Seçimlere dört gün kala hükümet on iki “kanun hükmünde kararname” yayınlayarak kamu yönetiminde köklü değişiklikler yaptı.
“Kanun hükmünde kararname” hükümetin aldığı fakat güç olarak Meclis’ten çıkan yasalara eşit bir karardır.
Yeni kararnameler yirmi yedi yıldan beri, hükümetin ve bakanlıkların işleyişi ile ilgili yapılan en büyük değişikliği temsil ediyor. Bakanlıkların sayı, yapı ve çalışması önemli ölçüde yeniden tasarlanıyor.
Zamanlaması, kapsamı ve tepeden inmeciliği şaşırtıcı olan bu değişiklikler eninde sonunda herkesi etkileyecek. Ama ne siyasette, ne akademik çevrelerde, ne de medyada pek tepki uyandırmadı.
Hükümet herhalde bu sonucu elde etmek için kararnameleri seçimlere yakın bir tarihte yaptı. MHP’lilerin seks hayatı ve Kürt milletvekillerin Yüksek Seçim Kurulu ile serüveni dururken kanun hükmünde kararname kimin umurunda olacaktı?
Kararnamelerle yeni bakanlıklar kurulacak. Mevcut bazı bakanlıklara yeni görevler verilecek. Devlet Planlama Teşkilatı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği gibi bazı kurumlar bakanlıkların içinde eritilecek.
Devlet bakanlıkları kaldırılacak. Bakan yardımcılığı gibi şimdiye kadar ülkemizde bulunmayan, yarardan çok kaos getirmesi olası bir kadro yaratılacak.
Bakanlık sayısı 1984’te çıkartılan Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında Kanun ile 16 olarak tespit edilmişti. Yapılan değişiklikle bu sayı 20’ye yükseltildi.
O zaman bakanlıklar önem ve protokole göre sıralanmışlardı. Adalet Bakanlığı birinci sırada, Milli Savunma Bakanlığı ikinci sırada idi. Yeni sıralama alfabetik olarak yapıldı. Milli Savunma Bakanlığı on sekizinci sıraya düştü. Bu herhalde savunma bakanlığını “herhangi bir bakanlık” haline getirme sürecinin bir parçası olsa gerek.
Dört yeni bakanlık kuruldu: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı.
Ticaret Bakanlığı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı haline getirildi. Bilim ilk defa bakanlık sahasına dâhil oldu. Ticaret ile ilgili fonksiyonlar Ekonomi Bakanlığı’na kaydırıldı ve bu bakanlığın ana fonksiyonu haline geldi.
Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı haline getirildi. Hatırlanacağı gibi 2007’de Devlet Su İşleri (DSİ) Çevre Orman Bakanlığı’na eklenmiş, Erdoğan’ın eski İSKİ genel müdürü Veysel Eroğlu bu bakanlığa getirilmişti. Şimdi Şehircilik de eklenerek Eroğlu’nun (yeniden bu göreve getirileceğine kesin gözle bakılıyor) portföyü devasalaştırıldı.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı haline geldi. Bakanlık için köyler iş olmaktan çıktı, gıda iş haline geldi. Gıdaya zaten bu bakanlık bakıyordu veya bakış açısına göre, bakar gibi yapıyordu.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı haline dönüştürüldü.
Yağılan değişikliklerin bir kısmı doğru, bir kısmı yanlıştır. Örneğin, DPT’nin Kalkınma Bakanlığı’nın bir parçası haline gelmesi bu örgütün ağırlığını yok edecek. Ulaştırma Bakanlığı ikiye bölünmeli, IT (Bilişim Teknolojisi) bakanlığı kurulmalı idi. Olmadı.
YARIN: BANA BAKAN YARDIMCISI VER SANA KAOS VEREYİM