Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Turkcell’in tarihinde biri iyi diğeri kötü iki önemli dönüm noktası var.
Bunlardan ilki şirketin 2000 yılında New York’ta halka arzıdır. Bu arzla Turkcell Türkiye’nin ilk gerçek anlamda uluslararası şirketi haline geldi.
İkincisi, 2002 ekonomik krizinden sonra ana ortak Mehmet Emin Karamehmet’in mali krize düşmesidir.
Dünyanın en zengin işadamlarından biri iken iflasın eşiğine gelen Karamehmet başını su yüzünde tutabilmek için Turkcell’deki hisselerini satmaya başladı. Azınlığa düştü. Şu anda kontrol ettiği hisse oranı yüzde on dört civarındadır. Yürümekte olan davalar aleyhinde sonuçlanırsa bunun da büyük bir bölümünü kaybedebilir. Buna rağmen, hâkim ortakmış gibi şirketi kumanda etmekte ısrar ediyor.

Kriz bitecek gibi değil
Turkcell’de sekiz yıldır süren ve bitecekmiş gibi görünmeyen krizin nedeni budur: Şirketin yarısından fazlasına sahip olan yabancı ortaklar “Turkcell’i biz yönetmeliyiz” diyor. Karamehmet “Ben yönetirim” diyor.
Ona bu gücü veren, kurumun muhtemelen dünyada eşi olmayan, ortaklık yapısıdır.
Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ halka arz edildiğinde iki büyük ortağı vardı: Yüzde 50.5 hisse ile Karamehmet’in Çukurova’sı. Yüzde 41 hisseye sahip, adı daha sonra TeliaSonera olacak olan İskandinav şirketi.
Halka arzdan önce bu ikili Turkcell Holding adına ikinci bir şirket kurdu. Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ’nin yüzde 51 hissesi Holding’e devredildi. Holding’deki hisseler yüzde 53 Çukurova, yüzde 47 TeliaSonera şeklinde dağıtıldı.
Bu sayede, para kazanan şirket olan Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ’de hisseleri ne kadar azalırsa azalsın, Çukurova’nın patronu olan Karamehmet şirkete hâkim olmaya devam edebilecekti.
O zaman muhtemelen kimsenin aklına gelmeyen bu olasılık, Karamehmet’in dara düşmesiyle gerçek oldu.
Karamehmet Pamukbank ve Yapı Kredi bankalarının sahibi idi. Onlardan aldığı ve geri ödemekte zorlandığı krediler yüzünden 2003’te başı derde girdi. Pamukbank’ı kapatmak, Yapı Kredi’yi satmak durumunda kaldı. Ama, eline geçen paralar devletin çıkardığı faturayı ödemeye yetmedi. Sıra Turkcell’e geldi.
Karamehmet 2005’te Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ’yi kontrol eden Turkcell Holding’deki yüzde 53 hissesinin tamamını 3,1 milyar dolara ortağı TeliaSonera’ya satacağını açıkladı. Bu şekilde TeliaSonera, Turkcell adını taşıyan her iki şirkettin çoğunluğuna sahip olacaktı.
Tam “Turkcell’de Çukurova dönemi bitti” denirken, sessiz ve derinden gitmek en büyük özelliklerinden biri olan Karamehmet beklenmedik bir bomba patlattı.
Virgin Adalarında Çukurova Telecom Holdings adlı yeni bir şirket kurdu. İskandinavlara söz verdiği Turkcell Holding’deki hisselerinin tamamını bu şirkete devretti. Ve yüzde 49’unu Rus Alfa şirketine devretti. Karşılığında Alfa’dan devlete olan borçlarını kapatmak için 1,7 milyar kredi aldı.
Sular bundan sonra da durulmadı.
Verilen sözlerin tutulmaması nedeniyle Karamehmet Alfa ile de kavgaya tutuştu.
Borç ödemesinde gecikmeler ve mukaveleye uymamak nedeniyle, TeliaSonera ile mahkemelik iken, Alfa ile de mahkemelik oldu.
Karamehmet daha sonra iki devlet kurumunun şikâyeti üzerine, dolandırıcılık suçundan 12 yıla yakın hapis cezasına ve 500 milyon tazminata
mahkûm oldu.

Düşmanımın düşmanı...
Cenevre’deki Uluslararası Ticaret Odası, imzaladığı anlaşmaya uyup Turkcell Holding’deki hisselerinin tamamını TeliaSonera’ya devretmesini ve 932 milyon dolar tazminat ödemesini emretti.
Düşmanımın düşmanı dostumdur hesabıyla, Alfa ile TeliaSonera Karamehmet’e karşı birlik oldu.
Ama onu defterden silmeyin. Türkiye’nin belki de mat edilmesi en zor işadamı olan Karamehmet’in çok güçlü bir müttefiki var: Şirketin İskandinav-Rus ortaklığına geçmesini istemeyen Ankara.

Haberin Devamı

YARIN: GECE YARISINA DOĞRU ÇIKAN YÖNETMENLİK