Muhittin Akbel

Muhittin Akbel

muhittin.akbel@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Zihinsel engelli çocuklarımız sokağa atıldı.
Hem de devlet eliyle...
Gerekçe?
23 yaşını doldurmuş olmaları...
Günlük hayatta onlara yeterince uzak olduğumuz o insancıklar, şimdi büsbütün dışlandılar.
Okuldan kayıtları silinen koca koca adamlar, salya sümük ağlıyorlar; tıpkı okula yeni başlayan 66 aylık bebeler gibi...
Normaldir.
Çünkü aralarında yaş farkı olsa da zeka yaşları birbirine çok yakın.
Olayın bu tarafına bakan yok maalesef.

Zihinsel engelli çocuklara, gençlere, başarmanın, bir şeyler üretmenin verdiği tarifi imkansız mutluluğu çok gördüler.
Örnekköy’deki İş Eğitim Merkezi’nde eğitim ve üretim yaparken, 23 yaşını doldurdukları için okuldan atılan 150 zihinsel engelli vatandaşımız hem ağladı, hem ağlattı.
Diyecekler ki, “Sokağa atmadık; Halk Eğitim Merkezleri’ne yönlendirdik.”
Kandırmacanın, laf ebeliğinin dik alasıdır bu cümle...
Halk Eğitim’in, İş Eğitim Merkezlerinin yerini alması mümkün değil.
Zaten Halk Eğitim yetkilileri de dünyadan bihaber.
“Talep olursa, kurs açarız” demeleri bile yeni düzenlemeden habersiz olduklarını gözler önüne seriyor.
Ne kursu beyler! O çocuklar okulluydu, okullu!
Şu unutuluyor:
Biyolojik yaşı 30 dahi olsa, zihinsel engelli kardeşlerimizin zeka yaşı, 7, bilemediniz 10 yaş çocuğunun zekası kadardır.
Onları sokağa atmak, toplumun içine dinamit koymaktan farklı bir şey değildir.
MHP İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, TBMM’de, Milli Eğitim Bakanı’nın cevaplaması istemiyle bir önerge verdi.
Zihinsel engellilerin meslek eğitimlerini aldıkları bu okullarda meslek sahibi olmaları, üretken kimlik kazanmaları söz konusuyken, onların eğitim hayatlarını bitirmenin gerekçesini sordu.
Onlar için daha iyi yaşam şartları hazırlamak varken, neden sokağa atıldıklarını bilmek istediğini söyledi.
Tık yok.

Hayatını, zihinsel engellilere adayan Gül Yalvaç’ın anlattıkları, tüyler ürpertici.
Salihli Eğitim Uygulama Okulu’nun yapımında büyük emeği olan, zihinsel engelli gençler için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Gül Yalvaç, şimdi “çocuklarım” dediği öğrenciler için endişeli.
Gül Yalvaç, kapıda bekleyen tehlikeye işaret ediyor:
“İş Eğitim Merkezi’nde 23 yaşını tamamlayan öğrencilerin, farklı bir okulda (küçüklerden ayrı) eğitim görmeleri normal karşılanabilir. Fakat siz o zemini, o mekanı hazırlamamışsanız, altyapıyı hazırlamamışsanız, onca zihinsel engelliyi sokağa bırakmanız doğru değil. Bu çocukların zekaları düşük ama bedensel güçleri, bir boğayı boğacak kadar. Merkezde o güçlerini iş üreterek kontrol altına alabiliyorlardı. Enerjileri iş için kullanıyorlardı. Çünkü işin uzmanı öğretmenler vardı başlarında. Dışarıda onlara dalaşan birinin başına gelecekleri düşünebiliyor musunuz? Kötü niyetli insanların eline düşecekler. Üstelik bu çocukların cezai ehliyetleri de yok. O zaman bunun hesabını kim verecek?”
Gül Yalvaç, merkezde eğitim gören her çocuğun, ürettikçe daha mutlu olduğuna dikkat çekiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bu çocuklar, şimdi nerede üretim yapacak, nerede mutlu olacak? Ailelerin de huzuru kaçtı. Çünkü eve kapanan zihinsel engelli, şiddete başvurur, öfkelenir, depresyona girer. Bundan çocuklar kadar aileler de zarar görecek.”

Yıllardır, bir şeyler başarmış zihinsel engellilerin mutluluk fotoğraflarını görüyorduk.
Korkarım bundan sonra o gülen yüzleri çok arayacağız çoook.