ADET DÖNEMLERİ PLASTİK CERRAHİDE OPERASYON BAŞARISINI ETKİLER Mİ ?

16 Mart 2016

Kadınlar arasında mensturasyon döngüsündeki en yüksek hormon seviyeleri gençlerde görülmekte. Kadınlarda menstural hormon seviyeleri ile yara iyileşmesi arasında bir ilişki bulunup bulunmadığı hakkında pek çok çalışma, ortopedi , jinekolojik operasyonlar, ve dermatoloji konularında yapılmıştır. Texas üniversitesinde meme küçültme operasyonlarında, yara yeri komplikasyonlarıyla hormanal durum arasında bir ilişki olup olmadığı araştırılmış .

Genetik, hormonal değişiklikler, kilo alımı, emzirmeye bağlı olarak meme dokusunun artması, hastalarda sırt ağrılarına yol açar; hatta kamburluğa neden olabilen iri memelere neden olabilir. Meme küçültme operasyonları, büyük ve sarkık durumdaki memelerin daha küçük, sıkı ve dik hale getirilmesi amacıyla deri, yağ ve meme dokusunun çıkarılarak memenin yeniden şekillendirildiği operasyonlardır. Çalışmada bu operasyona giren 25 yaş ve altı 49 kadın, son adet dönemlerine göre ilk 1-14 gün arası ovulasyon öncesi dönem; 15-28 gün arası da ovulasyon sonrası dönem olarak sınıflandırılmış. Adet döneminden hemen sonra, yani ovulasyon öncesi dönemde meme küçültme operasyonu yaptıran kadınlara dikiş yerinde ayrılma ve yara izinde artış (hipertrofi )

Yazının Devamı

PLASTİK CERRAHIMI NASIL SEÇMELİYİM?

6 Şubat 2016

Estetik cerrahi günümüzde “lüks” operasyon olmaktan çıktı ve herkesin kendisinde gördüğü kusurları ya da minik eksikliklerini gidermek için başvurduğu bir tıp alanı haline geldi. Bununla birlikte insanlara bu sağlık hizmetini sunmaya çalışan pek çok estetik cerrahi merkez ve cerrahın yanı sıra güzellik merkezleri, kuaförler hatta eczanelerde bile insanları çekebiliyor. Bu konuda son derece dikkatli olmak ve sağlığımızla doktor ya da cerrah olmayan hiç kimsenin oynamasına izin vermemeliyiz.

Hayatımız boyunca izlerini taşıyacağımız bir plastik cerrahi operasyonu için cerrahımızı seçerken de dikkatli olmalı ve kendimize istediğimiz operasyonu en etkin şekilde yapabilecek olanı seçmeye çalışmalıyız. Bu konuda size yardımcı olabileceğini düşündüğüm bazı ip uçları vermek istiyorum…

Nasıl görünmek istediğinizi bilin.

Her cerrah size operasyonu sırasında konservatif yaklaştığını, bozmadan düzeltmek istediğini belirtir ve doğal bir yüze sahip olacağınızı söyler. Fakat sizce“doğal görünüm” nedir? Neyi değiştirmek istiyorsunuz ve kendinizde neye dokunulmamasını? Etnik yapınızı ortaya koyan karakteristik burnunuzu cerrahınız bir düğme kadar küçültmemeli. Bekleme odasında birbirine

Yazının Devamı

NEDEN SİYAH, KIZIL, SARI YA DA KAHVERENGİ SAÇLARA SAHİBİZ? NEDEN SAÇLARIMIZ GRİLEŞİR VE BEYAZLAR?

