Sorulması gereken soru şuydu: "Böyle kazalar neden daha önce ve daha sık olmuyor?"Çünkü yıllardan beri, neredeyse her gün, Türk savaş uçakları havalanır, Yunanlıların Ege Denizi'nde egemenlik sahası addettiği ettiği koridorlarda uçar. Yunanlılara hak iddia ettikleri göklerde hak iddia etmeye hakları olmadığını ilan eder. Yunan savaş uçakları da Türk uçaklarını taciz etmek için peşlerine takılır veya karşılarına çıkar. Böyle binlerce sorti yapılmıştır. Türk jetleri bu uçuşları silahsız yapar. Yunan uçakları ise gırtlaklarına kadar silahla donanmıştır.Bu güne kadar bir kaza olmamış olması bir mucizedir çünkü her seferinde uçaklar birbirine neredeyse dokunacak kadar yaklaşır.Bu tür sortileri yapan Türk uçaklarının saatte 1320 kilometre hızla uçabilme yeteneği var. Normal koşullarda Yunan uçakları havalanmadan Türk uçaklarının geçip gitmesi lazım. Ama Yunan Hava Kuvvetleri jetlerimizin nerede olduğunu biliyor. Hava Kuvvetlerimiz uçaklarının rotasını İtalya'daki NATO karargâhına bildiriyor. Bu bilgiler bütün diğer NATO devletlerine olduğu gibi Yunanistan'a da açık. Türk uçakları daha havalanmadan Yunanlı meslektaşları onları havada bekliyor. Geçen hafta iki Türk ve Yunan savaş uçağı Ege üzerinde çarpıştıktan sonra "Kaza neden oldu?" diye soranlar yanlış soru sordular. Bu konuları bilen birinden aldığım bilgiye göre bu defa Yunan pilotu, belki de biraz acemi olduğu için, Türk uçağına çok yaklaştı ve alttan çarptı. Olay kazaya uğrayan Türk uçağına eşlik eden uçağın kamerasıyla görüntülendi. Yunanistan'ın olaydan sonra fazla sesinin çıkmamasının, kısmen, nedeni budur.Ege Denizi'nin üstündeki bu dalaşmalar akla aykırı, inadı olgunluğun üstünde tutan, hiçbir pratik yararı olmayan bir egzersizdir. İki komşu arasında Ege üstündeki uçuş kontrol bölgesinde (FIR) anlaşmazlık baş gösterdiğinde bugün Türk halkını meydana getiren insanların yarıdan çoğu daha dünyaya gelmemişti. Köprü üzerindeki iki inatçı keçi gibi, Yunanlılar Nuh diyor, peygamber demiyor, biz peygamber diyoruz, Nuh demiyoruz. Yararı olmayan egzersiz Her iki ülkenin pozisyonu belli ve tescil edilmiştir. O zaman, her Allah'ın günü uçak kaldırıp malumu yeniden ilan etmenin ne yararı var?Bu inadın benzin, uçak, pilot zamanı, sinir aşınması ve iyi niyet olarak maliyeti hiç hesap edilmiyor mu?Bir uçağın her sortide sadece benzin masrafı 10.000 dolardır. Düşen uçakların her birinin maliyeti 40-50 milyon dolar arasındadır.Bu paraların daha verimli harcanacağı yer yok mu, arkadaşlar?Sorunun çözümü kolay. İki taraf otursun. Yılın bir gününü İt Dalaşı Günü ilan etsinler. Türk savaş uçakları o gün tartışmalı bölgelerde uçsun. Yunan uçakları onları karşılasın. Biraz cilveleşsinler. Herkes evine dönsün. Bu abesle iştigal sona ersin. mmunir@milliyet.com.tr Sorunun çözümü kolay
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024