Cerrahi operasyon geçirmiş olan hastalarının yaklaşık %22’si beklenmedik komplikasyonlar sonucu bir hastaneye dönmek ve post operatif bakım almak zorunda kalıyor. Yeni yapılan bir çalışma, hastaların komplikasyon sonrası iyileşmeleri açısından “aynı hastaneye dönmeleri”nin çok önemli olduğunu ortaya koydu. En ciddi tıp dergilerinden “Lancet”’te yayımlanan bu araştırma, medikal turizm içinde yer alan ve hizmet alan hastaları hedeflemekte.
Araştırmada cerrahi sonrası komplikasyon nedeniyle değişik hastaneye başvurma oranı yaklaşık %26 olarak belirlenmiş ve bu durumun, ilk 90 gün içinde “komplikasyona bağlı ölüm riskini” artırdığı belirlenmiş.
Günümüzde pek çok plastik cerrahi hastası değişik ülke ve cerrahlardan özel hizmet alabilmek ve opere olabilmek için yurt dışındaki ve yurt içindeki değişik merkezlere ikame ettikleri illerden kalkıp gidiyorlar. Bu hastaların, geçirdikleri operasyona bağlı olarak yaklaşık %5-22 si, tekrar opere oldukları yere/hastaneye başvurmak zorunda kalabiliyor. Oluşan komplikasyonla baş edilebilmesi ve en etkili sonucu alınabilmesi için aynı hastaneye ve medikal ekibe başvurmak, bu noktada çok kritik öneme sahip. Operasyonun yapıldığı orijinal merkeze
Saç kaybı hem erkeklerde ve hem de kadınlarda değişen oranlarda görülebiliyor. Erkeklerdeki en önemli nedeni androgenetik alopesi dediğimiz saç kaybı türü .Yani genetik nedenlerle görülen saç kayıpları . Bu çeşit saç kaybı tüm saç dökülmelerinin %95 inden sorumlu . Burada, saç kaybından sorumlu olan hormon, “kötü” testesteron dediğimiz di hidrotestesteron (DHT). Bu hormona hassas olan saç kökleri, DHT etkisiyle minyatürleşmeye başlıyor ve ve ömürleri kısalıyor, normal uzamamaya başlıyor.Bu durum kendini, erkeklerde şakak bölgelerinde açılmalar ve tepe bölgesinde seyrelme, saç diplerinin görünür hale gelmesi şeklinde kendini hissettiriyor. Bu dökülme şekli daha sonra ilerleyerek tüm kafa üstünün açılmasına ve sonunda sadece ense kısmında dar bir alanda saç kalmasına dek ilerleyebilmekte.
Saw Palmetto bitkisi (cüce kaktüs ağacı özütü) saç kaybını engellemede kadınlarda ve erkeklerde kullanılan bir bitki. Bu bitki aslında prostat büyümesini engellemek için kullanılan, doğal DHT blokeri; fakat aynı zamanda kelliği de bir nebze tedavi ettiği bilinmekte. Bu bitkisel ve doğal DHT blokerinin avantajları yan etkileri olmaması ve kimyasal bir ajan olmayıp doğal olması .Bu konuda en
Doğum sonrası fark edilebilir saç kaybı kadınların genellikle yaşadıkları ve kadınların östrojen seviyelerindeki değişime bağlı olarak meydana gelen geçici bir durum .Doğum sonrasındaki ilk 3.-4 .aylarda baş gösteren bu saç kayıpları birkaç hafta sonra tepe noktasına ulaşabilmekte ve en yoğun dökülmeler bu zaman diliminde yaşanabiliyor. İşin iyi tarafı kadınların bu durumu düzeltmek için bir şey yapmalarına gerek yok .Bebekler 1 yaşına girdiğinde hatta daha öncesinde bile dökülen saçlar yeniden çıkıyor ve durum normale dönüyor. Bu zorlu dönem içinde kadınların yapabilecekleri bazı şeyler var tabii ki:
1) Kalınlaştırıcı bir şampuan kullanmak: Bu şampuanların içinde saç tellerini sararak daha hacimli görünmelerini sağlayabilecek protein benzeri içerikler var. Saçlarınızın daha dolgun görünmesi için kullanılabilirler.
