CHP’deki imza toplama süreci ‘farklı’ bir seyirde devam ediyor. ‘Farklı’ diyorum, çünkü muhalifler 500 imzayı bulduklarını, parti genel merkezi ise bu sayının 120-150 olduğunu söylüyor.
İmza sürecine destek veren bir partili, sayının 250 civarında olduğu bilgisini benimle paylaştı.
İzmir’de ise daha önce “İmza vereceğim” diyenler, dediklerini yapıyor ve notere gidiyor. Tabii, kafası karışık olan çok sayıda delege var. Birçoğu, önümüzdeki haftayı bekliyor.
Eğer imzacılar gerçekten de 500 imza topladık-larını ispatlaya-bilirlerse, kafası karışık delege imza vermek için harekete geçecektir. Yerel seçim yapan delegeler de ikili oynamayı ihmal etmiyor!
“İmza vereceğiz ama il dışındayım, önümüzdeki hafta geleceğim”, “Birkaç gün bekledikten sonra imza atacağım” vs. gibi açıklamalarla, futbol tabiriyle topu şu anda dolaştırıyorlar. Ama ne yapmak istediklerinden herkesin haberi olduğundan bihaberler!
İzmir’deki imza sürecini başlatanlar, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan destek bekliyor. Bir partiliyle konuştum, “Aziz Bey, bize önümüzdeki hafta destek verecektir” dedi. Şaşırdım. “Kendisiyle konuştunuz mu?” diye sordum hemen. “Yok. Konuşmadım. Açıklamalarından bu sonucu çıkardım” cevabını verdi. Ben de bunun üzerine, “Benim bildiğim Aziz Bey, imza sürecinin hiçbir tarafında olmayacağım demiş. Emin misiniz?” diye eklediğimde, karşıdaki ses çok şaşırdı, hatta inanamadı!
Aziz Kocaoğlu ‘değişim’ vurgusu yaptı ve bunun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde yapılmasını istedi.
Şimdi deniyor ki, “Kocaoğlu, hiçbir zaman kurultay kelimesini kullanmadı. Evet, kullanmadı ancak ima etti. Topyekûn değişimin olması için kurultay gerekiyor. Yoksa MYK’da yapılacak birkaç değişiklik, kimseyi kesmeyecektir! Ayrıca, Kocaoğlu’na yakın isimlerle konuştum. “Kocaoğlu hiçbir zaman kurultay demedi” dediğimde, “Başkan daha ne desin! Değişim nasıl olacak” diye bana çıkıştılar!
Yüksel’in sözleri!
Eski CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, İzmir’deki değişimin fitilini ateşleyen isim oldu. Önceki gün o da gidip kurultayın toplanması için imza verdi. Yüksel’in imza vermesi, “Kocaoğlu bu süreci destekliyor” yorumlarını beraberinde getirdi. Yüksel ise, bu tür değerlendirmelere biraz tepkili. “Aziz Başkan’la göbeğimiz bir mi kesildi? Herkesin attığı adım kendisini bağlar” diyor haklı olarak. Ancak yakın arkadaş olmalarının ve siyasette ‘genelde’ birlikte adım atmalarının, bu gibi yorumlara neden olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
Yüksel’in imza attıktan sonraki yaptığı açıklama dikkate değer:
“Ben Genel Başkan ile çalıştım. Parti içi demokrasiye önem verir. Şimdi yapılanlara bakıyorum, bunlar genel başkanın tavrı ve tarzı değil. Genel Başkan’ı kurultay delegeleri ile görüştürüyorlar, ilçe başkanları ile görüştürüyorlar. Bunu yanındakiler yapıyor. Seçim yenilgisinden sonra genel başkan yardımcılarından parti içi çatışmaya yönelik açıklamalar geliyor. Genel Başkan’ın ağzından bu tür açıklamalar çıkmıyor. Bir bakıyorsunuz, Seyit Torun, Bülent Tezcan ‘İmza toplayın da görelim’ tarzında, çatışmayı körükleyen açıklamalar yapıyor. Genel Başkan, kendisine kalsa bence çok daha olumlu şekilce çözerdi.”
Ben de birçok ilçe başkanı ve delegenin Kılıçdaroğlu’yla telefonda görüştüğünü biliyorum.
Sonuçta herkesin bir hesabı var!
Sizce kimin hesabı tutacak?
Not: Delege olan birçok ilçe başkanıyla konuştum. Önümüzdeki haftayı bekliyorlar. İmzanın toplanma ihtimalini görürlerse 52 delegenin en az 30’u imza verir. Aksi olursa 15’i zor geçerler.