Kızmaca darılmaca yok.
Son söylemem gerekeni, baştan söylüyorum.
Seyit Mehmet Özkan’ın gelişini “Altınordu’nun başına talih kuşu kondu” diye yorumlasalar da ben, kulübün başının dertte olduğuna inanıyorum.
Yaptığı iyilikler kadar, kötülük de ettiği Bucaspor’u yüzüstü bırakıp giden Seyit Mehmet Özkan, parayı bastı, tarihe mal olmuş Altınordu’nun patronu oldu.
Bundan sonra Özkan ne derse, o...
Mustafa Bilen ve yönetimi hikaye...
Bucaspor’da kulüp yöneticiliğine başlayan, sarı lacivertli kulüpte umduğunu bulamayınca İzmirsporlu olan...
Sonra yine “yuvam” dediği Bucaspor’a dönüş yapan...
İkinci kez Bucaspor’a dönen, bu kez rotasını Altınordu’ya çeviren...
Kulüpler arasında mekik dokuyan birine Altınordulular güvense de ben güvenemem.
Bir yönetici ya Bucasporludur ya İzmirsporludur ya da Altınorduludur.
Öyle kulüpler arası mekik dokumaz.
Seyit Mehmet Özkan, 5 milyon sermayeyle kurulan şirketin 4 milyon 960 bin liralık hissesini satın aldı.
Oysa kulüplerde şirketleşme gerçeği şöyledir:
Spor kulübü derneği yüzde 51 hisseye sahip olur. Söz sahibi, kulüp yönetimi olsun diye...
Galatasaray’da da böyledir, Fenerbahçe’de de böyledir.
Fakat Altınordu’da farklı.
Herkes biliyor ki, Özkan’ın Bucaspor ile arasının bozulmasına esas sebep, kurulması için ısrar ettiği şirketin hisselerinin yüzde 51’ine sahip olmak istemesi...
Kulüp yönetimi böyle bir talebe sıcak bakmayınca, armudun sapı, üzümün çöpü misali sorunlar üretip ortamı gerdi Seyit Mehmet Özkan...
Altınordu’da ileride neler olacak?
Örneğin, Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu komutasındaki takım, iki-üç yenilgi aldığında (Hiç temenni etmem), tribünlerde dedikodu kazanları kurulacak.
“Hoca istifa” diye haykıracaklar.
Yönetim, takım amatör kümeye düşüyor olsa bile Seyit Mehmet Özkan izin vermezse, hocayı değiştirebilecek mi?
Tabii ki hayır...
Hüseyin Hoca’nın, Özkan’ın dediklerinin dışına çıkma şansı var mı?
Yok...
Gün gelecek; şanlı şerefli bir maziye sahip kulübün aşıkları, tek adamlı süreçten sıkılıp, başkaldıracak.
Seyit Mehmet Özkan’a muhalefet yapacaklar.
O zaman Seyit Mehmet Özkan diyecek ki:
Tamam kardeşim, giderim ama çocuklarımla...
Özkan, parasını da çocuklarını da alıp gidecek; kulüpteki halı, buzdolabı, çamaşır makinesi Altınordu’da kalacak!
Aynen Türk filmlerindeki gibi...
Gelelim o pırıl pırıl çocuklara...
Seyit Mehmet Özkan, hangi hakla o çocukların iki yıl boyunca yarışmacı takımlarda oynamama cezası almalarına göz yumdu?
İki yıl antrenman futbolcusu olan sporcudan ne beklenir ki...
Ve siz sevgili veliler!
Çocuklarınızın Bucaspor’dan koparılmasına nasıl izin verdiniz?
Siz çocuklarınızı Bucaspor’a mı verdiniz, Seyit Mehmet Özkanspor’a mı?
Seyit Mehmet Özkanspor’a verdiyseniz, neden Altınordu forması giyiyorlar?
Cicim aylarının ne kadar süreceğini bilemiyorum.
Dün Bucaspor ile Seyit Mehmet Özkan arasında iyi-kötü neler yaşandıysa, iddia ediyorum, Altınordu cephesinde de aynıları yaşanacak.
Altınordu’nun son 33 yılını yakından takip etmiş bir gazeteci olarak, ben bunu bilirim, bunu söylerim.
Altınordu camiası, bu evliliği gün gelir bitirir.
Seyit Mehmet Özkan, kötü biri mi?
Kesinlikle değil.
Neden bu kadar karamsarım derseniz..
Çünkü Özkan, hırsını dizginleyemiyor, öfkesini kontrol altına alamıyor, pire yüzünden yorgan yakıyor.
Huylu huyundan vazgeçmeyeceğine göre, Özkan, böyle gelmiş, böyle gidecek, demektir.
Umarım ve dilerim ki, bu öngörülerimde ben haksız çıkarım.