2) İkisi bir arada şampuanlar kullanılmaktan kaçınılmalı:Bunların içinde ağır düzenleyici “conditioner” maddeler olduğundan saçı ağırlaştırarak daha sarkık, sönük, solmuş görünmesine neden olabiliyor.
3) İnce saçlar için formüle edilmiş düzenleyici içeren şampuanlar tercih edilmeli: Bu tür ürünlerin içinde daha hafif formüller olduğundan saçları aşağı
Estetik cerrahi adına yaşadığımız en büyük değişimlerden birisi, son on yılda bu operasyonların günlük hayatımıza eskisine oranla çok daha fazla girmesi; insanların bu operasyonlara daha hazır ve açık olmaları. İnsanların gözünde estetik işlemler artık daha kolay uygulanabilir ve tabu olmaktan çıktı. Artık estetik “işlemler” acısız, lokal anestezi altında öğlen arası hemen uygulanıyor. Bu algı insanlarda estetik girişimlerin çok “basit ve herkes tarafından (güzellik salonlarında, hemşireler, eczacılar , teknisyenler, hasta bakıcılar vs) uygulanabilir” olduğu gibi yanlış bir görüş oluşmasını sağladı. Kozmetik cerrahi amaçlı medikal turizm yapan şirketler, ucuz ve mükemmel cerrahi sonuçlar vaad ediyorlar ve bu tabloyu çizerken araya harika mekan ve yer görselleri ekleyerek gidilecek yeri cazip kılıyorlar. Böylelikle hastaları anlaşma yaptıkları merkezlere ve ülkelere çekmeye çalışıyorlar. Tabii işin içine sadece turizm ve para girince sağlık ikinci planda kalabiliyor. Güven vermeyen kanunsuz yerlerde, doktorların değil de teknisyenlerin, hemşirelerin, hatta taşeron temizlik işçilerinin dahi saç ekimi yaptığı konusunda ISHRS (uluslararası saç ekimi/restorasyonu cerrahisi) Avrupa
30 yaşlarında bir erkek hastanın fotoğrafını görmektesiniz. Son 10 yıldır fotoğrafta da görüldüğü gibi parçalı/yama tarzında saç dökülmesinden şikayetçi. Başlangıçta kafa derisi kaşıntılı ve saçlardaki dökülmeler bozuk para gibi kafanın her tarafında görülmekte. Birkaç ay içinde bu lezyonlar yavaşça büyüyerek geniş alanları kaplamaya başlamış. Deri rengi gittikçe koyulaşmış ve ciltte görülen gözenekler silinerek yok olmuş ve cilt parlak pürüzsüz bir hal almış (adeta kağıt gibi). Yıllar içinde tedavi için hiçbir ilaç krem vs kullanılmamış. Şu anda saçlı deride geniş bir saç kaybı ve kaşıntılı bir klinik durumla karşı karşıya kalan bir hasta karşımızda durmakta. Toplumda hiç de azımsanmayacak oranda bu tür tablolar ve klinik durumlarla karşılaşmak olası.
Bu durumda, hikaye ve klinik gözlemlerimize dayanarak hastanın liken pilanoplaris olduğunu söyleyebiliriz. Bu, saçlı deriyi tutan bir enflamatuar deri hastalığıdır. Nedeni ve tedavisi çok iyi bilinmemekle birlikte “liken” dediğimiz bir tür mantar hastalığı nedenniyle saçlı derimizde bulunan saç kılı köklerine kendi bağışıklık sistemimizin saldırdığı ve saç köklerini yok ettiği düşünülmekte.
Bu şikayetleri olan kişilerde saç
“American Society of Plastic Surgeons” dergisinde yayımlanan ve sadece gözlemlere değil, bilimsel gerçeklere de dayanan makalede ideal meme nasıl olmalı sorusuna cevap aranmış. Bu çalışmada birbirinden farklı yaş, cins ve milliyete sahip olan 1500 kadının meme şekilleri , değişik açılardan fotoğraflanarak incelenmiş ve hoş bir meme için gereken mihenk taşları detaylıca araştırılmış.
