KORKMAYI SEVENLER BURAYA

13 Şubat 2019

Hafiften bir manyaklık mı var yoksa adrenalini çok sevdiğimden midir, çocukluğumdan beri korkutucu şeylere bayılırım. Yazları Altınoluk’ta her gece arkadaşlarla toplanıp kurt adam hikayeleriyle kendi kendimizi korkuturduk! Ruh çağırma seansları yapar, günlerce kendimize gelemezdik! Bisikletlere atlayıp, ormanda ürkütücü kulübe aramaya çıkardık! Korkmayı bu kadar seven biri olarak son yıllarda popüler olan korku evlerine ilgim büyük. En son bir tanesine hevesle gidip, başarısızlığı karşısında hüsrana uğrayınca, “Bizim memlekette bu işi yapamıyorlar” diye düşünmeye başlamıştım.
‘Şarkılar Seni Söyler’ müzikalinde beraber oynadığımız arkadaşım Musa Can Kılıç, “Yeni korku evi açtık, o kadar korkacaksın ki oyunu bitiremeyeceksin!” deyince, yeniden gaza gelip arkadaşlarımı topladığım gibi gittim. ‘Ayin Korku Evi’nin kapısından, “Aman en fazla ne kadar korkarız ki, oyun neticede!” diye güle oynaya girdikten 10 dakika sonra aramızdan biri, korkudan fenalaştı! Kendisini oyundan çıkarmak için Azrail’in gelişine sonsuza kadar güleceğim! Korkudan baygınlık geçiren kızı Azrail kılığında biri alıp götürdü!
Yarıda bıraktık!
Oyuna devam eden bizleri sorarsanız, yarısında pes ettik. Zaten

Yazının Devamı

HAFTA SONU ROTALARIM

9 Şubat 2019

Geçtiğimiz hafta sonu güneşi görünce, ailece sokağa döküldük. Bebek Divan’ın lezzetli yemeklerine, Boğaz’a nazır atmosferine, özenli servisine oldum olası bayılırım. İlk kez kahvaltıya gittim, onun da tadı damağımda kaldı. Masayı bir donatıyorlar ki aman diyorum! Dışarıda oturunca denizin üstünde de değil, sanki içindeymiş gibi hissediyorsunuz, konumu öyle güzel… Aşırı keyif alınca beş saat falan oturduk, hafta sonu rotası olarak favorim…
Kanyon AVM’de sinemanın içinden girilen Suvla’ya ilk defa gittim. Bunca zamandır keşfetmemiş olmam şaka gibi! Levent’te içimi kıyan bina yığınının arasında gizlenmiş, bol yeşillikli kuytu bahçesi şehrin ortasında şehirden kaçmak için bire bir. Suvla Şarapları’nın restoranında şarap içmek isterseniz, önce tadım yapıp karar verebiliyorsunuz. Açık mutfakta pişen yemekleri de, atıştırmalıkları da pek leziz… Özellikle sinema öncesi ideal.
Geçtiğimiz akşam Arnavutköy sahilindeki balıkçılardan birinde yoğun lağım kokusu eşliğindeki yemeğimize de değinmek istiyorum! İşletmelerin kabahati yok tabii ama yığınla para verip baş döndüren bir kokuda oturmak korkunç. Bunun bir çözümü olmalı! Yazık güzelim Arnavutköy’e…

GRAMMY’E GERİ SAYIM…
Dünya

Yazının Devamı

‘ORGANİZE İŞLER’İN ŞANINA YAKIŞIR DÖNÜŞÜ!

6 Şubat 2019

Bazen çok başarılı olmuş ve sevilmiş filmlerin devamı çekildiğinde aynı tadı vermez, hüsran yaratır ya hani… ‘Organize İşler: Sazan Sarmalı’nda gördüm ki bu seri sonsuza kadar devam etse hep aynı keyifle izlenir! Benim için bir filme bayıldığımın göstergesi, doyamayıp bir kez daha gitme isteğidir ki, ‘Sazan Sarmalı’na bir daha gitsem yine baştan sona kahkahalarla güleceğime eminim. Ki gideceğim! Her şeyden önce Yılmaz Erdoğan komedisi izlemeyi, onun esprilerini, zekasını, senaryosunu ve usta çekimlerini çok özlemişim. Konuşmalarına, mimiklerine, giyim kuşamına ve yürüyüşüne bile çok güldüğüm dolandırıcılar kralı Asım Noyan karakterini de!..
Ezgi Mola en sevdiğim genç kadın komedyenlerin başında geldiği için onu yine bayıla bayıla izledim. Gözlerinden çıkan ışık ve yaydığı harika enerji insanın içini açıyor. Güldürmekle de kalmıyor üstelik, çok güzel ve seksi görünüyor. Konuk oyuncu Ata Demirer’in sahnesinde gülmekten gözlerimden yaş geldi, birkaç dakikalık rolüyle esip geçmiş! Filmin Taklacı Ziya’sı Okan Çabalar her zamanki gibi ultra komik ve eğlenceli. Güven Kıraç, Ahmet Mümtaz Taylan, Rıza Kocaoğlu ve Ersin Korkut’la birlikte efsane bir ekip var ortada, hangi birine

