Kimyasal gevşeticilerle saçlar kalıcı olarak düzleştirilebilir. Burada kullanılan maddenin saça göre daha alkali olması (ki saçın PH sı 4.5-5.5 arasıdır, yani nötr gibidir) saç gövdesinde şişmeye neden olan reksiyonları başlatır. Kütikülü oluşturan keratinosit kabukları kaldırarak kimyasalın saç iç kısmı olan endokütiküle, kortex ve keratine geçişini sağlar. Reaksiyonlar sonucunda saçtaki moleküler bağlar kırılır ve yeni oluşan sülfit bağla saç yapısında remodelling/ yeniden modellenme meydana gelir. Saç proteinlerindeki bu denaturasyon (bozunma), sıcak ütüleme yapmadan saçın gevşemesini ve daha esnek olmasını sağlar. Sodyum hidroksit (kül suyu) kullanılan gevşeticilerde PH 12-14 arasıdır ve yaklaşık 20 dakikada etki ettiklerinden kuaförlerin en çok tercih ettiği kozmetik maddelerdendir. Lityum hidroksit, potasyum hidroksit, veya guanidin hidroksit kullanılan düzşleştiriciler PH 9-11 arası olup daha yumuşak bir kimyasal etkiye sahiptir ve nazik ciltler için uygundur. Ammonyum tioglikolat içeren
En çok ve yaygın kullanılan saç kozmetikleri şampuanlardır. Bir şampuan deride oluşan sebumu, ekrin ve apokrin ter bezleri salgılarını, fungal elemanları, deri kalıntılarını (korneal deskuamasyon), jöle, briantin gibi şekillendiricileri ve çevresel kiri temizlemek amaçlı olarak kullanılır. Temel amacı saçı güzelleştirmek ve hijyen sağlamaktır.
Eğer şampuanda yüksek derecede deterjan varsa saç teli dış kütikül katmanını soyarak saçı daha kıvırcık, mat ve açılması zor hale getirir. Bazı şampuanlar kontakt dermatit yapabilir. İçlerinde bulunan genel allerjen maddeler şunlardır: cocamidopropyl betaine, methylchloroisothiazolinone, formaldehyde salan koruyucular, propylene glycol, Vitamin E (tocopherol), parabenler ve benzophenone.
Şampuanların en önemli bileşenlerinden birisi yüzey aktif maddelerdir (sürfaktanlar). Bunlar su ve kir arasında yüzey gerilimini azaltarak kirin, saç ve deriden kolayca uzaklaştırılmasını sağlar. Sürfaktanlar 4 gruba ayrılırlar: Anyonik, katyonik, amfoterik ve nonionik. Bildiğimiz sabun, anyonik bir deterjandır. Saçlar sabunla
Saç alımı sırasında el (manuel) pançlarının kullanımının saça daha az zarar verdiği, mikro motorun ise deriyi yaktığı, grefti kestiği, ekstra zarar verdiği gibi bazı söylemlerle karşılaştım. Ama acaba bunlar doğru söylemler mi? Bu iki aletin bir birine bir üstünlüğü var mı?
Manuel panç saç ekiminin yanı sıra, diş hekimliği, dermatoloji ve diğer bazı uzmanlıklarda sıklıkla kullanılan kalem benzeri bir alettir. Bu aletin ucunda değişik kalınlık ve boyutlarda keskin kenarlı borucuklar vardır ve deriyi silindirik olarak derinlemesine kesmekte kullanılırlar. Bu alet kullanılırken, doktor tarafından el yordamıyla döndürülerek saç kökleri etrafındaki cilt, silindirik şekilde kesilir. Daha sonra da manuel punç yöntemiyle gevşetilen saç kökleri greft topayıcı pensetlerle (bir tür cımbız benzeri alet) tek tek toplanır.
