Dünyada fındığın % 70'i Türkiye'de üretilir. Türkiye'nin teorik olarak buna dayanarak fındık fiyatını tek başına tespit edebilmesi gerekir. Ama en az iki nedenle bu olmuyor. Birinci neden şudur: Fındık zaruri bir tüketim maddesi değildir. Dünyada ticareti yapılan fındığın büyük bir bölümü çikolata yapımında kullanılır. Fiyatı çok yükselirse daha az tüketilir, yerine badem veya ceviz gibi sert kabuklu başka yemişler ikame edilir. Dolayısıyla Türkiye'nin fındık fiyatlarını istediği gibi manipüle etmesi mümkün değildir. Daha doğrusu, bir dereceye kadar mümkündür.Bu da bizi ikinci nedene getiriyor: Türkiye fındık fiyatlarını bir dereceye kadar değil hiç manipüle edemiyor çünkü ana aktörler Fiskobirlik ve Ankara'daki fındık politikacıları ve bürokratları bu basit sorunu çözecek basireti göstermekten uzaktır. Türkiye fındığın OPEC'idir. Sonuçta, Türkiye fındık fiyatlarıyla oynayacağına fındık fiyatları Türkiye ile oynuyor. Havalar iyi gider, fındık rekoltesi yüksek olursa fiyatlar düşüyor. Üretici sokaklara dökülüyor. Havalar kötü giderse rekolte düşüyor. Fiyatlar yükseliyor. Üretici sokağa dökülmüyor.Bu sorunun tek ekonomik çözümü, fındık arzını en yüksek fiyatın oluştuğu noktada sabitlemeye çalışmaktır. Bu da iki şekilde olabilir ve her ikisinin de yapılması aya gitmekten kolaydır: Fındık ekim sahalarını kısıtlamak, belli bölgelerin dışında fındık ekimini yasaklamak. Yasakla eşzamanlı olarak depo inşa edip arz fazlasını üretimin düşük olduğu yıllarda pazarlamak üzere saklamak.Fındık iklim koşullarının uygun olduğu bölgelerde çok kolay büyüyen bir bitkidir. Çok az bakım ister. Doğu Karadeniz platoları için idealdir çünkü buralardaki üçüncü sınıf tarım arazilerinde para getiren başka ürün ekmek şansı çok azdır. Ama fındık rekoltesinin sadece % 40-45'i bu bölgelerden elde ediliyor. Geri kalan, Akçakoca'ya ve hatta Düzce'ye kadar uzayan bir hat üzerinde, birinci sınıf tarımın yapılabileceği verimli ovalardan çıkıyor. Buralarda fındık yerine daha fazla gelir getirecek başka ürün ikame etmek pekâlâ mümkündür. Ama fındıkçılık ova çiftçilerinin neredeyse tamamının ikinci işidir. Bunlar biri ilaçlama, diğeri hasat mevsiminde olmak üzere yılda iki defa tarlalarına giderler, geriye kalan zamanlarda şehir ve kasabalardaki esas işleriyle uğraşırlar. Ekim sahaları kısıtlanmalı Ovalardaki, özellikle birinci sınıf tarım arazilerinde, fındık üretiminin durması şarttır. Nitekim hükümet buralarda fındıkları söküp başka tarımsal alanlara geçmeleri için üreticilere toptan para teklif etti. Ama son derece az bir talep geldi. Çünkü, dediğim gibi, buralarda fındık ekimi ikinci iştir. Toprakta yaşamayan çiftçinin bakım istemeyen fındığın yerine koyacak ikinci bir ürünü yoktur.Çözüm, afyon ve tütünde olduğu gibi, belli alanların dışında fındık plantasyonlarına sınırlamalar getirmek, yasaklamaktır. Aksi takdirde, Türkün fındıkla imtihanı sonsuza kadar devam edebilir. mmunir@milliyet.com.tr Hükümet para teklif etti
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024