Yazının Devamı

20 YILDIR SENSİZ 7’DEN 77’YE SENİNLE

2 Şubat 2019

En son ailece bize yemeğe geldiklerinde annemin ısrarına rağmen Barış’la fotoğraf çektirmemiştim. Keyifli bir misafirlik akşamında sohbetini bölmemek, vaktini çalmamak için… Hem nasıl olsa birkaç hafta sonra 20 Şubat’taki doğum günüme gelecekti. O zaman bol bol fotoğraf çektirirdik… Ama gelmedi, gelemedi. 1999 yılının 1 Şubat’ında Barış’ımızı uğurlamak zorunda kaldık. Tam 20 sene geçmiş üzerinden, bir damla alışmaz mısın özlemine? İçin biraz olsun soğumaz mı? Kalbindeki burukluk hiç azalmaz mı? Bunların hiçbiri olmuyor işte, hiçbir zaman da olmayacak.
Bunca yıldır onu göremiyor olsak da, aslında hep bizimle… Dünya üzerinde eşi benzeri olmayan, aşkı da, hayatı da kimsenin anlatamadığı gibi anlatan şarkılarıyla, kulaklarımıza her daim capcanlı gelen sesi ve ruhumuzu saran yorumuyla, alametifarikası bol yüzüklü elleriyle, bize katacak çok şeyi olduğu için hızlı hızlı konuşmasıyla, gözümüzün önünden gitmeyen aydınlık yüzüyle hep aramızda. Garip hissediyorum aslında, bir yandan çok özlüyorum, bir yandan da hiç gitmemiş gibi geliyor…

Bir Dünya Barış’ı etkinlikleri…
“20 yıldır sensiz, 7’den 77’ye seninle” diyerek, onu anacağımız çok güzel etkinlikler var önümüzde. Her yılki gibi

Yazının Devamı

Kış depresyonunu alt etme rehberi

30 Ocak 2019

Kasvetli ve soğuk havanın çoğumuzu isteksiz, keyifsiz, halsiz ve hatta tükenmiş hissettirdiği şu hiç sevmediğim kış aylarında; depresyona yakalanmamak için uzman önerilerini kaç zamandır paylaşmak istiyordum. “Neden erteledin?” derseniz; uyguladığım sağlıklı beslenme ve spor programıyla enerjim, mutluluk seviyem o kadar yüksekti ki; “Bu konulara hiç bulaşmayayım” diyordum! Ama kışın sevimsizliğine bir de Kanlı Ay Tutulması eklenince, ki gökyüzündeki olayların psikolojimizde büyük etkisi olduğuna inanıyorum, bende her şey tepetaklak oldu!
İştahım aniden açıldı (misal yediğim bal, kaymak dozunun yüksekliğinden alerji oldum, sırtım kırmızı noktacıklarla kabardı!), sürekli uyumak ister hale geldim, bu durum uzayınca keyfim kaçtı, enerjim düştü ve spora da mecalim kalmadı! Psikolog Sena Sivri; “Kışın azalan güneş ışınları, mutluluk hormonu olan serotonin salgılamasının azalmasına, beynin kimyasının değişmesine ve depresyona sebep olabilir” diyor. Önlem ve önerileri ise şöyle...
Yatağa telefon götürmeyin: Uykudan önce telefonla meşgul olmak, uyku kalitesini bozuyor ve yorgun uyanmaya neden oluyor. Ayrıca yatak odasının çok sıcak olmaması, ışıktan ve dış seslerden korunaklı olması

Yazının Devamı

SAN MARINO SERHAT’IN PEŞİNİ TABİİ BIRAKMAZ!

