Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Uzman Psikolog Feyza Bayraktar: “Kalp krizinden dolayı tedavi görenler arasında evcil hayvan sahibi olanların daha hızlı iyileştiği araştırmalarla ispatlandı. Evcil hayvanların okşanması stresimizi azaltarak bizi hastalıklardan da korur”

Hayvan hakları konusunda farkındalığı artırmak için kurulan Bana Göz Kulak Ol Derneği’nin geçen hafta yapılan açılış toplantısına televizyon dizilerinden tanıdığımız birçok ünlü isim de katıldı. Bazılarına evcil hayvan beslemenin kendilerine ne kazandırdığını sordum. Onlar küçük yaşlarından beri besledikleri hayvanlarının hayatlarındaki olumlu etkileri anlattıkça benim de merakım arttı. Söylediklerinin bilimsel dayanakları olup olmadığını öğrenmek için de Uzman Psikolog Feyza Bayraktar’la görüştüm.

“Hayvan besleyenler  daha uzun yaşıyor”

“Hayvan besleyen insanlar daha uzun yaşıyor” diyen Bayraktar bakın neler anlattı...

* Evcil hayvanlar bireyleri sakinleştirir. Örneğin akvaryumdaki balıkları izlemek kan basıncının düşmesine yardımcı olur.
* Kalp krizinden dolayı tedavi görenler arasında evcil hayvan sahibi olanların daha hızlı iyileştiği araştırmalarla ispatlandı.
* Evcil hayvanların okşanması stres hormonlarının azalmasına yardımcı olur. Hayvanlar pek çok hastalığın sebebi olan stresimizi azaltarak bizi hastalıklardan da korur.
* Küçük yaştan itibaren hayvan besleyen kişiler ileriki yaşlarında ailelerine ve işlerine karşı sorumluluklarını daha çok yerine getirir. Ayrıca sevmeyi ve sevilmeyi küçük yaşta öğrendikleri için insanlarla ilişkilerinde de daha başarılı olurlar.

“Evcil hayvanlar depresyon riskini de azaltıyor”
* Çocuk hayvanla oynarken hareket eder, daha atılgan ve girişken olur, bu da onu daha korkusuz yapar. Yetişkinlik döneminde ise kriz yönetme becerisi gelişir.
* Evcil hayvanlar yalnızlığı azaltması, sorumlulukları artırması gibi sebeplerle depresyon riskini azaltır. Kişiler hayvanlarıyla sadece sevgi ve güven ilişkisine bağlı bir ilişki kurdukları için kendilerini daha huzurlu ve güvende hisseder.
* Belirli bir yaştan sonra insanlar ölüm ve yalnızlık korkusu yaşar. Evcil hayvan bu korkuların aşılmasına katkıda bulunur ve kişide “Hâlâ birilerinin bana ihtiyacı var” duygusunu canlı tutarak yaşlılık depresyonunun önlenmesi konusunda da yardımcı olur.
* Başka bir canlı ile iletişim kurmaya çalışmak, onun ihtiyaçlarını anlamak ve ona sözünü dinletme çabası kişinin iletişim becerilerini geliştirir ve sosyalleşmesine büyük ölçüde yardım eder.

“Kişinin fazla yeme problemini önler”
* Evcil hayvan beslemek ayrılma, boşanma gibi ilişki bitişlerinin daha sakin atlatılmasına yardımcı olur. Hayvanları bu kişilerin kendilerini bırakmamaları için bir sebep oluyor.
* Kişinin evde yalnızken can sıkıntısından yemek yemek gibi bir problemi varsa oyalanabileceği, yalnızlığını paylaşabileceği bir canlının olması fazla yeme problemini önlüyor. Bu da kilo kontrolüne yardımcı olur.
* Hayvanlar hayatımızı düzene sokar. Günlük disiplinimize katkı sağlarlar. İnsana sürekli talep etmemeyi, başkalarının da kendisi kadar değerli olduğunu öğretir. Kişiler anlayışlı ve hoşgörülü olur, değer vermeyi öğrenir.

