Onur Çakır

Onur Çakır

onurcakir67@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İzmir’deki işsizlik oranı ülke ortalamasının üzerinde...
Yeni koltuğa oturan belediye başkanlarından en çok istenen şey de, doğal olarak iş.
Her bir başkanın masasının üzerinde yüzlerce CV var.

31 Mart yerel seçimlerinin İzmir’deki en büyük sürprizi, AK Parti ve MHP’nin kalesi olan Kemalpaşa’da CHP’nin beş yıl aradan sonra seçim kazanması oldu! 2009-2014 yılları arasında belediye başkanlığı yapan Rıdvan Karakayalı, “Nerede kalmıştık?” diyerek, koltuğa oturdu.
Kemalpaşa Belediyesi, nisan ayından sonra hep işten çıkarmalarla gündeme geldi.
Rıdvan Başkan da bunu inkar etmiyor:
“Verim alamadığımız personelle özel anlaşma yapıyoruz. Yeni bir hakem heyeti denetimin doğrultusunda işlem yapıyoruz. Biz bunu yapıyoruz ama bir önceki dönemde benim işe aldığım 280 personeli bir telefonla işten çıkardılar. Biz iş verimine bakıyoruz. İlk çıkardıklarım belediyeye siyasi amaçlarla gelmiş insanlardı. Onlarla da oturduk konuştuk. Bazıları da bizimle çalışmak istemediklerini söylediler.”

Karakayalı’nın bundan sonra söyledikleri, daha da dikkat çekici:
“Belediye yatma yeri değil. Hizmet yeri. Halk bizden hizmet bekliyor. Göreve geldiğimde aldığım 11 kişiyi verimsiz oldukları için işten çıkardım. ‘Al kardeşim iş, diyoruz’ ama çalışmıyorlar. Doğru olan da bu. Kimsenin gözünün yaşına bakmam. Kim nerede görev yapıyorsa, hakkıyla yapacak. A parti B parti bakmam, işi ehline veririm. O şekilde yapacaksa, yapmıyorsa benimle çalışma imkanı yoktur.”

Pek alışık olmadığımız bir durum değil mi?
Yeni seçilen belediye başkanı işe aldığı kişilerin performansını beğenmediği ya da çalışmadığı için işine son veriyor. Aslında sihirli kelime, “Performans.”
Belediyelerde, kamu kurumlarında performans esası dikkate alınmalı!
Tabii bu yapılırken de gerekli kriterler ortaya konmalı.
Senci-benci muhabbeti olmamalı!
Özellikle belediye başkanı kafasına göre işçi çıkaramamalı!
Yapılacak düzenleme herkesin elini rahatlatacak.

Karakayalı, ilçelerindeki işsizlikle nasıl mücadele ettiğini de şöyle anlattı:
“Biz buraya belediye başkanlığı yapmaya geldik. Her şeyi bir tarafa bıraktık. Her belediye başkanı hizmet yapmak ister. Ama iyi, ama kötü, ama uygun, ama değil, ama halka yakınlık, ama uzaklık, ama halkın dokunabileceği yatırımlar... Bundan sonra, mutlaka ve mutlaka bizim kendi önümüze bakmamız gerekiyor. Her şeyi bırakıp Kemalpaşa’yı nasıl geliştiririm, dar gelirli insanlara nasıl yardımcı olabilirim, dar gelirli insanların çocuklarına nasıl bir eğitim veririmi düşünmemiz gerekiyor. Seçimden önce bana projelerin ne diye sordular. Projem önce insan. Ülkemizde ekonomik kriz var. İşsizlik had safhaya ulaşmış. Bana gelen özgeçmiş sayısı 3 bin 500. Küçük bir ilçede 3 bin 500 kişi benden iş istiyor. Çok ciddi sorun bu. Aslında bu Türkiye’nin sorunu... Ben bunları nasıl eritebilirim, ona bakıyorum. 2009-2014 döneminde başkanlık yaptığımda, bu kadar sıkıntı yoktu. Belediye bünyesinde ekip kurduk. Bu ekip, fabrikaların eleman ihtiyaçlarını tespit ediyor. Bize gelen talep doğrultusunda işsiz vatandaşımızı fabrikalara götürüp işverenle görüştürüyorlar. Şimdiye kadar bu uygulamayla yaklaşık 100 kişiyi işe yerleştirdik. İşimiz bu. Yoksa belediyenin rutin görevi çöp toplamak, park, bahçe ve yol yapmak. Önemli olan, diğer konularda proje üretmek.”