir evleri, Altınpark’taki arkeolojik alanın kaderine terk edilmesine son vereceğiz demeleri beni sevindirdi. Yeniden kazılmaya başlanan 20 bin kişilik Roma Tiyatrosu’ndan esinlenip, Hipodrom ve Asklepion’u ortaya çıkarmak için arkeolojik kazılara destek vereceğiz diyenler dilerim seçilirler. Aday adaylarından sonra, şimdi sıra adaylarla konuşmaya geldi. Havalar soğuk, verilen sözler sıcak, haydi hayırlısı hep birlikte güzel günler görelim.
Not: Eski İzmir mimarisi yok olmasın diye onlarca yazı yazdım, bu konuda birçok etkinliğe katıldım ancak istenilen başarı henüz sağlanamadı. Ocak ayının sonunda şehrin merkezinde Kemeraltı Çarşısı’nda tarihi Şükran Oteli’nin çatısı yandı, aynı gün yine girişi Anafartalar Caddesi’nde olan 940 Sokak’ta hurda deposu olarak kullanılan üç katlı bina çöktü, bir insanımız hayatını kaybetti, yaralananlar oldu. Dilerim, bu felaketler bir daha yaşanmaz.