11 Ocak 2016

Saçlarımızın rengini belirleyen ana etmen ailemizden ve atalarımızdan aldığımız genetik miras. Bazı nadir durumlarda hastalık ya da doğumsal anomalilere bağlı olarak saçların rengi değişebiliyor. Bilim adamları halen hangi genler ve düzenleyici moleküllerin sinyal göndererek saç tellerinin istenilen rengi almasını sağladığını çözmeye çalışıyorlar. Derimizin renginin genetik olarak belirlenmesinde rol alan moleküler mekanizmalardan bazıları, saçların renginin belirlenmesinde de yer almakta . Bu yüzden genellikle açık renkli deriye sahip kişilerde sarışın veya açık saç rengi; koyu renk derililerde ise siyah/kahverengi saç renkleri görülüyor. Yaşlandıkça saça rengini veren pigmentler azalır ve saçlar grileşir; zamanla içinde de beyaz renge bürünür. Deri ve saç rengini belirleyen ve genetik sinyallerin hedefi olan hücreler “melanosit”lerdir. Bunlar “melanin” pigmentini üreterek saça ve deriye rengini verir.Melanosit hücreleri içinde 2 tip “melanozom” hücresel organeli vardır: Bunlar içinde yuvarlak olan melanosomlarda kırmızı ve sarı rengi veren “pheomelanin”; oval olanlarda ise siyah ve kahverengi oluşturan “eumelanin” bulunur . Bunların üretilmesi ve hücrelerde depolanması,

Yazının Devamı

Kadınlarda Saç Dökülmesi ve Medikal Tedavisi

3 Ocak 2016

Kadınlar, saç kaybı uzmanı olan plastik cerrah ya da dermatoloji uzmanına gelmeden önce, genetik tipte saç dökülmesi teşhisi koyulana dek oldukça meşakkatli yollardan geçerler.Dahiliye, kadın doğum uzmanları, endokrinologlar ve hatta saç dökülmesi konusunda “yetkili” aktarlar ve şifacılarla görüşürler, komşularından fikirler alırlar.Tüm bu konuşmalar neticesinde saç kayıplarının günlük yaşadıkları stres, yorgunluk, düşük tiroid bezi fonksiyonu, adrenalin bezinin az çalışması .. gibi sebeplere bağlı olduğu hakkında bilgiler alırlar; fakat teşhis edilen bu hastalıklar tedavi edilse de bazen saçlarda dökülme devam eder! Sonunda doğru doktoru bulduklarında minyatürleşmiş ve incelmekte olan saçlarına birkaç saniye bakarak teşhisi koyabiliriz: Kadın genetik tip saç dökülmesi!

Her ne kadar Amerika ilaç ve besin dairesi (FDA) tarafından sadece minoxil (%2’lik formu), kadınlarda görülen genetik tip dökülmelerde ilaç olarak kabul edilse de bazı tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları hatta finasterid bile bu sıkıntıyı aşmak için kullanılmakta ..Gelin bu ilaçlara bir göz atalım .

Minoxil: Genetik tipte saç dökülmelerinde kadınlarda kullanılan ilaçlar arasında minoxil %2’lik formu

Yazının Devamı

40 Yaş üstü erkeklerin en çok tercih ettiği 5 kozmetik cerrahi

17 Aralık 2015

Estetik cerrahi, genellikle kadınlar tarafından talep edildiği düşünülse de günümüz dünyasında erkekler de artık kozmetik cerrahi operasyonları için bıçak altına yatmaktan çekinmiyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1997 yılından itibaren erkeklere yapılan estetik operasyonlarda %273 artış gözlendi.Gelin birlikte geçtiğimiz yıl erkeklerin en çok hangi operasyonları yaptırdıklarına bir bakalım .Erkeklerde saçlar incelmeye başladığında, uzamadığında, dipleri görülmeye başladığında telaş da başlar. Gençliklerindeki omuzlara kadar uzatılan saçların bir mazi olması onlar için kabus. Bu durumda erkekler saç ekimiiçin kendilerine plastik cerrah aramaya koyuluyor. 1950 li yıllarda saç ekimi yapılmaya başlandı. Gelişimsel çizgisi oldukça hızlı olan tekniklerle günümüzde artık mükemmele yakın saç ekimleri yapılıyor. Aynı hızla, saçları daha iyi hale getirecek teknolojik gelişmeler devam ediyor. Kök hücre çalışmaları, klonlama teknolojisi, gen terapisi, saç aşısı teknikleri vs. gibi en son yeniliklerle alakalı pek çok enformasyon akışı var.Geçtiğimiz yıl, yani 2014 de tüm dünyada 397,048 resmi saç ekim vakası raporlanmış. Saç

Yazının Devamı

Erkeklerin mucize hapı, kuzu postuna bürünmüş kurt mu?