26 Ocak 2019

Uluslararası arenadaki başarısıyla fark yaratan Serhat, 2016’da Eurovision’da San Marino’yu temsil ettiğinde ülkeye tarihinin en yüksek puanını kazandırmış, yarışmada seslendirdiği ‘I Didn’t Know şarkısıyla Amerikan resmi Billboard dans listelerinde 25 numaraya yükselmişti. Ben de San Marino’nun yerinde olsam; etkileyici ses renginden şarkılarına, stilinden sahne duruşuna ve görsel şölen yaşatan şovlarına kadar hayran bırakan sanatçıdan vazgeçemeyip yine teklif götürürdüm! Serhat’ı ne zaman izlesem kardeşim Kuki’nin, onun sahne performansını ilk gördüğündeki; “Eh yabancı sanatçıların her şeyi bir başka oluyor, keşke bizden de böyle birileri çıksa!” diye iç çekişini hatırlarım! Türk olduğunu öğrendiğinde çok gururlanmıştı kardeşim…

Serhat: “Ay yıldızımızla Eurovision’da olacağım”
Gönül isterdi ki; Eurovision’a biz katılalım ve Serhat kendi memleketi adına yarışsın ama şans ikinci kez San Marino’dan yana oldu. Bu konuyu kendisine de sordum; “Kazanmak ya da kaybetmek gibi duygularla kendimizi yıpratmak yerine Eurovision’u olimpiyatlar gibi görüp orada var olmanın, bayrağımızı göstermenin çok değerli olduğunu düşünüyorum, umarım yakın zamanda yerimizi alırız” dedi. 2019

Yazının Devamı

ZAMAN MAKİNESİ...

23 Ocak 2019

Geçtiğimiz cumartesi ortaokul, lise ve üniversiteyi beraber okuduğum arkadaşlarım Hayati, Baran ve Onur’la çok uzun zaman sonra bir araya geldik. Caner’i ayrı yazıyorum çünkü onunla 12 yaşından beri yapışık yaşıyoruz zaten! Hayatımın en güzel yılları dediğim, Saint Michel Fransız Lisesi dönemimin bu kadar unutulmaz olmasında, her birinin ayrı yeri var. Hepsi erkek olduğundan mı nedir, kendileri pek duygusallaşmadı da; çocukluğumun ve gençliğimin bir arada geçtiği arkadaşlarımı, eşleri ve çocuklarıyla çok tatlı birer aile babası olarak görünce fena duygulandım, zaman makinesindeymiş gibi yıllar önceki hallerimiz canlandı gözümde... Eski günleri andık, bol bol gülüp, eğlendik. Hayat eski dostları başka yollara götürse de, arada sırada böyle buluşmaların keyfi ve duygusu bambaşka oluyor.
Sabancı Müzesi’nde bulunan MSA’nın restoranında kahvaltı için toplandık. MSA, Türkiye’nin önde gelen mutfak okullarından biliyorsunuz, restoranda da okulun öğrencileri, eğitmen şeflerinin yanında staj yapıyorlar. İlk defa gittim ve çok beğendim. Brioche üzeri avokadoyla poşe yumurtanın tadı hâlâ damağımda, ortaya söylediğimiz şarküteri ve peynir tabağı adeta bir şaheserdi! Yan masadan sipariş edilen

Yazının Devamı

EDİS’İN OTOBÜS YOLCULARINA DEV SÜRPRİZİ!

19 Ocak 2019

"Yeni Tarkan diyorlar ona, kişisel benzerlikten değil, ‘Star olunmaz, star doğulur’ tezinin canlı kanıtlarından olduğu için... Edis’in ‘Benim Ol’ şarkısı hepimizin dilinde, tüm müzik listelerinin zirvesinde. Sesi, dansları, havası, tarzı, fiziği, enerjisi ve müzisyen kimliği derken tepeden tırnağa her şeyiyle star ışığı saçıyor! Geleceğin en gözde popstarlarından olacağı çok net!”... 2015’te hayatımıza fırtına gibi girdiği günlerde onunla yaptığım ‘İşte popun yeni yıldızı’ başlıklı röportajıma bu satırlarla başlamıştım...
Geçtiğimiz çarşamba akşamı Mastercard-Edis iş birliğinin tanıtımı için Soho House’da yapılan özel partide, Edis’i sahnede izlerken o röportajımızı düşündüm. Kariyerindeki ilk gününden bugüne doğru, sağlam adımlarla, dünya standartlarında ve kendine has işlere imza atarak, Türkiye’nin en sevilen popstarları arasına adını yazdırdı. Onu en başından beri aşırı seviyorum ve çok takdir ediyorum.
Üstelik yıllar önceki röportajımızda; “İleride büyük bir popstar olduğunda burnun büyür mü dersin?” soruma verdiği; “Hayatım boyunca egolarıma yenik düşmedim. Tabii ki sevilmek insana mutluluk veriyor ama bunu kibire dönüştürmek bana göre değil. İleride daha özgüvenli

Yazının Devamı