Muhittin Akbel

Muhittin Akbel

muhittin.akbel@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kısa adı ÇED... Açılımı; Çevresel Etki Değerlendirmesi...
ÇED raporu, kimileri için Çin seddi gibi duvardır; kimilerine de gümüş tepside sunulan kremalı pasta...

Önümüzde iki ilginç örnek var.
Birincisi; Seferihisar’ın Sığacık Koyu’nda Başaranlar firması tarafından kurulması planlanan orkinos çiftliği...
“Burada orkinos çiftliği kurulamaz” şeklindeki iki ayrı yargı kararına rağmen firma, ÇED raporunda 27 sayfalık sözde değişiklik yaparak yeniden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu.
Esas değişiklik yapması gereken konu, çiftliğin kurulacağı noktanın koordinatları ve yıllık üretim miktarı...
Fakat bu iki önemli konuda herhangi bir değişiklik yok.
Talebi kabul eden ÇED Genel Müdürlüğü, oradan buradan görüş almaya başladı bile...
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, mahkeme kararlarını ciddiye alma-yan zihniyetle mücadele etmekte kararlı.
Kapısı çalınabilecek hangi kurum varsa, o kapıya dayanıyor Tunç Başkan...
Turizm Bakanlığı Yatırımlar Daire Başkanlığı, ÇED Genel Müdürlüğü, Koruma Kurulu Genel Müdürlüğü....
Çevreciler arkasında.

Böylesine büyük bir mücadele verilirken, “İki tane kapı gibi mahkeme kararı varken, ÇED olumlu rapor verse ne yazar!” demek geliyor içimden ama...
İyi de... Ya rapor olumlu çıkarsa?
Mahkeme ÇED raporunu bu kez uygun görürse? Olmayacak şey değil; önümüzde onlarca örnek var.
Mahkeme, Sığacık Körfezi’nin fokların yaşam alanı olduğunu, posedonya çayırlarını gerekçe göstererek ÇED raporuna yapılan itirazı kabul etmişti.
Başkan Tunç Soyer’in dediği gibi, foklar, posedonya çayırları bir yere taşınmadıysa, aynı çerçevedeki talep neden yeniden değerlendirmeye alınır?
Neden illa ki olumlu rapor vermek için küçük de olsa tutunacak bir dal aranır?

İkincisi de Karaburun Yarımadası’nda...
Mordoğan’dan başlayıp Salman’a kadar uzanan bölgede “Rüzgar Enerjisi Santralları” kurma çalışmaları, ÇED tarafından desteklendi.
6 ayrı şirkete, “ÇED gerekli değildir” raporu ile üretim lisansı verildi.
Cesaret verici bu gelişmenin ardından Karaburun Yarımadası kuşatıldı.
Başlangıçta “Direkler 1 megavatlık olacak” deniyor.
Direklerin dikilmesi aşamasına gelindiğinde 2.5 megavat oluyor!
Bir firmanın toplam 45 direği var.
120 megavatlık üretim yapıyor.
Arkasından bir başka firma, yaklaşık 250 megavatlık proje için çalışmalara başladı.
Orada yaşayan insanların yüzyıllardır süren doğal hayatı bitti.
Yine aynı kandırmacalarla yol alıyorlar.
Keçiler, hendeklere düşüyor. Meralar elden gitti.
Karaburun Belediye Başkanı Serdar Yasa, daha önceki şirketin yol açtığı zararları, yapılmaması gereken hataları, yeni şirketlerin yapmaması için hepsini tek tek anlattı.
Ne var ki bir kulaklarından girdi ötekinden çıktı.
Serdar Başkan, “Kamu yararına bir yatırıma hayır demiyoruz. Ama bölge insanının yaşam alanına müdahale edilmesine de tahammülümüz yok” diyor.
Bakalım ÇED’in bu vurdumduymazlıkları, başımıza daha ne işler açacak!