Mikromotor’lu FUE tekniğinde ise, değişik genişlikte olan panç uçları, dönme devrine sahip olan hava motorlarına takılan bir ara parça (piyasemen) sayesinde hızlıca döndürülmektedir. Hızla dönen bu keskin panç uçları saç kökleri çevresinde yine silindirik, derinlemesine kesiler oluşturulur. Böylece saç kökü, etrafındaki dokudan gevşetilerek rahat
Kalem (Choi İmplanter) tekniği, DHI (direct hair implantation) veya Stick and place (del ve yerleştir) diye de anılan ve uzun zamandır kullanılan bir teknik bana hastalarım tarafından sık sık, hocam bu teknikle daha sık saç ekimi yapılıyormuş, daha az zarar veriyormuş, doğru mudur diye sorulur. Bu teknikte, greftler elle değil de kalem benzeri bir aletin içindeki ince bir boru içine ucundan yerleştirilir ve keskin boru şeklindeki ucuyla deri delindikten sonra bu boru içine yerleştirilen greft, kanala doğru kalemin arkasına basılarak itilir, yerleştirilir. Bu tekniğin zararları bence şunlar: Gelişigüzel ve planlama yapılamadan saç ekimi gerçekleştirildiğinden bazı yerler sık bazı alanlar seyrek kalabilir; kalemin daima hazır olması için pek çok elemana ihtiyaç vardır ve bu da operasyon yerinde hijyeni bozar, kaos getirir. Bu teknik ya da herhangi başka bir teknikle, gereğinden daha sık saç ekimi yapılamaz, yapılmamalı çünkü buna uğraşmak ve deride çok sık kanal açmak deri kanlanmasını bozar ve deri yapısını bozabilir.
DHI Saç Ekimi (Direct Hair Implant) tekniği ,Organik saç ekimi (yağ enjeksiyonlu), Perkütan saç ekimi, Altın Uçlu Saç Ekimi , mikro
Sevgili dostlar,
Hastalarımız bize sorarlar hocam tepe bölgesine yapılan saç ekimi acaba iyi tutar mı, tepeye yapılan ekimler kendini belli etmiyor, acaba neden vs diye.
Tepe kısmı, yani erkeklerde arkada, tam da saçların döner noktasından başlayan kelliğe yapılan saç ekimleri özellikle biz cerrahları zorlar. Çünkü kafa derisinde bu alan dik plandadır ve özellikle arkadan çıplak gözle kolaylıkla farkedilmeye, görülmeye aday bir bölgedir. Bu alana saçlı deride “billboard” bölgesi diyebiliriz: bir ilan sergilenirmişçesine açıklık çok bariz belli olur. Buranın tek seansta yeterince kapatılması ve tatminkar sonuç alınabilmesi bazı nedenlerle biraz daha zor.
Vertex alanında saç kıllarının gül yaprağı, rüzgar gülü gibi açan bir çiçek gibi etrafa yayılmasından dolayı, greftlerin de böyle ekim yapılmaları gerekli. Bu nedenle görsel bir yoğunluk sağlamak gerçekten zor. Oysaki ön tarafta, birbiri ardına saklanan ve açıklığı daha kolay kamufle eden saç köklerinde görsel bir yoğunluk sağlamak daha kolay. Tepe kısmı genellikle (ve tabii olarak) bir daire şeklinde açılmakta ve yüzey alanı pi X yarı çapın karesi olduğundan örtücü efekt için daha fazla grefte
Sevgili dostlar,
Son zamanlarda bana başvuran hastalarımın önemli bir kısmı da saç klonlama, saç dolgusu ve saç botoksu konusunda bana başvurup “hocam siz de yapıyor musunuz “ diyorlar. Bunu yanıtlamadan önce ilk önce bunların ne olduğuna bir bakalım ..
