Buca’nın kalbidir Yanık Kahveler...
Sıradan bir kıraathane değildir orası...
Havuzu, dut ağaçları, tarihiyle, yılların tanığı çok özel bir mekandır.
Yüksel Çakmur, Ahmet Piriştina, Cemil Şeboy gibi belediye başkanları, o bölgenin çocuklarıdır.
Şimdi o tarih, tarih oluyor!
Cemil Şeboy, başkanlığının son yılında, şahıs malı olan Yanık Kahveler’in satılıp yerine apartman dikileceğini duyduğunda çılgına döner.
Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, “akıllı bisiklet sistemi”ni hayata geçirmeye hazırlanıyor.
Güzelyalı’da oturmama rağmen doğrusu çok heyecanlandım.
Harika bir proje ama galiba biraz da ütopik.
Çünkü lokal bir alanda bisikletle ulaşımı sağlasanız ne olur, sağlamasanız ne olur.
Keşke Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’ndan bisikletimize binip Karşıyaka’ya, Bornova’ya, Buca’ya gidebilsek.
Böyle bir yolculuğa girişen, ya bir yayaya çarpar, ya da bir arabanın altında kalır!
Perşembeyi cumaya bağlayan geceydi. Saat 03.00 civarı...
Gürültüyle uyandım. Pencereden dışarıya baktığımda gözlerime inanamadım.
Bizim apartmanın önüne baz istasyonu kuruyorlar!
Gecekondu gibi gecebazkondu!
Baz istasyonları eskiden tepelerde, şehir merkezlerinin uzağındaydı, şimdi kapımızın önünde!
Bu gidişle evlerimize girecek!
Eskiden kapkaç terörü vardı memlekette...
Kapan kaçıyor, kaptıran kaptırdığına yanıyordu.
Şimdi pabuç pahalı...
Çünkü Türk Ceza Kanunu, kapkaç suçunu nitelikli hırsızlık kapsamına aldı.
Hırsızlık suçuna 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istenirken, kapkaç yapan kişiye 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor.
Demek ki ortada millete kan kusturan bir sorun varsa, çıkarılacak bir kanunla önüne geçilebiliyor.
Konak Belediyesi’nin başlattığı bir kampanya var ki, bayıldım doğrusu...
Kampanyanın ötesinde, herkesin uyması gereken bu projenin tutması, giderek büyümesi, yaygınlaşması, en büyük dileğim.
Olay şu:
2. Kordon’da oturanlar ve işyeri sahipleri, çöplerini saat 20.30-21.00 aralığında dışarı çıkaracak.
Sızdırmaz çöp poşetleri içerisinde biriktirilen çöpler, bu çerçevede en fazla 30 dakika dışarıda tutulmuş olacak.
Böylece çöpleri karıştırıp etrafı pisletenler, karıştıracak çöp bulamayacaklar.
Biz de öğrenciydik zamanında...
Neler yaşadık neler!
Bugünkü öğrenciler, 70’li yılların sonu, 80’li yılların başında üniversitede okuyan bizler kadar şanslı değiller.
Çünkü bugün ‘Parasız eğitim istiyoruz’ demek, suç!
Slogan atmak, sözlü olarak tepki vermek, suç!
Deniz Baykal’ın, gençlik yıllarında, yakasına yapıştığı zamanın Başbakanı Adnan Menderes’e “Demokrasi istiyoruz” derken, rahmetli Başbakan’ın “Yakama yapışabiliyorsun ya; bundan daha büyük demokrasi mi olur?” cevabını verdiği günler çok gerilerde kaldı.
Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme laflarını dilimizden düşürmez olduk.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir’deki gecekondu bölgelerini 25 gruba ayırdı.
Yasa çıkar çıkmaz, çalışmalar başlayacakmış.
Atılan adımlar olumlu ama...
Yine de endişelerim var.
Kentsel dönüşümün, fırsatçılar tarafından “kentsel paylaşım”a dönüştürülmesi nasıl engellenecek?
İnsanın, azimle neler yapabileceğini gözler önüne seren bir hayat hikayesini yazacağım bugün...
Hayata küsmek yerine mücadeleyi tercih eden, başardıklarıyla alkışlanan, kıskandıran genç bir işadamının, girişimcinin başarı öyküsünü anlatacağım.
* * *
ODTÜ’den Gıda Mühendisi olarak çıktı Burak Ceylan... İşletmeyi de ikinci dal olarak okudu.
Küçük bir imalathaneden pek çok ülkeye konserve ihraç etmeye başladı, 1997 yılından itibaren...
O günlerde 23 yaşındaydı. Çok hırslıydı, heyecanlıydı.