İzmir İl Genel Meclisi’nde yaşanan son olayın şokundayım hala.
Terörün kınanmasını öngören bir oylamada salonu terk edip gidenler için “Bunlar acaba terörden çok mu hoşnut?” demekten kendimi alamadım.
AK Partili İl Genel Meclisi üyelerinin terörü kınamalarına neyin engel olduğunu çok merak ediyorum doğrusu.
“Terörü kınamayınca elinize ne geçti?” diye sormak istiyorum.
AKP’li Meclis üyeleri gerçekten teröre karşılarsa, şehitlerimizi daha toprağa vermeden yeni şehit haberleri duymaktan üzüntü duyuyorlarsa, birisi çıkıp bana o toplantıdan kaçışın geçerli bir sebebini anlatsın.
CHP Grubu’nun hazırladığı, üye Onur Koçanalı’nın okuduğu 7 maddelik önergenin hangi maddesi canlarını sıktı, bilmek istiyorum.
- Türkiye Cumhuriyeti; üniter, laik bir sosyal hukuk devletidir. Ulusal sınırları değiştirilemez, tartışma konusu yapılamaz; maddesi mi?
- Terörü kınıyoruz. Herhangi bir sorunun çözümünde silah ve terör eylemleri araç olarak kullanılamaz. Dünyanın tüm ülkelerinde silah kullanma tekeli, devlete aittir ve sınırları yasalarla belirlenmiştir; açıklaması mı?
- Yoksa, “Terörü bitirmek için ülke içinde ve dışında tüm güvenlik önlemleri, derhal yürürlüğe konmalı” görüşü mü kafaları karıştırdı?
- “Terör eylemleriyle amaçlanan, ülkemizde kışkırtılmaya çalışılan etnikçi bakış açısı kabul edilemez” cümlesi mi huzursuz etti?
- Beşinci maddedeki “Hükümetin, terör gibi ulusal mutakabat gerektiren bir konuda tek başına karar alma yönündeki iradesini doğru bulmuyoruz” ifadesi mi zülfüyare dokundu?
- Bir yandan terörle mücadele edilirken, bir yandan da ülkemizin tüm bölgelerinde ekonomik ve sosyal koşullar eşit hale getirilmelidir, düşüncesine kimsenin itirazı olamaz herhalde.
- Yedinci ve son maddedeki “TBMM toplantıya çağrılmalı, terörün bitmesi için gerekli ortak irade gösterilmelidir” çağrısı mı can sıktı?
Bu maddelerden birine bile hayır demek mümkün değil.
O halde, bu gerçeklerden kaçmanın, kaçmaya çalışmanın, terörü kınamamanın çok haklı bir gerekçesi olmalı.
Terörü kınayınca, ayaklarına kırmızı halılar döşenen teröristlerin kalplerinin kırılacak diye düşünmüş olmalılar!
Önergenin tartışıldığı oturumda, AK Partili üye Ali Fuat Yakın’ın sözleri, çok şeyi ele veriyor.
Mesela, “Terör dün sıfırdı, bugün bu hale geldi demek cehalettir” dedi.
30 küsur yıldır terörle boğuştuğumuzu kim inkar edebilir Ali Bey?
Diğer gerçek ise, AK Parti hükümeti döneminde terörün iyice azdığı...
Ali Fuat Yakın, terörle ilgili karar almanın, İl Genel Meclisi’nin işi olmadığını savunuyor.
O zaman ben de derim ki:
Milyonlarca insan teröre lanet okurken, eylem üstüne eylem yaparken, İl Genel Meclisi’nin böyle tepkiden kendini uzak tutması nasıl düşünülebilir Ali Bey?
Siz siyasi partiye mensupken, halkın oylarıyla oraya seçilmediniz mi?
Bu konuyu konuşmayacaksınız da neyi konuşacaksınız?
Ali Fuat Yakın, “Bu terör olayı, hükümetin değil, devletin sorunudur” diyerek hükümeti koruma altına almaya çalışması da çok manidardı!
Sonuçta CHP ve MHP’li üyeler, terörün kınanması yönündeki temenni kararına imza attılar.
Dikkat ederseniz, Meclis’i toplama düşüncesine yaklaşan MHP bile kınadı.
Fakat AK Partililer, bu davranışları ile ne yazık ki aziz şehitlerimizin kemiklerini sızlattılar.
Şehit analarını bir kez daha ağlattılar.
Kendilerine oy veren, terör acısıyla kavrulan seçmenin gözünden düştüler.
En kötüsü, kraldan çok kralcıık yaparak sınıfta kaldılar.