“Saç oto klonlama” diye medyada servis edilen şey aslında daha önce çok ünlü bir saç ekim merkezinin, hastaları SAÇ AŞISI diye kandırdığı tekniğin adının değiştirilerek piyasaya yeni sürümü… Peki nedir bu saç aşış ya da saç oto klonlama safsatası: A cell matrix adı verilen ve yara üzerine dökülerek kullanılan, deri altına yapılması yasak olan bir yara tozunun PRP ile karıştırılarak deri altına enjeksiyonudur. Saç aşısı olarak tanıtılan ürünün gerçek adı A Cell’dir; domuz mesanesi/bağırsağının iç tabakasından hazırlanan ekstrasellüler matriksdir (porcine-derived extracellular matrix). İlaç değil, tıbbi cihaz kategorisindedir. Deri Altına enjekte edilemez ve saç asla çıkarmaz .
Bunu yapan üretici bu ürün saç çıkarır filan da dememiş, böyle bir uygulama için ne Amerika’da ne ülkemizde izin var; ama bu adamlar tv programlarında bu işi yaptıklarını ballandıra ballandıra anlatıyorlar. Hem de ürünü
Genetik nedenli saç kaybı sonrasında en etkili tedavi, saç ekimidir. Saç transplantasyonu hayatımızı gerçek anlamda değiştiren, kalıcı, doğal ve başarılı operasyonlardır. Ehli kişilerin ellerinde yani tecrübeli plastik cerrahlar tarafından yapıldığında sizin de bildiğiniz gibi çok iyi sonuçlar ortaya çıkabilmekte. Fakat yine de saç ekimi konusunda yanlış bilinen pek çok “gerçek” var ve ben bu yazımda bunların bazılarına değinmek istiyorum.
1) Ekilen saçlar asla dökülmez: Hayır, saç ekimi sonrasında ekilen saçların ömür boyu dökülmeyecekleri garanti edilse de 10-20 -30 yıl sonrasına bakıldığında ekim sırasında deriye yerleştirilmiş ve çıkmış olan saç sayısı azalabilir. Yani ekilen saçlarda on yıllar içinde biraz azalma olabiliyor. Bunun en önemli nedenlerinden birisi verici sahadaki saç tellerinin genetik dökülmeye olan dirençlerinin kişiden kişiye değişmesi. Bazı erkeklerde ya da kadınlarda saç telleri genetik dökülme trendine yatkın olabilir ve zamanla dökülebilir. Henüz ekilen saç tellerinin zaman içindeki immünolojik ve fizyolojik değişimleri çok detaylı bilinmiyor. Bazen de cerrah dökülmemeye garantili saçları değil de ileride dökülebilecek olan saç köklerini alıp
Hastalarımızın bize en çok sorduğu sorulardan birisi de saç ekimi sonrasında greftlerim kaç günde tutar?
Bence ilk 10 gün çok kritik, çünkü greftler 10 gün geçtikten sonra yeni yerlerine gayet iyi adapte oluyor. Daha sonra yerlerinden çıkmaları çok zor. Ufak dokunuşlarla veya şapka vs temasıyla greftlere bir şey olmaz. Tabii ki greftlerdeki kabukların tamamen temizlenmesi birkaç gün daha sürebiliyor ama 10 günden sonra bir şeylerin yolunda gitmeme ihtimali çok düşer ve hastalar rahat hareket edebilirler. 10 gün sonrasında hastalar, topla yapılan sporlar ya da yakın dövüş sporları gibi kafaya sert darbe riski taşıyanlar dışında her türlü spor aktivitesine başlayabiliyorlar.
Aslında 10 . gün sonrasında greftlerin zarar görmesi için ya başınızı sertçe bir yere vurarak kanamasına ve çıkmasına neden olmalısınız ya da grefti tutup kendiniz dışarı çekmelisiniz (bunu sertleşmiş bir kalın kabuk parçasını temizlemeye çalışırken de yapabilirsiniz , dikkatli olun ve kabukları yumuşak masajla temizleyin).
Yıkama ve operasyon sonrası bakım greftlere zarar gelmemesi konusunda anahtar..
İlk yıkama genellikle 2. gün yapıldıktan sonra ilk hafta greftlere fazla dokunmadan, nazikçe