Bugün siyaset dışı bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmiş yıllarda her fırsatta bahsettiği ‘bürokrasiye’ çok iyi bir örnek.
Türkiye’nin en büyük hastanelerinden Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Araştırma Hastanesi’nin bahçesinde metruk bir bina bulunuyor. Bu metruk ancak tarihi binanın önünden günde yüzlerce kişi geçiyor. Hastane yönetimi, herhangi bir kaza olmaması için binanın etrafını tel örgüyle çevirmiş.
Tarihi 1860’lara dayanan ve kullanılır olduğu dönemlerde tayini çıkan doktorlar tarafından lojman olarak da ayırılan iki katlı tarihi bina, atıl durumda, restore edilmeyi bekliyor. Beklemesine bekliyor ama tam 4 yıldır!
Yaklaşık 4 yıldır binanın restore edilmesi için onay beklediklerini söyleyen hastane yetkilileri, “Etraftan geçenlerin zarar görmemesi için bina çitlerle çevrildi. Valilikten elektrik projesine de onay gelir gelmez restorasyon işlemleri başlayacak. Gerekli takipleri ve üzerimize düşen görevleri yapıyoruz” açıklamasında bulundu.
Ben de hemen İzmir Valiliği’ni aradım. Konuyu aktardım. Sonucunda da İzmir Valiliği Yatırım ve Koordinasyon Başkanlığı Doğal Kaynaklar Ruhsat ve Kültür Varlıkları Müdürlüğü yetkilileriyle görüştüm. Yetkililer, “Bina, Sağlık Bakanlığı’na ait. Biz ağırlıklı olarak belediyelere destek oluyoruz. Buranın restorasyon bütçesini Sağlık Bakanlığı’nın hazırlaması gerekiyor. Konuyla ilgili bize bir müracaat oldu. Ancak henüz değerlendirilmedi. Önceliğimiz okullar” değerlendirmesinde bulundu.
Bu sefer hastanenin yetkililerini arayıp bu cevabı aktardım. Şaşırdılar!
Sonuç olarak tarihi bina bürokrasiye takılmış durumda. Devletin kurumları topu birbirine atıyor. Elbette herkes kendince haklı. Ancak tarihi binanın o hali, hem büyük bir tehlike arz ediyor hem de İzmir’e hiç yakışmıyor.
Bu sorunu İzmir Valisi Erol Ayyıldız’dan başkası çözemez! Benden söylemesi...
Zübeyde Hanım gemisi!
İzmirliler iyi bilir! Kordon’da Zübeyde Hanım Eğitim ve Müze Gemisi, uzun yıllardır kente hizmet veriyor. Gemi, geçen Haziran ayında bakım için Alaybey Tersanesi’ne kaldırıldı. Buraya kadar her şey normal! Gariplik bundan sonra başlıyor. Geminin demirli olduğu yere asılan, “Denizci Millet Kıraathanesi yakında hizmete açılacaktır” afişi, herkes gibi benim de dikkatimi çekti. Afişin hemen yanında Zübeyde Hanım gemisinin fotoğrafı bulunuyordu, ancak herkes geminin isminin değiştiğini düşündü! Konuyu hemen araştırmaya koyuldum. İzmir Valiliği, Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü İzmir Şubesi ve sonunda da Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü... İzmir Valiliği çalışanları, her zamanki gibi yardımcı olmaya çalıştı. Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü İzmir Şubesi Vekil Müdürü Pelin Hanım, telefonlarımıza çıkmayı uygun bulmadı! İstanbul’daki ilgili kişi yardımcı oldu. Geminin isminin değişmeyeceğini, bir bölümünün Kütüphane olacağını söyledi.
Daha sonra İzmir Milletvekili CHP’li Murat Bakan, konuyu TBMM gündemine taşıdı. Ardından da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan açıklama yapıldı. Açıklamada, “Zübeyde Hanım Gemisi’nde deniz ekipmanları müzesinin yanı sıra kütüphane, kitap okuma alanı ve kafe gibi sosyal alanlar da yer alacaktır” denildi.
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın ismini taşıyan müze gemisi, önümüzdeki günlerde özellikle çocukları ve gençleri misafir etmeye devam edecek.