9 Aralık 2015

İlk olarak 1997 yılında piyasaya verilen ve kullanıcıları arasında %65 oranında saçlarda kalınlaşma yaptığı gösterilen finasterid etken maddesi (ticari ismi PROPECİA), saç dökülmesinde erkekler tarafından en çok kullanılan hapların başında gelmekte . Hatta tek ilaç diyebiliriz. Prospektüsünde (ilaç kullanım kılavuzu) bilgi amaçlı olarak sadece “ % 1-2 oranında geçici seksüel yan etki görülebilir” denilse de yapılan araştırmalar ve çalışmalar finasteridin önceden bilinene göre çok daha fazla yan etkisi olduğunu ortaya koymakta. Yan etkiler arasında orgazm kabiliyetinde azalma, libido azalması, ağrılı ereksiyon, memede büyüme, kronik depresyon ve buna bağlı olarak intihara eğilim/ intihar düşüncesi, uykusuzluk, beyin fonksiyonlarında yavaşlama, endişe, panik atak gibi insan sağlığını çok ciddi olarak etkileyebilecek durumlar sayılmakta. Üstelik bunlar, ilaç bırakıldıktan sonra da devam edebiliyor.

Bu durumda benim de sıklıkla hastalarıma önerdiğim bu ilacı yeniden değerlendirmem şart oldu. Eğer 17 yaşındaki kendi oğlumda bu tür rahatsızlıklar olsaydı, 10 yıl önce rahatlıkla önereceğim bu ilaca karşı artık çok daha temkinli ve soğuk yaklaşıyorum. Bugün, kendi oğluma bu ilacı

Yazının Devamı

SAÇ EKİMİNE FARKLI VE CİDDİ BİR BAKIŞ

26 Kasım 2015

Bence günümüzde saç ekimindeki en önemli soru, ”saç ekimi kime yaptırılmalı ?” sorusu.

Pek çok merkez ve hemen tüm hastanelerde yapılan bir operasyon; turizm bürolarında, kuaför salonlarında, güzellik merkezlerinde, “merdiven altı “ tabiriyle 2-3 aylık eğitimsiz hemşireler tarafından saç ekimi yapılıyorsa, bu halk sağlığını ilgilendiren çok ciddi bir konu. Saç ekimi, estetik bir operasyon ve saç cerrahisi konusunda eğitim almış, plastik cerrahi uzmanları tarafından yapılmalı. Konuşmaya gittiğiniz merkez ya da hastanede, muhatabınızın bu konuda eğitim almış bir cerrah olması ve sizin operasyonunuza bizzat katılması çok önemli.

Günümüzde ülkemiz sınırları içinde tecrübeli ellerde yapılan saç ekimleri, tüm dünya tarafından takdir topluyor ve beğeniliyor .Bu yüzden saç ekimi, göz ve diş hastalıklarıyla birlikte sağlık turizminin lokomotif sektörü haline geldi. Biz de Türkiye’de genellikle, 2002 yılında ilk olarak tanımlanan ve ülkemize 2005 de tanıtılan FUE tekniği dediğimiz , saç köklerinin kesi yapılmadan, adeta pösteki kılı sayarcasına tohumların tek tek toplandığı bir yöntemle saç ekimi yapıyoruz.Böylece hastalarımızda operasyon sonrası acı, ağrı hiç olmuyor; şişlik ve

Yazının Devamı