Kadına şiddetin sona erdiği günleri görmeye ömrüm yetecek mi, bilemiyorum ama itiraf etmeliyim ki bu konuda iyimser değilim.
Televizyon ekranlarından hiç eksik olmayan, törelerin konu edildiği bol dayaklı, silahlı filmlerin sonu gelmedikçe, kadına şiddet sorununun aşılacağına inanmıyorum.
Peki kadına şiddet eylemini azaltamaz mıyız? İşte bu mümkün.
Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, bu konuda bir ilke imza attı.
Geçenlerde bir çiftin nikahını kıydı Başkan Kürüm...
O bildik, can sıkıcı cümleleri kurmak yerine, damat beye, “Eşine şiddet uygulamayacağına söz verirsen, bu nikahı kıyarım” diye ciddi bir mesaj verdi.
Damat bey, söz verdi.
Kürüm, genç çifti karı-koca ilan ederken, gelin hanımın kulağına, “Eğer damat bey, onca misafirin şahitliğinde verdiği sözü unutur, size şiddet uygulayacak olursa, bana haber ver” diye tembihledi.
Kürüm diyor ki:
“Bu uygulamanın, ileride olumlu sonuçlar doğuracağına yürekten inanıyorum. Gönül ister ki, bu uygulama desteklensin, yurdun dört bir yanına yayılsın. Artık kadınlarımız fiziksel ve ruhsal şiddete maruz kalmasın.”
Şimdi bu uygulamayı İzmir’in diğer ilçelerinde de görmek istiyoruz.
* * *
Sıtkı Başkan, böyle güzel bir projeyi başlattığı sırada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’den ilginç bir öneri geldi:
“Çiftler, evlenmeden önce ön eğitimden geçecek. Gençler, izdivaç kurslarına katılacaklar. Eğitimin sonunda sertifika alacaklar. Yani bir nevi evlilik ehliyeti...”
Bakan, örnekle anlatıyor:
“Nasıl ki, araba kullanmak isteyen, kursa gidip ehliyet alıyor. Evlilik birliği, ömür boyu sürmesi gereken, toplum açısından önemli bir müessese. Biz de gençlerimize evlilik ehliyeti vereceğiz.”
Bakan Şahin’in fikri çok güzel ama uygulamaya geçmek için altyapının hazır olup olmadığı konusunda en küçük bir bilgi vermiyor.
Veremiyor, çünkü ortada altyapının olmadığını kendisi de biliyor.
Kimler, nerede, nasıl eğitim verecek?
Evliliğe hazırlanan her çift, bu uygulamaya nasıl dahil edilecek?
Adı üstünde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı... İçinde politika olan tek bakanlık...
Bakan Hanım, politika yapmış.
Keşke politika yapmak yerine daha gerçekçi olsaydı.
Madem, sürücülerin ehliyetiyle, evli çiftlerin ehliyeti aynı istikamette iş yapacak.
O zaman Bakan Hanım şu sorulara yanıt verebilir mi?
* Sürücü, ilk kez alkollü halde araç kullanırken yakalandığında, ehliyetine 6 ay süreyle el konuluyor.
Eşini ilk kez döven bir koca, 6 ay evden uzaklaştırılacak mı?
* İkinci kez alkollü yakalanan sürücünün ehliyetine iki yıl el konuluyor.
İkinci kez eşine şiddet uygulayan evden iki yıl uzaklaştırılacak mı?
* Üçüncü alkollü yakalanmada ehliyet beş yıllığına geri alınıyor.
Peki üçüncü kez eşini tartaklayan koca, beş yıl ceza mı alacak?
* Evlilik ehliyetini kaptıranlar, otomatikman boşanmış mı sayılacak?
Beyler, siz siz olun, ehliyetinizi kaptırmayın. Eşinize iyi davranın, onun kahramanı olun!