Rumlar bu salaklığı yapmamış olsalardı yavaş yavaş azalmakta olan Türk nüfusu eriyecek, ada sessiz sedasız onlara kalacaktı. Sabredemediler. Türkleri kendi elleriyle ölüm döşeğinden kaldırdılar ve adanın en güzel ve verimli parçasını onlara hediye ettiler.Rumlar ikinci büyük hatalarını 2004'te adayı birleştirmek için Birleşmiş Milletler'e genel sekreteri Kofi Annan'ın hazırladığı çözüm planını referandumda reddederek yaptılar. Rumlar Kıbrıslı Türklere iki büyük hediye verdi: 1974 ve 2004. 1974'te aşırı sağcılar hükümeti devirip Helen Cumhuriyeti kurdu ve adayı Yunanistan'la birleştireceklerini ilan etti. Türk askerleri Kıbrıs'a çıktı ve adayı etnik iki bölgeye ayırdı. Birkaç yıl sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi. Türkler çözüm lehine oy kullandı ve 1974'ten bu yana ilk defa Batı dünyasında kamuoyunun ibresi Türk tarafında döndü. Çünkü ABD ve Avrupa Birliği de Annan Planı'ndan yanaydılar.Annan Planı KKTC'ye prestij kazandıran bir dönüm noktası oldu. 1974'ten beri derin bir atalet içinde olan ekonomisini uyandırdı. Ekonomi son üç yılda % 46 büyüdü. Kişi başına milli gelir 10.000 doların üzerine çıktı.Kıbrıslı Türklerin öz güvenini pompalayan bu olgu siyasi arenada ellerini güçlendirdi.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat bir mülakat sırasında ekonominin güçlenmesinin Kıbrıs sorununa olumlu katkısı olacağını söyledi. Rumları kastederek, "Kıbrıslı Türklerin ezilmesini istiyorlar. Fakir olsunlar ve çözüm istemesinler. O günler geride kaldı. Şimdi siyasi eşitlik elde etmemiz daha kolay." Mesaj açıktır Gerçi Cumhurbaşkanı Talat bana "Hedef birleşme, bölünme değil" diyor ama sorunun cevabı nettir: Hayır.Rumlar fanatik milliyetçi Tasos Papadopulos'u tesadüfen değil çözümsüzlük politikasını en iyi yürüteceği için cumhurbaşkanlığına seçtiler. Mesajı açıktır: Bizim istediğimiz gibi çözüm olmayacaksa hiç olmasın daha iyi. Ama çözüm umudu var mı? Kıbrıs sorununu yakından izleyen herkes Papadopulos orada durduğu müddetçe adanın yeniden birleşmesine yol açacak bir çözüm bulmanın mümkün olmadığını biliyor.Türklerle birlikte yaşamak isteyen Rumlar var. Ama bunların sayısı az. Referandumdan bu yana Papadopulos bunlara karşı bir sindirme, dışlama ve aşağılama kampanyası yürütüyor.Birleşmiş Milletler'den öğrendiğime göre üç sene önce serbest dolaşımın başlamasından bu yana yapılan karşılıklı geçişlerin sayısı on milyonu aştı.Güney'e geçen Türklerin geri getirdiği mesaj, iki toplumun yeniden bir arada yaşamasının çok zor olduğudur. Belki de bu Rumların Türklere verdiği üçüncü hediyedir.Not: Bu Kıbrıs konusundaki beş yazımdan ilkidir. Diğer yazım cumaya. mmunir@milliyet.com.tr Üçüncü hediye