Haberin Devamı

HAYVANSEVER ÜNLÜLER

Haberin Devamı

“Hayvanlar sizden sadece şefkat ve sevgi bekliyor”

Haberin Devamı

Yasemin Allen
Çocukken bir Van kedim vardı. Şimdi birçok hayvanım var. Onlar sözcüksüz iletişim kurduğunuz canlılar. İnanılmaz bir iletişim... Bu sayede vücut dili okumayı ve kelime kullanmadan duygularınızı, isteklerinizi ifade etmeyi çok daha iyi öğreniyorsunuz.
Hayvanlar sizden sadece şefkat ve sevgi bekliyor. Kedi geliyor ve kucağına oturuyor, okşanmak istiyor. Sen de kendini ihtiyaç duyulan bir kişi gibi hissediyorsun.
Hayvanlarım sayesinde sevmekten ve sevilmekten ne kadar hoşlandığımı anladım. Fiziksel temasın, sadece sarılmanın aslında ne kadar ihtiyaç duyduğumuz bir şey olduğunu öğrendim.

“Hayvanlar bana yumuşak bir insan olmayı öğretti”

Ayça Varlıer
(Bana Göz Kulak Ol Derneği kurucu üyesi)

Üç yaşındayken annem Rusya’dan cins bir köpek getirmişti. Yaşım ilerledikçe sokak kedilerim de oldu. Küçücük yaşımda mama saatleri geldiğinde onların mamasının derdine düşüyordum. Sevgiyi, paylaşmayı onlarla oyun oynayarak öğrendim.
Yorgun ve sinirli bir şekilde evime gitsem bile kedilerimle sevgimi paylaştığım zaman bir anda içimdeki bütün negatif duygularımdan arınıyorum. Hayvanlar zamanla bana daha yumuşak bir insan olmayı öğretti.
Hayvan sevgisini aşıladığımız çocuklar yunus parkı dendiği zaman yunusların orada çektiği eziyetleri düşünüyor ve gitmek istemiyor.

“Hastalandığımda beni iyileştirmeye çalışıyorlar”

Selin Demiratar
Hayvanlarla ilişkim 5 yaşında başladı. O zaman tavşanlarım, civcivlerim vardı. Babam bana tırtıllar da almıştı. Onların koza yapıp kelebek olma süreçlerini gördüm. Şimdi de sokaktan evime aldığım iki kedim ve köpeklerim var. Onlar psikolojik açıdan en büyük destekçilerim. Hastalandığımda veya halsiz hissettiğimde hemen yanıma geliyor, ellerini koyuyor ve masaj yapıyorlar. Kedim veya köpeğim yanıma gelince enerjileriyle beni iyileştirmeye çalıştıklarını görüyorum.
Hayvanlar aynı zamanda öğretici arkadaşlar. Vicdanlı ve anlayışlı bir insan olmayı, empati kurmayı, daha duyarlı ve duygusal olmayı öğretiyorlar. Hatta bazı konularda insanlardan çok daha hassaslar.

“Kedilerimin babasıyım”

Kenan Ece
Ben hayvanların içine doğdum, kendimi bildim bileli hep bir hayvanım oldu. Onlar sizi karşılıksız seven canlılar. Hayvana sevgi besleyerek, onunla sevgi alışverişinde bulunarak, onların sorumluluğunu üstlenerek öğrendikleriniz ilişkilerinize de büyük katkılarda bulunuyor.
Hayvanlar benim için ilk babalık tecrübesidir çünkü ben kedilerimin babasıyım. Tabii ki çocuk bakmak çok daha farklı ama aslında kediye bağlı yaşıyorsunuz. Örneğin evden uzun süre ayrı kalamıyorsunuz; onun yiyeceğini, tuvaletini, her şeyini düşünüyorsunuz.

“Köpekler çok derinlikli bir ilişki kuruyor”

Özge Özder (Bana Göz Kulak Ol Derneği kurucu üyesi)
Çocukken kuşum, balıklarım oldu. Ama sonra gözde hayvanım hep köpek oldu. Çünkü köpekler insanlarla çok derinlikli ilişki kuruyor. Hayvanlar bize sorumluluk duygusunu ve iyi insan olmayı öğretiyor. Bir çocuğa bir köpeğin sorumluluğunu verdiğiniz ve onun da kendisi gibi canlı bir şey olduğunu anlattığınız zaman çocuk, “Ben onun suyunu ve mamasını koymalıyım, onu korumalıyım” demeye başlıyor. Birileri talep etmeden ona bir iyilik yapmayı öğreniyor. Paylaşmayı, sevdiği hayvanıyla oyun oynarken öğreniyor.
Aileler çocuklarını hayvanlardan korkutmasınlar. Bir çocuğa bir korku aşıladığınız zaman gerisi de geliyor. Bu sadece hayvan korkusu olarak kalmıyor.