İşte size mükemmel memenin 4 özelliği :
1) Sihirli sayı: Bu sayı, memenin alt ve üst kısmının birbirine oranlarını ifade etmekte. Şöyle ki mükemmel meme görünümünde, hacim olarak memenin %45 dokusu üst polde (meme ucu üst kısmında) yer alırken %55 kısmı alt ½ kısımda bulunmakta. İşin ilginç yanı genel olarak daha hoşa giden meme oranları %50-%50 (yani alt ve üst kısımlarda eşit miktarda doku bulunması) olarak ifade edilse de (çoğu zaman estetik meme cerrahisinde amaçlanan oran da budur) aslında meme alt kısmında biraz daha fazla doku bulunması memeyi daha çekici yapıyor. En azından erkekler böyle düşünüyor ve sahte görünümlü, üst kısmı sutyenden fırlayan memeler bizler için biraz itici bile olabiliyor. Bu yüzden %50-%50 oranı, erkekler arasında kadınlara göre daha az popüler.
2) Meme üst kısmında düz
Amerikalı Theradome™, firması tarafından geliştirilen ve piyasaya sunulan ilk lazerli saç restorasyon tedavi ürünü, FDA onayını 2013 de aldı. Lazer ışını prensibiyle çalışan bu medikal tedavi modeli, evde kullanılabilecek şekilde NASA uzmanları tarafından geliştirildi. Androgenetik saç kaybı nedeniyle sıkıntı çeken kişilerde klinik olarak test edilerek kullanılmaya başlanan bu tedavide, kişiye kullanım kolaylığı sağlayan bir kask icat edilmiş. Kask içine yerleştirilen lazer üniteleri ile dizayn edilen bu kompakt ürün, saç restorasyon cerrahisi klinikleri tarafından yeni saç çıkışını uyarmak, saç folikül boyutunu 2 misline çıkarmak ve saç dökülmesini azaltmak /durdurmak için A.B.D. de kullanılmaya başlandı .
Genetik, geçici ya da uzun süreli saç kaybı problemleri hem erkekler de hem de kadınlarda sık rastlanan bir medikal problem ve kadınların yaklaşık %40 ında saç incelmesi problemi var.Saç ekimi, ağızdan alınan ilaçlar, ve klinik saç tedavileri çok pahalıya mal olabiliyor ve herkes tarafından maddi olarak karşılanamayabiliyor.Firma yetkilileri bu yüzden ucuz, etkili ve kolay uygulanabilir bir tedavi şekli geliştirme konusunda çalışmışlar. Sonucunda, evlerde herkes
Kafanızda kepek arttığında saç dökülmesinin arttığını da hiç gözlemlediniz mi?
Ya da saçlarınız öbek öbek, şiddetli bir şekilde dökülürken, aynı zamanda saçınızda kepeklenmenin de arttığını ?
Kepekle saç dökülmesi arasında acaba bir neden-sonuç ilişkisi mi var?
Yani “yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan” ikilemi söz konusu olabilir mi ?
Kepek, saç dökülmesine neden olur mu?
Bu tür sorular biraz daha derinlemesine düşünelim bakalım...
İlk önce mantıksal açıdan bakalım sorumuza: Kepeklenme ve saç kaybı arasında bir ilişki söz konusuysa, acaba kepek problemini çözebilirsek saçlarımızın dökülmesi de durur mu? İnsanların yarısı hayatlarının bir döneminde kepek sorunu yaşıyor. Her yıl tüm dünyada milyonlarca dolar para “kepek sorunu”nu çözmek için şampuan, serum , tonik vs gibi ürünlere harcanıyor. Fakat kepek problemi çözülse bile pek çok kişi saçlarını kaybetmeye devam ediyor. Öyleyse kepek ve saç kaybı arasında bir alaka yok diyebilir miyiz? Yani saçlarımızın tümünü kaybetseydik, hiç saçımız olmasaydı acaba kepek problemi ortadan kalkar mıydı ?
Bilimsel çalışmalara bakıldığında uzmanlar saç kaybıyla kepek arasındaki direkt bir ilişki olmadığı görülüyor. Aşağıda